29. Bölüm: "Anılar."

6.7K 441 69
                                    




Röportajı bitireli çok oluyordu ve biz ikimiz bir sohbet içine girmiştik. Daha doğrusu bunun Akın'ı ne kadar ilgilendirdiğinden emin değildim çünkü içtiğim alkol hafiften bedenime giriş yapmış sayılırdı. Ara sıra gözlerim kayıyor, kendimi uyuklar pozisyonda buluyordum. Daha sonra hiçbir şey olmamış gibi oflaya puflaya ayılıp Akın'a yarım kalan cümlemi tamamlıyordum.

"...İşte öyle oldu." dedim derin bir nefes alarak. Alkol, Akın'ın bedenine etki etmediğinden olsa gerek onuncu kadehinden sonra saymayı bırakmıştım. "Yani şimdi sen diyorsun ki üniversite hayatımda oldukça haylaz bir öğrenciydim ve defalarca kez eylemlere katıldım?"

"Hm hm." deyip başımı salladım. "En saçma eylemim neydi biliyor musun?"

"Ne?" diye sordu, hafiften duyacaklarından dolayı korkuyor gibiydi.

"Bak şimdi bir gün İstiklal'de yürüyorum böyle, sonra kalabalık bir grup gördüm. E bende merak ettim-" sözümü kesti. "Merak cidden kediyi öldürürmüş." güldüm. "Girdim aralarına, pankartları falan okumaya çalışıyorum. bir anda etrafımızı polisler sardı. Biber gazı falan sıkıyorlar ama öyle böyle değil. Karakolda ayılmışım." dedim.

"Bunu neden yaptınız diye sordu polis, bende dedim ki neyi?" başını geriye yaslayıp güldüğünde ona eşlik ettim. "Tekrar sordu, neden yaptınız?" sesimi kalınlaştırdım. Onu taklit ederek konuşmaya devam ederek "Bunun bir suç olduğunu biliyor musunuz?" gözlerimi devirdim.

"Ne var yani erkekler kapatılsın diye bir yürüyüte bulunduysam? Hah!" dediğimde tek kaşını kaldırıp "Erkekler kapatılsın yürüyüşü mü?" hevesle "Evet!" dedim. "Pankarta da şey yazmışlar...erkolar kapatılsın." bir süre düşündüm.

"Ben bunu sosyal medyada çok görmüştüm ama gerçek hayata geçmesini asla beklemiyordum." gülüyordum da neye güldüğümün farkında mıydım acaba?

"Erko mu?" yüzü şekilden şekile girdi. "O ne?" bir an kendimi tutmayıp sandalyeden kalkarak yanağını sıkıştırdığımda elimi tuttu. "Ne yapıyorsun?"

"Çok şapşalsın." dedim. Garip bakışlarıyla "Sende uslanmazsın." deyince omuz silktim. "Böyle bir eyleme katıldığına inanamıyorum."

"Bende..." üzgünce dudaklarımı üzdü. "Bir de onlar yüzünden sicilim yandı."

"Siciline işleyecek kadar mıydı?" başımı salladım. "İki saattir ne anlatıyorum burada ya?" sitemle ona bakıp "Bizi biber gazıyla içeriye sıkıştırdılar yahu! Sonra gözlerimi bir açtım demir parmaklıklar arasındaydım. Orada biriyle tanıştım..." hülyalı hülyalı gülümsedim.

"Nasıl biriymiş bu?"

"İlk aşkım." deyince bana iyice yaklaştı. "İlk aşkın?"

"Evet ilk aşkım." dedim yeniden. "Onu orada gördüğüm an dedim ki tamam kızım. Artık aşk defterlerini kapatmanın zamanı geldi de geçiyor, bu insan evladı resmen senin için yaratılmış olmalı." hıçkırdım.

Boş bardağı, Akın'a doğru salladığımda "Hayır." deyince somurttum. "Hani senin yanında istediğim kadar içebilirdim? Yalancısın işte." kollarımı göğsümde kavuşturup "Hem de çok yalancısın, hah!"

"Bu kadar abartacağını düşünmedim." diye mırıldandı. Ona dilimi çıkartıp şarap şişesini elime almak istediğimde benden önce davrandı ve şişeyi eline aldı. "Dur orada bakalım."

"Ya ne karışıyorsun?" dedim mızmızlanarak. "Seni burada bırakırım bak." dedi tehditvari bir şekilde. Somurttum. "Tamam." diye mırıldanıp arakama yaslanınca sandalyesini gürültüyle yanıma çekti ve koluma dokundu.

"Küstün mü?"

"Yo." dedim. "Cidden daha çok içmediğin için bana tavır mı alacaksın?

"Ya sen şeytan değil misin?" diye yükseldim bir an. "Asıl bana sürekli içmem için vesvese vermen gerekmiyor mu?" gözlerini devirdi. "Artık çizgi filmde değil de gerçek hayatta olduğumu anlayabilir misin?"

Cevabından tatmin olmayarak bakınca bıkkın bir nefes verdi. "Valla kırk yıldır felsefe öğretmeniyim hala neyden bahsettiğinizi çözemedim." yanımızdaki masadan gelen sesle ikimiz de bir an durduk. İçimden defalarca yakalandık korkusuyla siktir çekerken Akın oldukça rahat görünüyordu.

Yaşlı bir adam bir elinde filtre kahvesi, diğer elinde gözlüğüyle bize bakıyordu. Sandalyesini bize doğru çevirmişti. "Bizi mi dinliyorsunuz?" diye sordu Akın ifadesiz bir sesle.

ŞEYTANIN ÇIRAĞIWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu