68. Bölüm: "Ata'nın yardımı."

5.4K 361 102
                                    




Günler beklediğimden hızlı geçmişti ve ben yine iş başı yapmıştım. Çalışmaktan nefret ediyordum, keşke para kolaylıkla beni bulabilseydi.

Yanaklarımı şişirdim sıkıntıyla. "Toplantı saati!" Aslıhan'ın belirgin cırtlak sesiyle ayağa kalktım.

Mira sabah sabah beni soru yağmuruna tutmuş olsa da geçiştirmiştim ve bana tripliydi. Görebiliyordum. "Yapma ama." dedim omzuna omzu7mla çarparak.

"Pardon." dedi Mira. "Siz de kimsiniz acaba? Ben sizi tanıyamadım." gözlerimi devirdim. "Ben senin en en en yakın arkadaşınım." dediğimde "Hm." diye mırıldandı. "En yakın arkadaşına hiçbir şeyini anlatmıyorsun ama."

Anlatamazdım çünkü.

Bu yaşadıklarımın sadece bir kısmını Mira'ya bahsetsem elimden tutup tımarhaneye götüreceğinden emindim.

"Anlatılacak bir şey yok ki." benden en uzak yere oturmasıyla dudaklarımı büzdüm ve onun karşısına oturdum. Kapıdan giren Ata'yı gördüğümde yerimde doğruldum.

Ata, yanındaki arkadaşlarıyla gülüşmeyi, beni gördüğü an kesti. Rahatsızca kıpırdanırken yanımdaki sandalyeyi çekti ve oturdu.

"Görüşmeyeli nasılsın?" dedi alayla. "Hafta sonun umarım güzel geçmiştir." bir de dalga geçiyordu.

"İyiyim." dedim. Kendime güvenmeliydim. En azından düşmanımın karşısında, değil mi? "Sen nasılsın?" diye sordum.

"Çalışıyorum." dedi dosyalarını düzenleyerek.

"Yani senin aksine." güldüm. "Bende çalışıyorum." bakışları kağıtlardan ayrılmazken alt dudağını diliyle ıslattı ve "Hm?" dedi. "Hiç öyle görünmüyordu." göz ucuyla Mira'ya baktı.

"Saf arkadaşın belki bu çocukça oyunları yer ama ben yemem, anlıyorsun değil mi?" bakışlarındaki kararlı ifadeden istesem bile onu ikna edemeyeceğimi anladığımda omuz silktim.

"Sen bilirsin." küçümser bir ifadeyle yüzümü buruşturdum. "Saçma sapan şeyler düşünmeye devam edebilirsin."

"Saçma sapan?" bir kağıtta durup dosyasının en önüne aldı. "Orası sence de masum bir buluşma için fala ateşli değil miydi? Hm?" diye mırıldandı.

"Söylesene." dedim. "Neden bununla bu kadar ilgilendin?"

"Benim işim bu." dedi. "Ben merak ederim, sorgularım."

"İşin başkalarının hayatına burnunu sokmak olmasın."

"Başkası mı?" güldü. "Sen ne zamandan beri başkası oldun?" kaşlarımı çattım.

Tam ne demek istiyorsun diyeceğim sırada içeri müdürün girmesiyle sözler dudaklarımda asılı kaldı. "Kalkmayın kalkmayın." dedi.

Aceleyle her zamanki yerine oturdu. "Çok acil işim var zaten, hızlıca yapıp bitirelim şu toplantıyı." herkes sıra sıra elindeki kağıttan haftanın haberini anlatırken ben, önümdeki boş kağıtla bakışıyordum.

Sıra, Ata'ya geldi.

"Evet." dedi, hafifçe öksürerek. "Şehrin dışında bir bar kavgasının haberi." elindeki fotoğrafları, müdürün önüne itti.

"Gerekli haberleri yaptık ama yine de onlarla röportaj yapmamızı ister misiniz?" müdür başını salladı.

"Nerede kalıyorlarmış biliyor musun?"

"Bilmiyoruz ama sıkıntı değil, öğreniriz." parmaklarımı avcumun içine gömdüm. Okula giderken bile en nefret ettiğim şeydi bu.

Sıra yavaş yavaş bana gelirken beklemek ölüm gibiydi resmen.

"Güzel. Bu çocukları gidip bir sorgulayın bakalım, belki altından bir şeyler çıkar."

"Tabii efendim."

Müdür beyin bakışları bana döndü. "Evet? Sen." duraksadım. Birkaç dakika geçen sessizliği müdürün "Yine mi?" diye homurdanması böldü.

Bana gelecek azar için hazır olduğum esnada garip bir şey oldu.

Ata, bir anda atılarak "O gece Ada'da bizimleydi." dediğinde hızlıca ona döndüm.

Bana bakmıyor, direkt olarak müdürle iletişim kuruyordu. "Yani bu haberde onun da payı var." ne diyeceğimi bilemezken Mira'ya değdi bakışlarım.

Kaşlarını çatarak Ata'ya bakıyordu, benim ona baktığımı fark ettiği an bakışları yumuşadı. "Evet." dedi incecik sesiyle. "Ada'da bizimleydi."

"Öyle mi?" diye sordu müdür şüpheyle. "Neden daha önce söylemediniz?"

"Söyledik aslında ama gözden kaçmış olmalı." dedi Ata atik bir hareketle. Müdür şüpheyle baksa da bunun üzerinde durmadı çünkü Ata ile ne kadar kötü anlaştığımı biliyordu.

Onun bana yardım edeceğini aklının ucundan geçirmemişti.

Bende geçirmezdim ama Ata yapmıştı. Toplantı bitene kadar ona kaçamak bakışlar atmakla yetindim sadece. Bir şeyler değişiyordu.

*

ŞEYTANIN ÇIRAĞIWhere stories live. Discover now