7. Bölüm: Gözyaşı.

39 7 28
                                    

Gülerken gözlerim kapanıyordu, neredeyse düşüyordum. Ayağımda ince topuklu, siyah bir ayakkabı vardı. Çantam da siyahtı. Bugün baştan aşağı siyahtım.

Gözlerim Evgin'i arıyordu. Ben arka taraflara bakarken hemen karşımdan bir ses geldi.

"Ne yapıyorsun sen orada?" Evgin.

"Buldum seni!" dedim son harfi uzatarak. Kafam gerçekten güzeldi.

"İn şuradan!" dedi beni elimden çekiştirerek. Öyle güçlü çekiştiriyordu ki baş aşağı yuvarlanacaktım. Zaten ayakta duramıyordum, bunu bile bile neden bana bu kadar sert davranıyordu?

Aşağı indiğimde Evgin beni tutmasa düşecektim. Tenimdeki elini hissettim, sıcacıktı.

"Hadi, gidiyoruz." dedi, bileğimden tutup beni yine çekiştiriyordu.

"Hayır!" diye bağırdım durarak.

"Evet." dedi bana öfkeli gözlerle bakarak.

"Sen git, ben gitmiyorum." dedim kollarımı göğsümde birleştirerek.

Bana mısın demeden peşinden sürüklemeye devam etti beni. Kulübün kapısından çıktığımızda hava oldukça sıcaktı ya da ben yanıyordum.

"Sen onu nereden buldun?" dedi Evgin elimdeki votka şişesine şaşkınlıkla bakarak. Bir şişeye bir Evgin'e baktım. Elimde olduğunu şu an fark etmiştim.

"Biri verdi..." dedim ve şişeyi kafama diktim. Arabaya gidene kadar bütün şişeyi bitirip şişeyi yere atmıştım. Daha doğrusu, ben sarsılırken yere düşmüştü.

"Bin." dedi arabanın kapısını açarken. Hayret, bana ilk defa kapı açıyordu.

"Bana emir vermeyi ne zaman keseceksin?" dedim kollarımı göğsümde birleştirerek. Gerçekten küçük çocuklara dönmüştüm.

"Sen ne zaman bir şeyi sorgulamadan yapacaksın?" Yapmıyor muydum?

Göz devirerek şöfor koltuğunun yanındaki koltuğa bindim. Evgin emniyet kemerimi bağlamak için üzerime eğilmişti. Göz göze geldiğimizde kolumu boynuna dolayarak onu kendime yakınlaştırdım.

"Sarhoşsun." dedi geri çekilerek. "Gece gece eline koluna dikkat et."

Biz sevişmemiş miydik?

"Çok sıkıcı..." dedim Evgin suratıma kapıyı kapatırken. Arabanın önünden dolanıp kapıyı açtı ve yanıma oturdu. Bana bakmıyordu. Umurunda değildim onun.

Tüm yolculuk sessiz bir şekilde, yola bakarak geçmişti. İkimizde tek laf etmemiştik ve bu şaşırtıcıydı. Onun bana sürekli emir vermesi gerekmiyor muydu? Ya da ben sarhoş ağzımla saçma sapan şeyler söylesem?

Tabii ki öyle bir şey yapmazdım çünkü onu sinirlendirmek istemiyordum. Ona aşık falan da değildim, sadece bir değil birkaç gece istemiştim...

Eve geldiğimizde gözlerimi açık tutamıyordum.

"Uyuma sakın," dedi Evgin, sanki çok mümkündü. "Geldik."

İlk defa ters bir şey söylememişti. Ama ilk gecemizde de bana karşı çok nazikti. Sahi, ilk gecemizi hatırlamıyor muydu? Çok eğlenmiştik...

Evgin'in kapımı açtığını fark ettim ama kolumu kaldıracak halim yoktu.

"Hadi." Ne kadar anlayışsız biri bu...

Zorla emniyet kemerimi açtım ve ayağa kalktım. Soğuk hava biraz olsun kendime getirmişti beni.

Onun yüzüne bakmadan eve doğru yürümeye başladım. Yamuk yumuk adımlar atıyor ve arada sendeliyordum.

Tam zile basacakken Evgin'in emriyle durdum.

"Dur, sakın basma."

Evgin anahtarıyla kapıyı açtıktan sonra önce benim geçmemi bekledi. Ezgi, ne vardı bu kadar içecek...

Merdivenlere kadar geldiğimizde duraksadım. Burayı tırmanacak halim yoktu.

Derin bir iç çektikten sonra havalandığımı hissettim. Evgin, bir kolunu belime, diğer kolunu bacaklarıma dolamıştı. Beni kucağında taşıyordu.

Kimseye görünmeden odamıza girmiştik. Hâlâ onun kucağındaydım ve uyumak üzereydim. Başımı göğsüne yaslamıştım ve buna bir şey dememişti, bana karşı yumuşamış mıydı bir saatte?

"Üstünü değiştirmeyecek misin?" dedi kapıyı kapatırken. Gözlerim kapalı başımı iki yana salladım.

Beni yatağa yatırdığında tam gidecekken elinden tuttum. Bir süre bakıştık... Birbirimizin gözünü okumaya çalışıyorduk sanki. Gözlerimizle konuşuyorduk.

Dudaklarımız birleştiğinde gözlerimi kapattım. Ben onu değil, o beni öpmüştü. Neden bu kadar kötüydü o zaman bana karşı?

Ayrıldığımızda gözlerimi açtım. Bir rüya bitmiş gibiydi sanki. Onunla göz gözeyken bir şey fark ettim.

Neden gözümden yaş akmıştı?

RastlantıWhere stories live. Discover now