31. Bölüm: Karar.

32 5 36
                                    

Tüm gece, Evgin uyurken onu izlemiştim.

Bugün, karar günüydü.

Evgin kıpırdanmaya başlayıp uyanırken, ben sırtımı yatak başlığına yaslamış onu izliyordum.

"Günaydın." dedim sert bir şekilde. "Teşrif etmeyi biliyormuşsunuz sıcak yuvamıza. Ne büyük şeref."

O, başını tutarken sessizliği yine ben bozdum.

"Neydi o dün geceki halin?" diye sordum.

Söylediğim yine yanıtsız kaldı.

"Anladım..." dedim kendi kendime. "Dün bir şey dedin. O da beni böyle taşırdı, diye... Kim?"

"Saçmalamışım işte." dedi ve doğruldu. "Sen boşanmıyor musun benden?"

"Bunu ilk isteyen sendin." dedim önüme dönerek. "Ben, sadece senden önce davrandım."

"Önemi yok." dedi ve ayağa kalkar kalkmaz giyinmeye başladı. "Boşanacağız ama şirketteki hiçbir hissemi alamazsın."

"Alırım." dedim ve ayağa kalkıp karşısında geçtim. "Avukatımla konuştum."

"Keyfimizden evlenmedik." dedi siyah tişörtünü giyinirken. "Keyfimizden boşanamayız."

"O, senin bana verdiğin ama tutmadığın sözle bitti." dedim ciddi bir şekilde.

"Verilen sözlere inanacak kadar safsın." dedi.

"Sende verdiğin sözü tutmayacak kadar!.." Göz göze geldiğimizde duraksadım. "Bencilsin."

"Bencilim, öyle mi?"

"Evet." dedim.

"Peki. Başka?" dedi, dalga geçmiyordu. Onu aşağılamamı istiyordu.

"Şerefsizsin."

"Başka?" dedi aynı ciddiyetle.

"Yalancısın."

"Güzel." dedi ve güldü. "Başka?"

"Hödüksün." dedim, gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Başka?" dedi sırıtarak.

Güldüm ve kollarımı boynuna doladım.

"Piç herifin tekisin." dedim ve başımı omzuna yasladım. "Ama sana hâlâ aşığım..."

"Bu da demek oluyor ki..." derken kolları bedenimi sardı.

"Senden boşanmıyorum." diyerek tamamladım cümlesini.

Ondan ayrıldım ve sehpanın üzerinde duran dosyayı elime aldım. Evgin'in gözünün içine bakarak dosyanın içindeki kağıtları yırttım ve havaya attım.

Kağıtlar havada uçuşurken, onun dudaklarına yapıştım.

Bir hareketle kucağına atladığım sırada saçlarımı okşuyordu. Bir yandan da öpüşmeye devam ediyorduk.

Beni yatağa yatırdığında onun az önce giyindiği siyah tişörtünü çıkarmakla meşguldüm. Eli, siyah geceliğimin askısında oyalanıyordu.

"Sensiz bir hiçmişim..." dedim itiraf ederek.

Onun itirafı benimkinden büyüktü.

"Sensiz yaşayamazmışım."

Yaşanan onca şeye rağmen, bizi birbirimize bağlayan şeyler hâlâ varmış.

Değil mi Evgin?

RastlantıWhere stories live. Discover now