65. Bölüm: Onsuz.

19 4 7
                                    

Birkaç gün sonra...
Zamanla her şeye alışırdı belki insan... Ama gerçek acı taşıyana zaman zehir gelirdi.

Yesariler günler sonra hastaneden çıkmıştı. Her şey normaldi ama elbette bir hüzün vardı üstlerinde. Herkes sessiz sedasızdı belki ama kafalarının içindeki sesler çığlık çığlığaydı.

Büge, evde çoğu zaman dinleniyordu bebeğin sağlığı için. Doktorun tembihlerine uyarak gerekmediği sürece ayağa kalkmıyordu. Onun tüm işlerinde Barış yardım ediyor ve Can'a o bakıyordu.

Sasha hâlâ yas tutarken Savaş onu bir an olsun yalnız bırakmıyordu. Çoğu zaman dertleşiyorlardı.

Peki Evgin?

O ise sabahlara kadar şirkette çalışıyordu. Kendine hep yeni bir iş buluyor ve onu en ince detayına kadar inceliyordu.

Savaş ve Barış evdeydi, koridorda karşılaşmışlardı.

"Nasılsın?" diye sordu Barış.

"İyiyim, sen?"

"Kötü." diye yanıtladı Barış. "Evgin'e üzülüyorum. İşten kafasını kaldırmıyor fakat, yapacak bir iş bile yok ortada."

"Kendine bir uğraş arıyor." dedi Savaş.

"Daha da önemlisi ağzına bir damla içki koymadı. Benim tanıdığım Evgin tam tersi, kendini içkiye verir. Ezgi'den sonra çok değişti."

"Hastaneden sonra yüzümüze bakmadı. Sesini bile duymadım kaç gündür." diyerek Barış'ın derdine ortak oldu Savaş.

"Eve hiç gelmedi..." dedi Barış başını öne eğerek.

"O da haklı, Ezgi'yle kaldığı odada artık tek başına..." dedi Savaş.

"Şirkete gidiyorum ben, geliyor musun?" dedi Barış merdivenlerden aşağı inerken.

"Yok, Sasha'yla ilgilenmem lazım. Kız perişan..." dedi Savaş. Barış anlayışla başını salladı ve evden çıktı.

Barış şirkete gider gitmez Evgin'in odasına girmişti. Evgin tabii ki harıl harıl çalışıyordu, Barış'ın yüzüne bile bakmamıştı.

"Hoş geldin abi." dedi Evgin elindeki dosyaya göz gezdirerek. Önündeki masada yığınla dosya vardı.

"Abim, indirmişsin tüm dosyaları." dedi Barış kapıyı kapatırken.

"Önümüzdeki on yılın gelir giderlerini hesapladım."

"On yıl mı?" dedi Barış şaşkınlıkla. Bu, gerçekten üstünde çalışılması günler alacak bir hesaplamaydı.

"Evet. Ayrıca Savaş'ın ve senin şirkette olmadığın günleri telafi ettim, babam laf edemez." dedi Evgin, hâlâ Barış'a bakmıyordu. "Bu arada, iyi bir haberim var. Hisseleri Ateş'ten nasıl alacağımızı buldum."

"Ne?" dedi Barış şaşkınlığını gizleyemezken.

"Avukatla da konuştum. Bir iki güne hisseler bizim elimizde."

"Bunları yalnızca üç günde mi yaptın?" diye sordu Barış hayretle.

"Ha, bir de-"

"Evgin." diyerek Evgin'in sözünü kesti Barış.

Evgin duraksamış ve gözünü dosyadan yere çevirmişti. Böyle davrandığının normal olmadığının o da farkındaydı.

Barış yavaşça Evgin'e yaklaştı ve elindeki dosyayı alıp masaya koydu.

"Bana bak." dedi Barış tekdüze.

"Abi-"

"Yüzüme bak." diyerek tekrar etti Barış.

Evgin gözlerini yavaşça yukarı çıkardı. Barış'la göz göze gelmişlerdi.

"Gözlerinin haline bak." dedi Barış. "Yorgunluktan ellerin titriyor. Biliyorum, acın büyük ama kendine eziyet etme bu kadar."

Evgin sessizce yere bakıyordu.

"Hadi, bu akşam çıkalım dışarı. Bu sıralar tüm dertler üstüme geliyor. İçelim, dağıtalım biraz."

"Bir başlarsam bırakamam ama." dedi Evgin sırıtarak.

"Burada ruhsuz ruhsuz çalışmandan iyidir." dedi Barış gülerek.

"Ruhsuz çalışmak, onsuz çalışmaktan daha iyidir..." diye fısıldadı Evgin.

Akşam olduğunda Evgin ve Barış bir gece kulübüne gitmişlerdi ve bar bölümünde oturuyorlardı.

"Onsuz her şey eksik..." dedi Evgin elindeki kadehle oynarken. Barış yalnızca onu dinliyordu.

Bir anda Evgin'in anıları gözünde canlanmaya başladı. Ezgi'yle balayına gittiklerinde aynı böyle bir yerde Yıldızların Altında söylemişlerdi.

Evgin bu anı hatırlayınca derin bir iç çekip başını öne eğmişti.

"Ezgi'ye bu kadar bağlandığını bilmiyordum..." dedi Barış. "Sonuçta zorla evlendiniz. Ne ara bu kadar değer verdin ona?"

"Emin ol, o da bana aynı değeri veriyordu." dedi Evgin, Barış'a dönerek. "Bu arada... Cenaze işi ne oldu?"

"Biz, hepimiz hastanedeydik, gidemedik... Ateş halletti o işi."

"Nasıl?" dedi Evgin şaşkınlıkla. "Bunu nasıl Ateş'e bırakırsın?"

"Oğlum, anla beni. Bir yanda sen, diğer yanda Savaş, Büge... Sasha desen hâlâ sakinleştiremiyoruz. Nasıl yetişecektim?"

"Kendin söylüyorsun. Savaş'ı bu hale getiren Ateş. Beni de bıçakladı, hatırlamıyor musun?"

"Ateş'e soracaksın bunun hesabını, bana değil." dedi Barış sakince.

"Keşke ölen Ateş olsaydı abi... Keşke..." dedi Evgin. Ardından gözü arkadaki kalabalığa kaydığında gördüğü şeyi asla unutamayacaktı.

Ezgi.

RastlantıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora