35. Bölüm: Kabus.

34 7 13
                                    

Yağmurlu bir havada, sokak ortasında yürürken bir ses duydum.

"Anne!"

Bu, küçük bir kız çocuğunun sesiydi. Bana mı sesleniyordu?

Arkamı döndüğümde rüzgardan sarı saçları uçuşan, dört beş yaşlarında bir kız gördüm. Evet, bana sesleniyordu.

"Anne, gitme!" dedi ağlayan kız.

Ona doğru küçük adımlar atmaya başladım. Yanına geldiğimde onun hızasına gelecek şekilde eğildim.

Tam gözyaşlarını silecekken geri çekildi küçük kız.

"Sen beni bıraktın!" diyerek geri çekildi. Elim havada kaldı.

"Ben..." Gerisini getiremedim.

"Anneler çocuklarını bırakmaz!" dedi ve arkasını dönüp koşmaya başladı. Peşinden gidemedim, sadece bağırabildim.

"Ben öyle olmasını istemedim!.." dedim. "Özür dilerim..."

Sıçrayarak uyandığımsa kan ter içinde ve nefes nefeseydim. Başta afallamıştım ama karşımda Evgin'i görünce rahatladım.

"Kabus gördün galiba." dedi, başımı salladım. "Su verirdim ama serum bağlı olduğu için izin vermiyorlar."

O an hastabaşı monitörü kısık bir sesle ötmeye başladı.

"Ateşin var." dedi monitöre bakarak. Kapının önünden geçen bir hemşire makinenin sesini duymuş olmalı ki odaya girdi.

"Hocam, uyanmışsınız." dedi hemşire, ardından öten hastabaşı monitörüne baktı. "Ateşiniz var, ben size ateş düşürücü yapayım.

Hemşire elimdeki iğneyi seruma enjekte ederken Evgin elimi tutuyordu.

"İyi misin biraz daha?" dedi Evgin, hemşire odadan çıktıktan sonra.

"İyiyim." dedim başımı sallayarak.

"Herkes öğrendi, kazayı..." dedi. Başımı öne eğdim.

Aradan bir saat geçti geçmedi, herkes odaya gelmiş, sohbet ediyorduk.

"Yalnız, motoru kullanırken öleceğimi sandım..." dedim.

"Allah korusun..." dedi Sasha endişeyle, ben ise işi şakaya vurmuş gülüyordum.

"Yalnız, bu ilaç seni fena yaptı ha." dedi Evgin halimi görünce.

"Ne verdilerse..." dedim seruma bakarak, ardından gülümsedim ve gözlerimi kapattım. "Kafam güzel benim ya..."

Yine odadaki herkesi güldürmeyi başarmıştım. Bunu bilerek yapmıyordum, gerçekten içmiş gibiydim.

"Evgin, Barış," dedi Savaş, Evgin ona sorar gözlerle döndü. "Bu gece Ezgi'nin yanında ben kalacağım. Siz çok yoruldunuz."

"Ama abi-"

"İtiraz istemiyorum." dedi Savaş, Evgin'in sözünü keserek.

Onlar orada konuşurken Sasha yanıma geldi.

"Ezgi, iyi misin?" dedi hüzünle bakarak.

"Ben iyiyim, gerçekten iyiyim..." dedim gülümseyerek.

"Canım..." dedi ve omzuma bir öpücük kondurdu. "Biz hep yanındayız, tamam mı? Dikkat et kendine..."

Başımı yukarı aşağı salladım.

"İyi tamam..." dedi Evgin ikna olmuş şekilde ve bana döndü. Birbirimize sarıldıktan sonra vedalaştık ve Savaş dışında herkes odadan çıktı.

Savaş yanıma otururken dayanamadım ve sordum.

"Savaş, senden bir şey isteyebilir miyim?"

"Tabi, ne istersen."

"Bana bir şey anlatmanı istiyorum."

"Nedir?"

"Bana, Evgin'in geçmişini anlatmanı istiyorum..."

RastlantıWhere stories live. Discover now