26. Bölüm: Kan.

33 7 24
                                    

Ertesi gün...
Dün gece eve gelir gelmez uyumuş ve sabah erkenden kalkıp şirkete gitmiştim. Bugün, tüm işleri yoluna sokacaktım.

Evgin ile en son şirkette konuşmuştuk. Sonra birbirmizin yüzüne bile bakmamıştık.

Çok acıyor Evgin. Kalbim çok acıyor.

Sen beni affetmedikçe, acısı hiç dinmiyor.

Masamda dalgınca bilgisayara bakarken aklım Evgin'deydi. Şu an ne yapıyordu, nasıldı?

Yanına gidip gitmemekte kararsızdım. Gitsem kızardı, gitmesem aklım kalırdı. Ama ikinciyi seçtim. Dünkü kavgamızdan sonra onun sesini bile duymak istemiyordum.

Nihayet öğleden sonra olduğunda gün boyu hiçbir şey yemediğimi fark ettim. Odamdan çıkıp koridorda yürümeye başladığımda Sasha'ya rastladım.

"Ne haber?" dedi benimle yürürken.

"İyi, sen?"

"Bende iyi." diye cevap verdi. "İşler nasıl gidiyor?"

"Fena değil." Arkadaş değil de meslektaş gibi konuşuyorduk.

"Nereye gidiyorsun?" diye sormuş bulundum.

"Kahve alacağım kendime." dedi.

"Bende sabahtan beri bir şey yemedim. Hâlâ yiyesim yok..." dediğimde Sasha durdu ve bana baktı.

"Durgun gibisin?" dedi neyin var dercesine.

"Sadece yorgunum." dedim. "Dünkü olaylardan sonra..."

Kafeteryadan çıktığımızda Sasha bana kızıyordu.

"Kızım, koca gün hiçbir şey yememişsin. Açlıktan ölmek mi istiyorsun?" dedi.

"Canım yemek istemiyor." dedim dalgın bir şekilde.

"Var sende bir şeyler ama neyse..." dedi ve yürümeye devam ettik.

Üst kata geldiğimizde yollarımız ayrıldı. Sasha kendi odasına gitti, ben ise bir seçim yapmaya çalışıyordum.

Kendi odama mı gidecektim, yoksa Evgin'inkine mi?

Hızlı bir kararla Evgin'in odasına yürümeye başladım. Kapıyı tıklayarak içeri girdim ve karşısına dikildim. Evgin bilgisayarın karşına oturmuş dokümanları inceliyordu.

"Ne var?" dedi gözünü bilgisayardan ayırmadan.

"Bu sabah erkenden geldim şirkete," diye konuşmaya başladım, hâlâ yüzüme bakmıyordu. "Bütün işleri hallettim."

"Tamam." dedi sadece. Oldukça soğuktu sesi.

"Sadece tamam mı?" diye sordum.

"Zaten yapman gerekiyordu. Ne dememi bekliyorsun?" dedi. Bir süre sessizlik olduktan sonra işine odaklanmıştı. Odadan sessizce çıktım.

Dalgınca kendi odama yürürken karnımda keskin bir acı hissettim.

"Ah..." dedim sessizce karnımı tutarak. Buna bile tepki veremeyecek kadar halsizdim.

"Ezgi!" diye seslendi Sasha yanıma koşarak. "Ne oldu?"

"Yine oldu..." dedim, karnımı tuttuğumu görünce anladı.

"İyi misin?" dedi kolumdan tutarken. Bacağımdan akan ılık bir sıvı hissettim o an.

"Ezgi..." dedi Sasha. "Bacağından kan akıyor."

Kan.

Başımı öne eğmiştim. Mini etek giydiğimden kan oldukça belli oluyor, hatta ayak bileğime ulaşıyordu.

"Ne var kızım, sana da olmuyor mu?" dedim, ilk önce öyle sanmıştım ama ağrı giderek şiddetlenince durumun daha ciddi bir şey olduğunu anladım.

İki büklüm kalmışken gözüm kapanmaya başladı. Geriye doğru sendeledim.

"Gider temizlerim şimdi..." dememe kalmadan kendimi yerde bulmuştum.

Bilincimi kaybetmiştim.

Ve Evgin'in ruhu bile duymamıştı.

RastlantıWhere stories live. Discover now