15. Bölüm: Cam Kırıkları.

38 7 54
                                    

Odamızda, koltukta, öylece oturuyordum. Dizlerimi kendime çekmiş, bacaklarımı kollarımla sarmış ve başımı dizlerime yaslamıştım.

Kapının çalmasıyla o yöne baktım.

"Gel." dedim sessizce. Evgin yatakta uyuyordu. Uyanmaması için uğraşıyordum.

Kapı açılınca geleni gördüm, Sasha'ydı.

"Ezgi?"

"Gel Sasha." dedim derin bir iç çekerek.

Sasha her ne kadar ses çıkarmamaya çalışsada, ayakkabısıyla istemsizce cam kırıklarını parçalıyordu ve bu da ses çıkarıyordu.

Sasha yanıma oturduğunda bacaklarımı indirmiştim.

"Her yer battı..." dedim titreyen sesimle. "Şu hale bak..."

Gözüm yerdeki cam kırıklarındaydı.

"Söyleriz temizlenir, sıkma canını." dedi Sasha kolumu sıvazlarken.

"Tek problem o olsa keşke." dedim Evgin'i izlerken. "Kimse anlatmıyor ne olduğunu..."

"Zamanı gelince öğreneceksin." dedi Sasha. Ona döndüm ve dolu gözlerle baktım.

"Gözümün önünde resmen kriz geçirdi." Önüme döndüm. "Biz evlenmeden önce Evgin nasıldı, ne yaşadı? Kimse anlatmıyor..."

"Eline ne oldu?" dedi Sasha endişeyle.

"Ne?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Farkında bile değilsin." dedi Sasha kucağımdaki elimi kendine çekerek.

Elim kana bulanmıştı ve haberim bile yoktu.

"Nasıl oldu bu?" dedi Sasha elime bakarken.

Sasha şirkette işe başlamadan önce hemşirelik yapmıştı. Bende tıp okuyordum, bu yüzden hastaneye gitmemize gerek yoktu. Sanırım...

"Yanlışlıkla yaptı..." dedim, Evgin'i kastettiğimi anlamıştı.

Flashback...
Sasha tam anlatmaya başlayacaktı ki yukarıdan büyük bir gürültü gelmesiyle yerimizden sıçradık.

"Ne oluyor ya?" dedi Sasha. Bir gürültü daha geldi.

"Evgin..." diyerek ayağa kalktım. Sasha beni kolumdan tutup durdurdu.

"Ezgi, gitme. Yalnız bırak onu." dedi Sasha endişeyle. O sırada Savaş da sesleri duyup yanımıza gelmişti.

"Bu ses ne?" dedi şaşkınlıkla.

Cam kırılma sesleri.

"Kendine zarar verecek. Bakmak zorundayım." dedim kolumu çekerek. Merdivenlere koştum ve hızla yukarı çıktım.

Odaya girdiğimde tahmin bile edemeyeceğim bir manzarayla karşılaştım.

Yer cam kırıklarıyla doluydu.

"E... Evgin?" Beni duymuyordu bile. Boş içki şişelerini fırlatmaya devam ediyordu.

Elleri kan içindeydi.

"Evgin, yapma!" dedim tereddütle ona yaklaşarak.

"Gelme!" dedi öfkeyle.

"Tamam, tamam! Sakin ol..." dedim bir elim havada, onu durdurmaya çalışarak. O ise beni duymuyordu bile.

Sinirle bir şişeyi daha yere fırlattı. Şişe parçalanırken gürültü yüzünden kulağımı kapattım.

Bu ses, çok tanıdıktı.

RastlantıWhere stories live. Discover now