62. Bölüm: İntihar.

71 5 55
                                    

Yazardan:
Saat sabaha karşı dörttü. Herkes uykusundan kalkıp ameliyathanenin kapısına dikilmişti.

Ezgi, bileklerini kesmişti.

Evgin. Bu pişmanlık ve vicdan azabıyla daha ne kadar yaşayabilir, bilmiyordu.

Yere çökmüştü. Her tarafı kan içindeydi. Elleri; bir çift bilekten akan kanları durdurmak için uğraşmıştı. Kolları ve kıyafetleri; Ezgi'yi taşırken kan içinde kalmıştı. Ve hatta saçları; sevdiği kadın ellerinden kayıp giderken çaresizce öptüğü bileklerinden bulaşmıştı kan.

Karısının kurumuş kanı her yerindeydi.

"Büge, hadi eve git sen. Ben haber veririm sana."

Ortamdaki derin sessizliği bozan kişi Sasha olmuştu. Büge hamile haliyle gecenin bir yarısı hastaneye gelmiş ve epey yorulmuştu.

Büge.

Hamileydi.

Bunu Ezgi'ye söylememişlerdi.

Ve belki de bu haberi duymaya en çok onun hakkı vardı.

Büge ağlamaktan şişmiş gözleriyle Sasha'ya bir bakış atınca, ortalık yeniden sessizliğe bürünmüştü.

Herkes gözyaşları içindeydi, biri hariç. Evgin. Hâlâ şoku atlatamamıştı ki olayları bile idrak edememişti henüz.

Ezgi; ameliyahanede kabustan kabusa atlarken, kaybettiği kanları yeniden kazanmaya çalışıyordu. Olayların böyle gideceğini bilemezdi; tüm bunların sonunda olan kendisine olacaktı, bunu hiç bilemezdi.

"Ameliyat bitmiştir." dedi doktor dikiş malzemelerini kenara koyarak. "Yoğun bakıma alınsın, iki ünite daha kan asın, bir süre uyutacağız. Yine de iyi dayandı, aferin kızıma."

Doktor sıcakkanlı ve samimi bir cerrahtı. Ezgi'yi tanıyordu, hastanede birkaç kere aynı ameliyata girmişlerdi.

Birkaç dakika sonra ameliyathaneden çıktı doktor. Herkes ayaklandı.

"Doktor Bey, iyi mi Ezgi?" diye sordu korkuyla Barış.

"Evet, kurtardık." Herkes bir oh çekmişti. "Ama yaklaşık iki litre kan kaybetmiş ve hayati bir damar kesilmiş. Durumu kritik. Yoğun bakıma alacağız ve kendini toparlaması için bir süre uyutacağız."

Doktor oradan ayrılınca birbirlerine sarılmaya başladılar.

"Evgin, duydun mu? Kurtulmuş!" dedi Savaş, Evgin'in karşısında çöküp. Evgin'in gözü yere dalmıştı ve hiçbir şey duymuyordu.

Savaş'ın yüzü aniden düştü. Evgin'in bu kadar tepkisiz olması belli ki şok değildi. Düşündüğü şey olmaması için dua etti içinden.

"Evgin?" Onu sarstı Savaş. Evgin Savaş'la göz göze geldiğinde Savaş farketmişti; gözleri kıpkırmızıydı. Ama hayır, ağlamıyordu. Başka bir sebepten kızarmıştı gözleri.

"Evgin, ne yaptın sen?" dedi Savaş hayretle. Evgin yere yığılırken herkesin yüzündeki gülümseme silinmişti.

Uyuşturucu.

Bir saat sonra...
Evgin gözlerini açtığında nerede olduğunu bile bilmiyordu. Daha doğrusu, hatırlamıyordu. En son ne yaşanmıştı, ne olmuştu?
Dank etti. Hastanedeydi. Ve Ezgi için oradaydı. Ezgi, intihar etmeye çalışmıştı.

Doğrulurken hafifçe başı dönmüştü. Yanında sadece Savaş ve Barış vardı. Ezgi neredeydi? Ona ne olmuştu?

Evgin Savaş'a baktığında sadece endişe görüyordu. Barış'a baktığında ise; soğuk, acı, pişmanlık. Normalde herkese soğuk olan Savaş ona sıcaktı; fakat Barış tam tersiydi. Herkese neşeyle bakan Barış kardeşine nefret dolu bakıyordu.

RastlantıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin