19. Bölüm: Okul.

51 8 62
                                    

"Seni öldüreceğim!" dedi Evgin çoktan yere sermiş olduğu adama tekme atarak.

"Evgin, tamam." dedim sakince ve kolundan tutarak. Daha doğrusu koluna tutunuyorudum. Artık ayakta durmakta zorlanıyordum.

Önceliği ben olduğumdan adamı bırakıp benimle ilgilenmeye başlamıştı.

"Sen iyi misin? Hastaneye gidelim mi?" dedi endişeyle saçlarımı okşarken.

"Gerek yok, sadece ev..." Cümleyi doğru düzgün kuramamış ve söyleyememiştim bile.

Konuşma bozukluğu.

"Tamam, tamam..." dedi ne yapacağını bilemez bir şekilde.

"Abi, benim arabayla gidin. Motorla zor olur." dedi Tolga Evgin'e arabasının anahtarını atarken. Evgin anahtarı havada yakaladı.

"Sağ ol." dedi Evgin ve bana döndü. "Yürüyebilecek misin? Araba çok yakında."

Başımı yukarı aşağı salladım.

"Yürürüm..." dedim ama Zeynep ve Ecem'in desteği olmasa ayakta bile duramazdım.

Evgin önden arabaya doğru ilerlerken biz de arkasından gidiyorduk.

"Bütün ağırlığını ver bize, tamam mı? Biz yardım edeceğiz sana."

Ecem'in konuşması biraz olsun içimi rahatlatıyordu ama ona teşekkür edecek halim bile yoktu.

Nihayet arabaya bindiğimde Evgin solumda, arabayı çalıştırmıştı.

"Hadi, görüşürüz." dedi Evgin camdan. Herkes üzüntü ve endişeyle bize el sallarken onları arkamızda bırakmıştık.

Eve geldiğimizde emniyet kemerimi açmak için elimi kaldıracaktım, ama bunu bile yapamıyordum.

Evgin arabadan inip arabanın etrafından dolaştı ve benim kapımı açtı. Emniyet kemerini açmıştı ama ben ayağa kalkacak halde değildim.

Gözlerim yarı açıkken havalandığımı hissettim. Evgin beni kucağına almıştı.

Saniyeler içinde eve girmiştik. Merdivenleri çıkarken resmen çeneme vurmuştu o içtiğim şeyler.

"Hani sen, bir şey söylemiştin bana. Hiçbiri senin kadar kafa yapmıyor demiştin..."

Flashback...

"Aa, hadi ama! Yine ben kazandım." dedim gülerek kartları toplarken. Biz, balayımızda, otelde pişti oynuyorduk!

"Bir daha oynayalım." dedim kartları elimde karıştırırken. Evgin'le göz göze geldik, bana gülümseyerek bakıyordu.

"Tamam, sana bir güzellik yapayım, bu sefer sen kazan." dedim.

Kartları dağıtıp oyuna başlamıştım. Evgin kartlarına bakmadan eline geçeni atıyordu. Gözü bendeydi.

"Ohoo... Sen oynamıyorsun ki, rastgele kart atıyorsun."

"Evet..." dedi sonunda. Gözünü benden ayırmıyordu, ayırsa kazanacaktı!

"Evgin, vale attın, alsana kartları!" diye bağırdım. Kendine gelmişti.

"Bir şey soracağım sana. Sen daha önce hiç uyuşturucu falan denedin mi? Çünkü aynı onların etkisindeymiş gibi davranıyorsun."

"Evet, hepsini denedim. Hiçbiri senin kadar iyi kafa yapmıyor.."

Flashback sonu...

"Evet, dedim?" dedi meraklı bir şekilde.

"Hiçbiri senin kadar iyi kafa yapmıyor demiştin..." Odamıza gelmiştik. "Bunlar bayağı iyi kafa yapmıyormuş!"

RastlantıWhere stories live. Discover now