59. Bölüm: Masalın Sonu.

20 5 16
                                    

Her masalın sonu iyi mi biter gerçekten? Çocukken bizi kandıranlar çok olurdu, bu da onlardan birisi miydi?

İç çamaşırlarıma kadar sırılsıklamdım. Beynim, yaşadığım kaoslardan dolayı uyuşmayı bırakmıştı.

Hastanedeydik. O kısacık an zihnimde onlar kez canlanmıştı acilin önünde beklerken.

Savaş ve Sasha gözlerini benden ayırmıyordu. Barış acilde, Evgin'in yanındaydı. Biz de kapının önünde...

Saçlarımdan sular damlarken ağlamamak için oldukça çaba sarf ediyordum.

Havuzda boğulmak için nefesimi bıraktığım an Evgin beni su yüzüne çıkarıp kurtarmıştı.

Ve bunu bıçaklandıktan saniyeler sonra yapmıştı.

Olaydan dakikalar önce,
Yesarilerin evi,
Yazardan:
Evgin, Ezgi'nin evine gitmek üzere dışarı çıktığında kimseye görünmemişti, bu yüzden evdekiler onun yokluğundan bihaberdi.

Barış, tüm gün Evgin'i görmediğinden yanına gitmek istemişti. Odaya girmişti fakat kimse yoktu.

"Evgin?" dedi kaşlarını çatarak. Barış'ı gören Savaş da merakla odaya girmişti.

"Barış?" dedi Savaş soru sorar gibi.

"Evgin yok." dedi Barış, Savaş'a döndükten sonra. Cebinden telefonunu çıkarır çıkarmaz Evgin'i aradı fakat arama cevapsız kalmıştı.

Barış odada volta atmaya başladığında, Savaş onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Sakin ol, gelir birazdan."

"İçimde bir his var, kesin başını belaya sokacak..." dedi Barış.

Barış, dışarıdan gelen araba kapısı sesini duyduğunda balkona çıkmıştı.

"Nereye gidiyor bu saatte?" dedi kendi kendine. Ardından Savaş'a döndü. "Sen burada kal, ben Evgin'i takip edeceğim."

"Haber ver bana." dedi Savaş, Barış'ın arkasından. Barış onu onayladıktan sonra odadan çıktı ve hızlıca merdivenlerden indikten sonra dışarı çıktı.

Kendi arabasına hızlıca binip Evgin'in arabasını takip etmeye başlamıştı. Evgin takip edildiğini fark etmemişti bile.

Evgin arabasını durdurduğunda, Barış da arada mesafe bırakacak şekilde park etmişti arabasını.

Evgin, Ezgi'nin evinin bahçesine girmişti fakat Barış, bu yerin Ezgi'nin evi olduğunu bilmiyordu. Evgin'in peşinden gidecekti ki telefonunun çalmasıya duraksadı.

Telefonun ekranına baktığında arayanın Savaş olduğunu görmüştü.

"Efendim?" diyerek telefonu açtı Barış.

"Abi, neredesiniz?"

"Evgin bir eve geldi, kimin evi olduğunu bilmiyorum." dedi Barış.

Barış, Savaş'la konuşurken, Evgin ve Ateş o sırada kavga ediyordu.

Barış, Savaş'la olan aramasını sonlandırdıktan sonra evin ön kapısından girmişti. Evgin ortalıkta yoktu, saniyeler içinde kaybolmuştu...

"Evgin?" dedi Barış, bir tek kendisinin duyacağı şekilde.

Evin bahçesine göz gezdirirken görüş alanına Ezgi girmişti.

Ezgi, kendini havuza atmıştı.

"Ezgi!" diye seslendi Barış. Fakat havuzla arasında oldukça mesafe vardı.

Evgin ve Ateş tartışmaya devam ediyorlardı.

"Buse'yle ne haltlar yedin, anlatacaksın bana!"

"Beyefendiye bir de hesap vereceğiz, ha?"

"Benim sabrımla oynama!"

"Ezgi benim, anladın mı? Siktir git hayatımızdan!"

"Bırak şunu!"

Ve keskin bir bıçak sesi.

Ve sessizlik.

Evgin ve Ateş göz göze geldiklerinde Ateş bıçağı geri çekerek çıkarmıştı.

Evgin acıyla karnını tutuyordu.

"Ezgi'nin peşini bırakacaksın." dedi Ateş ve geriye adımlar atmaya başladı.

Ateş hızlıca orayı terk ettikten sonra Evgin bir bardak kırılma sesi duydu. Ve havuz sesi. Biri havuza düşmüştü sanki.

Ardından Barış'ın sesini duydu:

"Ezgi!"

Evgin, arka bahçeden ön bahçeye doğru adımlar atmaya başladı. Karnını tuttuğu eli kana bulanmıştı ama umurunda bile değildi.

Ön bahçeye geldiğinde Ezgi'yi havuzda görmüştü. Ezgi giderek derine batıyordu.

Evgin, o an acısını unutup havuza ilerlemiş ve atlamıştı. Ezgi'yi su yüzüne çıkardığı an, oldukça kan kaybetmişti.

Ezgi'nin çığlıkları semtte yankılanırken Barış donakalmıştı. Fakat soğukkanlılığını korumak zorundaydı. Cebinden çıkardığı telefonuyla ambulans çağırmıştı.

Ve şimdi herkes hastanedeydi. Kimseden çıt çıkmıyordu. Sadece Ezgi'ye bakıyorlardı.

Evgin'in önemli bir şeyi yoktu. Bıçak karın boşluğuna geldiğinden organlara zarar vermemişti. Ameliyata girmemişti, birkaç dikişle kurtulmuştu.

"Daha iyi misin?" dedi Barış, Evgin'e.

"Sorma abi ya..." dedi Evgin siyah tişörtünü giyinirken.

"Bunu o yaptı, değil mi? Ateş?" dedi Barış.

"Evet." dedi Evgin.

"Ezgi'nin hisselerini devrettiği piç?" dedi Barış soru sorar gibi. Evgin başını yukarı aşağı salladı.

Evgin, Barış'tan destek alarak ayağa kalktı. Acil kapısından çıkar çıkmaz Ezgi, ona sıkı sıkı sarılmıştı. Bir yandan da canını yakmamaya özen gösteriyordu.

Evgin, Ezgi'yi yavaşça itmişti kendinden. Ezgi önce şaşırmış, sonra da gözleri dolmuştu.

"Beyaz yakışmış." dedi Evgin hissizce.

Ezgi en son siyahtan başka bir şey giydiğinde üstünde beyaz bir gelinlik vardı. En son Evgin'le evlendikleri gün giyinmişti.

Ezgi'den:
Sasha yanıma gelip kolumdan tuttuğu gibi beni lavaboya götürmüştü. Kendime aynadan baktığım an, gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı.

Kırık beyaz, günlük bir elbise vardı üstümde. Dizlerimin biraz yukarısındaydı ve ben, normalde siyahtan başka renk giymezdim.

O havuzun kenarına gitmeden önce üstümü değiştirmiştim fakat giydiğim elbiseyi aldığım uyuşturucu yüzünden siyah olarak görmüştüm.

"Kafan güzel mi hâlâ?" diye sordu Sasha, çantasından saç kurutma makinesini çıkarırken.

"Hayır..." dedim ve kaşlarımı çatarak ona baktım. "O nereden çıktı?"

Elindeki saç kurutma makinesini işaret etmiştim.

"Önlem almak, diyelim." dedi saçımı kurutmaya başladığında. "Kendini havuza attığını duyunca attım çantama."

O kısacık an gözlerimin önünde geldiğinde gözlerimi kapatmıştım.

Evgin'in karnından suya kanlar aktığını gördüğümde deli gibi çığlık atmaya başlamıştım. Barış yanıma geldiğinde ikimizi de havuzdan çıkarmıştı. Kısa süre sonra ambulans gelmişti.

"Bizim evde eşyan kalmadığı için benim kıyafetlerimi getirdim. Bir de ayakkabı..."

Ayaklarımda ayakkabı yoktu.

Sasha kısa sürede saçlarımı kurutmuştu. Getirdiği kıyafetleri ve ayakkabıları giymiştim.

Ve yine bürünmüştüm siyaha.

RastlantıWhere stories live. Discover now