'2'

11.6K 1K 647
                                    

Tutulan boynumu bir sağa bir sola büktürerek ağrısını geçirmeye çalışıyordum fakat makyaj yapan kız yüzünden hareket alanım kısıtlıydı.

Birazdan sahne performansımız vardı ve ben fazlasıyla yorgun hissediyordum. Gözlerimden uyku akıyor, günlerce yaptığımız provalardan dolayı her yerim ağrıyordu.

Diğer üyeler de yorgun ve uykusuz olduğundan sessizce hazırlanmayı tercih etmişlerdi.

Ancak kameralar bizi çekmeye başladıklarında hareketlenmeye başlayabilirdik. Sonuçta fanların izleyecekleri bir videoda suratımız beş karış dolaşamazdık.

Gözlerimi kapatmamak için büyük bir mücadele verirken aynadan arkamda ki kalabalığa baktım.

Yoongi hyungun hazırlıkları bitmiş olmalıydı. Ve buna rağmen oturduğu yerde uyukluyordu.

Hoseok hyung birazdan sinirle patlayacakmış gibi kaşları çatık, saçlarının yapîm aşamasînın bitmesini bekliyordu sanırsam.

Jungkook bir köşede müzik dinlerken aynî zamanda Jin hyunga telefonundan bir şeyler gòsteriyor, birlikte kısık kahkahalar atıyorlardı.

Namjoon hyung ise işi bitmiş ve bize yardım eden bir kaç kızla samimi sohbetler içerisine girmişti.

Ve Taehyung.

Etrafta onu gòrememiştim. En son bir yarım saat önce bu koltuklarda oturup uyukluyordu fakat şuan ortalıklarda gözükmüyordu.

Bu aralar fazla içine kapanmîş ve yalnız takılmaya başlamıştî.

Üyelerle bunu aramızda konuşsak da pek bir sonuca varamamıştık. Hepsi onun bu garip sessizliğini büyükannesinin òlümüne bağlıyordu.

Büyükannesi öleli beş ay geçmişti tahminen. Ve Taehyung ilk zamanlar sessiz olsa da bir kaç aya kendisini toparlamıştî.

O yüzden bu sessizliğini diğerlerinin dediği gibi büyükannesinin òlümüne bağlamıyordum.

"Taehyung'u gördünüz mü?"

Oturduğum yerden sesimi yükselterek ortamda bulunan kişilere sordum. Benim sorumla önce etraflarına bakmışlar daha sonra bilmediklerini belirtmek istercesine omuz silkmişlerdi.

"Nereye gitti bu yine?" Hoseok hyung çatık kaşlarıyla bana sorunca dudak büzdüm. Bilsem zaten sormazdım.

Ama bunu ona söylemeyecektim. Fazla sinirli gözüküyordu ve her an atışabilirdik.

"Jimin-shi işimiz bitti." Makyòz noona sonunda beklediğim cümleyi kurunca hemen yerimden kalktım ve bulunduğumuz odadan çıktım.

Kalabalık alanda yürürken aynı zamanda etrafıma bakınıyordum. Birazdan herkes hazır olunca odada video çekimleri yapılacaktı ve Taehyung'un da yanımızda olması gerekiyordu.

Geçen seferkinde hepimiz yorgunluktan dolayı sessiz olduğumuz için kısa bir azar işitmiştik. Daha eğlenceli olup fanlarımızı eğlendirmemiz gerekiyormuş.

Bu durum her seferinde canımı sıkıyordu. Şirketin kuklaları gibi olmak fazla saçmaydı. İstedikleri kıyafetleri giymek, saçlarımızı boyatmak..

Üstelik bazen tarzımın dışında giyindiğim oluyor, istemesem bile o şekilde sahneye çıkıyordum.

Bana en çok güç veren ailemin ve fanlarımızın destekleriydi. Yoksa idol olmak fazlasıyla zor ve emek isteyen bir şeydi.

Performansdan önce bile yorgunluktan ölüyorduk.

Düşüncelerime ara verip kalabalık koridora göz gezdirmeye devam ettim.

En sonunda onu bulamayınca pes edip geri odaya dönmüştüm. Yorgundum ve iyice yorulmam beni biraz da olsa sinirlendirmişti.

Artık Taehyung'un kendi başına buyruk iş yapması beni deli ediyordu.

Kendimi koltukların birine atıp gözlerimi kapattım. Beş dakikada olsa uyumak istiyordum.

Göz kapaklarım uyumamı söylercesine ağır geliyordu artık bana.

Kaç dakika böyle gözüm kapalı durdum bilmiyordum, tek bildiğim kolayca uyuyamayan bir kişiliğe sahip olduğumdu. Buna her zaman ayrı  sinir olurdum.

Uyumak için çaba sarfettiğim o anlarda odanın kapısının açılma sesi dolmuştu kulaklarıma. Yavaşça gözlerimi açtığımda karşımda onu gördüm.

"Nerdesin sen?"

Namjoon hyung benden ònce davranarak Taehyung'u azarlar nitelikte konuştuğunda Taehyung ona baktı. "İşim vardı."

Kollarımı gòğüsümde birleştirdim. Namjoon hyung sinirleniyordu, aslında o Taehyung'un bu kadar rahat olmasına ve bize bir şey anlatmamasına kızıyordu. "Senin bu işlerin hiç bitmiyor zaten."

Taehyung dudaklarını yalayıp konuşmak için aralasada konuşmayıp bir an da ağzını kapatmıştı. Kaşları da çatıldığında aslînda yüzünün solgun olduğunu yeni fark etmiştim.

"İyi misin?"

Namjoon hyung bir anlık sinirini kenara bırakıp endişeyle Taehyung'a yaklaştı. Diğer üyelerde yavaş yavaş ayaklanırken ben oturduğum yerden onu izliyordum.

Midesi bulanıyordu. Aklıma gelen şeyle oturduğum yerden Taehyung'a bağırdım.

"Sana o yoğurdu yememen gerektiğini söylemiştim."

Buraya geldiğimizde Taehyung bir yoğurt yiyordu ve gözüme geçmiş olan son kullanma tarihi çarpmıştı. Ama Taehyung geçse bile yoğurdun hemen bozulmadığını, bir kaç defa da öyle yediğini söyleyerek midesine indirmişti. 

Bağırmamla Yoongi hyung uyanmış etrafını anlamak istercesine süzmüştü. Ama şuanlık onu kimse umursamamıştı.

Ben sinirle Taehyung'a bakarken Taehyung'un bakışları bir çocuğun ki gibi masumlaşmıştı.

O şuan bize karşı mahçup hissediyordu. Bunu ben gözlerinden rahatça çözebiliyordum.

Onun derdi zehirlenmek değildi, sahneye çıkamayıp tüm koreografiyi bozmak ve bizi zor durumda bırakmaktı. İşte bu yüzden mahçup hissediyordu.

Zaten beklediğim şeyi yaparak o konuşmayı yapmıştı. "Ben üzgünüm, böyle olabileceğini tahmin etmemiştim. Ne olursa olsun sahneye çıkmaya çalışacağım. Çok bulanmıyor, gerçekten."

Gözlerimi kapatıp kendimi rahatlatmasını umarak derin bir nefes almıştım. Bazen fazlasıyla salak oluyordu.

Biz ona sahneye çıkamayıp bizi zor durumda bırakacağı için kızmıyorduk, kendisine dikkat etmediği için kızıyorduk.

Bu her üye için geçerliydi. Birimiz iyi hissetmiyorsa geriye kalan altı kişi canla başla çalışır arayı kapatırdık. Zorlansak bile sorun değildi, yeter ki diğer üyenin sağlığı yerinde olsun.

"Aptal." Yoongi hyung söylendiğinde gözlerimi açtım. Taehyung hala odanın ortasında dikiliyordu.

En sonunda bu mallığına dayanamayan Yoongi hyung oflayıp ayağa kalktı ve bir kaç adımda Taehyung'un dibinde bitti.

Onun hasta olmasını umursamadan kafasına vurduğunda kaşlarımı çattım. Sonuçta Taehyung'a değer veriyordum, o benim yakın arkadaşımdı. Ona vurmasına sinir olmuştum.

"Yürü de seni bir doktora göstersinler. Resmen çocuk büyütüyoruz ya." Taehyung'un kolunu tutup odanın kapısını açtı ve bize doğru konuştu. "Siz hazırlanın, ben bu meseleyi menajere bildirir gelirim."

Kapı kapanırken son gördüğüm şey ise Taehyung'un bana olan bakışlarıydı.

***

Bölümler bu şekilde kısa olacak. Tamamen eğlence amaçlı yazılmış olup, bazı olaylar gerçek zamandan uzak olacaktır. Ve ben bu hikâyeyi Taehyung ve Jimin hakkında Korezinde bir haber çıktığında yazmaya başladım. Zaman kavramı tamamen farklı.. Yani gelip 2018'de çekilmiş bir fotoğrafı koyarım ama konu 2016'dan alınmış olabilir. Ki bu hikayeye bir veya bir buçuk yıl önce başladığım için genel anlamda şimdi ki hallerini pek katacağımı düşünmüyorum.

idol あ vmin ✓Where stories live. Discover now