'28'

6.8K 719 339
                                    

25 Şubat 2013.

"Merhaba arkadaşlar." Hüzünlü bir ses tonuyla başlangıç yapılmıştı. Bu benim dikkatimi ona daha da vermeme neden olmuştu. Onun adına üzülüyordum. "Bugünün tarihi 25 Şubat 2013. Ve bu log V'ye ait bir log."

Buruk bir şekilde gülümsemiş, ardından derin bir nefes almıştı. Uzunca bir duraksamanın ardından kameraya karşı konuşmaya devam etmişti. Fakat dediğim gibi fazla mutsuz gibiydi. "Size gün içerisinde yaptığım her şeyi anlatmak istiyorum. Mesela sürekli pratik yapıyoruz. Ve bu çok yorucu oluyor."

Gergince yutkundum ve Taehyung'u gizlice izleme olayına devam ettim. Bu yaptığım hoş bir davranış değildi. Ama şuan için bunu pek önemseyemeyecektim. Taehyung bize endişelerini veya dertlerini anlatmazdı. Özellikle şirketin Taehyung'u sır gibi saklamasından dolayı Taehyung bu duruma fazlaca canını sıkıyordu. Lakin bizi de dertleriyle üzmemek için bize anlatmamayı tercih ediyordu.

"Ayaklarım çok acıyor. Bir sürü bant yapıştırmak zorunda kaldım. Aynı zamanda tüm eklemlerim ağrıyor. Size en iyi performansı sunmak için çok çalışıyoruz." Burukça gülümsemesi yüzünden hiç eksik olmuyordu. Gözlerinin dolduğunu ise henüz fark etmiştim. "Her ne kadar size tüm zamanlarımı ve neler yaptığımı anlatmak istesemde ne yazık ki logumu izleyemeyeceksiniz. Benim logum diğer üyelerinki gibi yayımlanmayacak."

Yüzüne samimi bir gülüş yerleştirmeye çalıştı. Samimiydi fakat o hüzün net bir şekilde anlaşılıyordu. Bir türlü o hüzünlü tavrından sıyrılamıyordu. "Çok üzücü bir durum değil mi? Grubu biliyorsunuz fakat beni bilmiyorsunuz."

"Taehyung." Diye seslenmiştim. Kapının arasından sessizce onu izlemiştim. Ama gözlerinden akan yaşlara dayanamayarak içeri girmeyi tercih etmiştim.

O süre içerisinde Taehyung'un bakışları bana kaysa bile ikimizde hiç konuşmamıştık. Ve ben o gün onu cümlelerimle teselli etmek yerine oturan ona sarılmayı tercih etmiştim. Kollarım onu sarmaladığı an kafası oturduğundan dolayı göğüsüme denk gelmiş, kollarını da belime dolamıştı.

Ağlayan ona dayanamamıştım, hemen biraz aşağı eğilerek başının üzerine dudaklarımı bastırmıştım. Dudaklarımın arasında ki yumuşak saç tutamları ve o saçlardan yayılan muntazam koku başımı döndürmüştü adeta.

Sarıldıkça sarılasım, öptükçe öpesim gelmişti Taehyung'u. Fakat yanlış olduğunu düşünerek içime bir korku yayılmıştı benim. Nefes almamı zorlaştıran bir korkuydu bu. Elimden geldiğince çaktırmamaya çalışmıştım. Zaten sonrasında da ayrılmıştı benden.

Ve o log hiçbir zaman yayımlanmamıştı.

***

Taehyung'a karşı aşırı bir ilgim vardı.

Mesela onu kıskanıyordum. Onunla daha çok vakit geçirmek istiyordum. Sürekli benimle konuşsun istiyordum. Burada bana yardımı dokunan insanlar arasındaydı Taehyung fakat diğerlerinden her zaman bir adım önde olmuştu.

Garipti.

Çünkü sesini duyduğum an tüm işim gücüm o oluyordu. Veya kokusunu hissettiğim an yanımda olduğunu anlayıp heyecan yapıyordum. Ekstradan ona sarılmamak için kendimi tutmaya çalışıyordum.

Ona ilk kez sarılıp saçlarının arasına dudaklarımı bastırdığım günden beri Taehyung'a karşı bir gariptim. Hoşlanıyor olmam ihtimalimi çok düşünsem de bu düşünce yanlıştı. Bunu düşünmemem gerekiyordu. O benim arkadaşımdı ve tek yaptığı burada beni yalnız hissettirmemek için yardımcı olmasıydı. Böyle düşünerek ona mahçup olamazdım.

Ama neden hemen karşımda duran ve Taehyung'a yakın temaslarda bulunmaya çalışarak konuşan kıza sinirle bakıyordum, çözememiştim.

Veya neden hızla onlara doğru ilerlediğimi de çözememiştim. Tek bildiğim Taehyung'la o kızın konuşmasını istemememdi.

"Taehyung!" Sertçe konuştuğum sıra sadece Taehyung değil karşısında duran kız da bana bakmıştı. "Sabahtan beri seni bekliyorum. Ne zaman geleceksin?"

Taehyung sinirle kaşlarını çattığı zaman gözlerimi devirmiştim. Bu tavrı biliyordum. Her zamanki gibi bana kızacaktı. Çünkü bu tavırlarım onu rahatsız ediyordu. Ne yapabilirdim? Ben de kendime bir dur diyemiyordum. Desem bile duramayacağıma emindim.

Lanet olsun ki arkadaşımı paylaşmak istemiyordum. Bu yaptığım zararlı bir şey miydi onu bile bilmiyordum. Taehyung'la aramda ki ilişki zarar görsün istemiyordum. O kaybetmek istemeyeceğim bir arkadaştı benim için. Halbuki onunla tanışalı yıllar bile olmamıştı. Ama yıllardır tanıdığım insanlardan daha çok sever olmuştum.

"Nereye yetişeceğiz Jimin?" Ters bir şekilde bu cümleyi kurduğunda suratımın düştüğünü hissedebilmiştim. Zaten şirkete de canı sıkıldığı için bazı zamanlar sinirli olabiliyordu. Üzerine bir de ben eklendiğim zaman Taehyung sinir küpüne falan dönüyordu.

"Sana göstermek istediğim şeyler vardı." Diye mırıldanmıştım. Ve bu tamamen yalandı. Böyle bir şey kesinlikle yoktu ve Taehyung yanıma gelip 'hadi göster bakalım ne göstereceksen' dese salak gibi kalacağımdan emindim. Ve Taehyung daha çok sinirlenecekti. "Seni bekliyordum."

Buraya gelirken sinirli gelen ben ise tamamen sitemli konuşmalar yapmaya başlamıştım. Kıskançlığım hem tavırlarıma hem de ses tonuma yansımıştı. Bu tavrımdan sonra Taehyung sinirle oflayıp beni beklemeden arkasını dönüp uzaklaşmıştı.

Üzgün bir şekilde onun ardından bakakalmıştım. Kızmasını bekliyordum fakat hiçbir şey demeden uzaklaşmasını beklemiyordum. Bu kadar mı bunaltıyordum onu? Bu kadar mı sinirlenmişti bana?

"Senin derdin ne?" Yanımda duran kızı bir anlığına unutsam bile o konuşarak kendisini hatırlatmıştı. "Taehyung'un sürekli peşinde dolanıp duruyorsun. Onu kısıtlıyorsun, bir başkasıyla konuşunca engellemeye çalışıyorsun falan."

Sertçe yutkunup, ellerimi yumruk yapmıştım. Çekiniyordum, hem insanlardan hem de yaptıklarımın yanlış olduğu hissiyatına kapıldığımdan. Konuşamamıştım bu yüzden.

"Çocuğu bir rahat bırak artık. Ondan hoşlandığını düşünmeye başladım. Ve eğer böyle bir şey varsa bu iğrenç sapkın düşüncelerini Taehyung'dan uzak tut." Kendi hemcinsinden hoşlanmak iğrenç miydi? Bedenimi bir korku dalgası ele geçirmişti bu cümle sayesinde. "Senin bu takıntılı kıskançlıklarından bıkmış, usanmış. Senin yüzünden herkesi reddediyor. Ben bile bıktım senden."

Ben sessiz kalmaya devam ettiğimden dolayı daha fazla bir şey demeyerek koridor boyunca ilerlemişti. Ben ise aynı yerimde donmuş bir şekilde öylece duruyordum. Söyledikleri kafamı çok karıştırmış, karıştırmakla kalmamış kötü de hissettirmişti.

Gerçekten Taehyung'u çok bunaltıyor olmalıydım. Onu rahatsız ediyordum ve arkadaşım hakkında fazla kötü şeyler düşünüyordum.

Bu beni utandırmıştı.

Ben Taehyung'dan hoşlanıyor olamazdım. O benim arkadaşımdı.

***

"Hayır." Diye kendi kendime konuştum bir an da. Taehyung ve Jungkook'a kızdıktan sonra geri sert zemine uzanmıştım. Onlar da sohbetlerine kaldıkları yerden devam etmişlerdi. Fakat ben ise hem onları kıskanmış, hem de geçmişi düşünmüştüm. Ve bu düşünceler bana bazı şeyleri fark ettirmişti. "Değildi."

Taehyung hiçbir zaman arkadaşım değildi. Her daim arkadaştan öte olmuştu benim için.




idol あ vmin ✓Where stories live. Discover now