'32'

7.9K 735 456
                                    

Hoş bir anın içerisindeydim.

Bir rüyanın ortasında gibi hissediyordum fakat dudaklarımla dans eden Taehyung'un dudaklarının sıcaklığı aslında hiçbir şeyin rüya olmadığını gösteriyordu.

Anın verdiği hoş atmosfere bıraktım kendimi hafifçe. Ellerim omuzlarına dolanarak ensesindeki saç tutamlarına uzanmıştı. Parmaklarım ise yumuşak bir baskıyla saç diplerine masaj yapmaya başlamıştı bile.

Taehyung'un elleri benim belimdeydi ve yumuşak hareketlerle belimi okşuyordu. Bu hareketleri, bu dudakları başımı döndürüyordu. Fakat cidden mecazi anlamda değildi.

Bacaklarım titriyordu bir kere. Ayakta duracak gücüm kalmamış gibiydi. Taehyung beni belimden tutuyor olmasaydı belki de çoktan yere düşmüş olurdum. Bilmiyordum fakat midem fena halde kasılıyordu. Değişik hissediyordum.

Gözlerimi bu yüzden kapatmış olmalıydım. Yine de halimden oldukça memnundum.

Uzun bir süre.

Evet şaka yapmıyorum, cidden uzun bir süre dudaklarımız dans etmişti. Taehyung'un elleri hala belimdeydi ve ara sıra tüm sırtımı yavaşça turluyordu. Daha sonra yavaşça tekrardan belime inip nazikçe parmaklarını gezdiriyordu.

Tüm bunları yaparken heyecandan öleceğimden haberi var mıydı, bilmiyorum.

Fakat şikayet eden bir tarafım da yoktu. Aksine şu anın içerisine hapsolmak istiyordum. Sonsuz mutluluğu bulmuş gibiydim. Huzuru, sevinci, aşkı ve daha bir çok aradığım his Taehyung'da gibiydi.

Bilemiyordum, belki de sevginin yan etkileriydi bunlar.

Çok değil, bir kaç derin öpücüğün ardından Taehyung geriye çekilmiş ve alnını alnıma yaslamıştı. İkimizin de nefes alış verişleri pek düzenli sayılmazdı. Lakin önemli olan şuan bu değildi. Önemli olan Taehyung'un bu karanlık banyoda bile parlaklığı belli olan gözleriydi. Gözbebekleri heyecanla gözlerimle birleşmişti, sanki ışık saçıyordu.

"Park Jimin." Çok geçmeden fısıltısı kulaklarıma dolmuştu. Ses tonuna yeniden ve yeniden aşık olabilirdim. Çok güzeldi. "Bana çok güzel bir hediye verdin."

Gülümsedim hafifçe. İlk defa Taehyung'la böyle şeyler konuşmanın heyecanı vardı üzerimde. Bundan dolayı olsa gerek konuşamamıştım pek.

Ya da hala öpüşmenin etkisinden çıkamamıştım. Hiçbir fikrim yoktu.

"Seni kaybetmeye o kadar yakındım ki.." Sanki içi rahatlamışçasına derin bir nefes almış, sonrasında da alınlarımızı ayırmış, yokluğunu hissettirmeden alnıma dudağını bastırmıştı. Hafifçe geriye çekildiğinde ise dudaklarının tam temasını kesmeden konuşmaya devam etmişti. "Bilmiyorum, düşünmek bile istemiyorum. Tek bildiğim şey seni çok sevmem. Şu anı hala atlatamıyorum. Rüya görüyormuş gibiyim."

"Ben de öyle." Ona yüzümü biraz daha yaklaştırıp çenesinden öpüvermiştim. Bu Taehyung'un gülümsemesine neden olmuştu. "Bitmesini hiç istemediğim bir rüyada gibiyim."

"Bitmesin o halde." Taehyung sanki gitmemden korkarcasına kollarını bana dolamış ve sıkı sıkıya sarmıştı. Ben de ona ayak uydurarak sarılmasına karşılık vermiştim. Ve Taehyung sanki öpmeden duramıyormuşçasına saçlarımın arasına sayamadığım kadar öpücük kondurmuştu.

Bir gün Taehyung'la banyoda bu şekilde bir an yaşayacağımı sòyleselerdi buna asla inanmazdım. Ama bir yandan da daha öncesinde de böyle bir an yaşayabilirdik demekten kendimi alıkoyamıyordum, salaklığımdan yıllarca Taehyung'dan mahrum kalmıştım. Neyse ki sonucunda ikimizde bunun farkına vararak daha fazla geç kalmadan birbirimize tam manasıyla kavuşmuştuk.

idol あ vmin ✓Where stories live. Discover now