'23'

7.3K 848 1.1K
                                    

Uyumayıp bölüm yazmak, bölüm yazmak için oturup tüm hikayeyi okumak...

Güzel bir günaydın demek için ve sınav sonrası moral olması dileğiyle yazdığım bu bölümü beğenirsiniz umarım.

Keyifli okumalar.

Üzgün müydüm?

Belki üzgün, belki sinirli, belki de kıskançtım.

Taehyung'un mutlu olmasını isteyen ama mutluluğa giden o yola girmesini istemeyen biriydim.

Kısacası aptaldım.

Onun mutlu olmasını isteyen bendim, peki neden o çocuğa duygularını itiraf etmesini istemiyordum ki?

Bana aslında vazgeçeceğini söyleyen ama benim söylediklerimle -ki bundan pek emin değildim- kararını değiştiren Kim Taehyung'a kırılmıştım. Kararını değiştirmiş olması üzücüydü. Eğer ki benim kurduğum cümlelerden dolayı kararını değiştirmiş ise daha çok üzülürdüm. Fakat nedenini bir türlü anlayamıyordum. Neden üzülüyordum ki? En yakın arkadaşım mutlu olacaktı belki de, sevinmeliydim.

Evet, bu duruma kesinlikle sevinmeliydim. Ve bir aptal gibi davranmamalıydım.

"Bu ani oldu." Diye bir cümle kuruverdim şaşkınca. Sonrasında hemen toparlanıp şaşkın görüntümden kurtulmaya çalıştım. "Yani o kadar yapamam diyordun. Kararın bir an da değişti."

Beni başını aşağı yukarı sallayarak onayladığı o sıralar yüzünde hala anlam veremediğim bir gülümseme vardı. Bir şey mi kaçırdım acaba diye düşünmekten geri alamıyordum kendimi. Yine de üzerinde fazla durmayarak konuşmaya devam ettim.

"Senin adına sevindim." Kesinlikle yalandı. "Umarım duyguların karşılıklıdır."

Taehyung bana dikkatle baktıktan sonra dudaklarının arasından küçük bir kıkırtı kaçmıştı. Komik olan neydi?

"Hiç sevinmişe benzemiyorsun Jimin." Daha sonrasında o geniş gülümsemesi yamuk bir gülümseyişe dönüşmüştü. Şey gibiydi bu, sanki bir şerefsizlik yapmışta bundan zevk alıyormuş gibiydi. "Sanki reddedilmemi istiyormuş gibisin."

"Tabi ki hayır." Deyiverdim acelece. Panik yapmıştım, tek kurtuluş yolumu seçtim. Konuyu değiştirmiştim. Ve merak ettiğim o soru dudaklarımdan sıyrılıvermişti. "Peki bu hoşlandığın çocuk kim?"

"Çok yakın biri." Sorduğum soruya hemen cevap veren Taehyung'un göz bebekleri göz bebeklerimden bir saniye dahi olsun ayrılmamıştı. "Sürekli iletişim halindeyiz."

"Hani ben tanımıyordum?" Bana eski zamanlarda benim tanımadığımı söylemişti. Eğer Taehyung'a yakın biriyse kesinlikle o kişiyi tanıyorumdur. Çünkü ben Taehyung'un görüştüğü kişileri itinayla inceleyen ve kıskanan biriydim. "Bana yalan söylemişsin."

"O an öyle gerektiği için söyledim." Gergince bana baktı. "Üzgünüm ama sen de fazla meraklıydın."

"Tamam neyse, kim peki bu çocuk?" Diye sordum. "O da ünlü anlaşılan. Hayır çevren o kadar genişki tahminde falan da bulunamıyorum. Oyuncu da var, şarkıcı da."

Son cümlelerimi iğneleyici bir edayla söylemiştim. Çevresinin bu kadar geniş olması bir tek benim mi hoşuma gitmiyordu? Gereksizdi bence.

"O zaman sana tarif edeyim, ister misin?" Taehyung iğneleyici tavrımı fark etse de görmezlikten gelmişti. Bana onu tarif edeceğini söylemişti, açıkçası bu sayede ideal tipinin nasıl olduğunu öğrenmiş olurdum.

idol あ vmin ✓Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu