idol あ vmin ✓

'40'

Temas.

Oldum olası temaslardan hoşlanan bir yapım vardı. Ben hislerimi bedensel yollarla anlatırdım.

Birisini seviyorsam -yani bahsettiğim şey hoşlantı veya aşk değildi- o kişiye sürekli temas ederdim. Gülerken sarılır, burunlarının dibine kadar girerdim.

Sevdiğim biri üzüldüğü zaman o kişiye yine aynı şekilde sarılır, elini falan tutardım. Bu yüzden üyeler her hareketime alışkındı. Ve onlar da benim gibi normal karşılarlardı.

Ama konu Taehyung olduğunda farklı hissettim hep. Ona sarıldığımda heyecanlandım, elini tuttuğumda içimde kelebekler uçuşuyormuş gibi hissettim. 

Taehyung benim için hep ayrıydı.

Bu yüzden olsa gerek şuan hemen altımda hissettiğim bedeni, dudaklarımda hissettiğim dudakları benim başımı döndürüyordu.

Bu yüzden olsa gerek sevgimin çokluğunu belli edebilmek için kollarımın arasına almak istiyordum onu. Sabaha kadar sevmek istiyordum.

Bilinçsizce gittikçe sertleşiyor, bu hareketlerimize de yansıyordu. Bedenimin hemen altında duran bedeni kesik kesik nefesler bırakırken onun üzerine fazla yaslanmış olduğumu düşünerek, ağırlığımı üzerinden çekmiştim. Şimdi dizlerimden güç alıyordum. Dizlerimin arasında ise Taehyung'un bacakları yer alıyordu.

Öpüşme gittikçe derinleşiyor, derinleştikçe ellerimiz birbirimizin bedenlerinde can buluyordu. Ve biz sıcaklamaktan ve terlemekten kendimizi alıkoyamıyorduk.

O anlarda Taehyung'un ellerini kalçalarımda hissetmiştim. Dudaklarının arasına hoşuma gittiğini belli etmek istercesine hoş mırıltılar bırakırken Taehyung bununla yetinmemişti. Elleri kalçalarımı naziklikten uzak bir şekilde şortumun üzerinden kavrarken, bir an da kalçalarıma baskı uygulayarak erkekliğinin üzerine bastırmıştı.

Ve bu ikimizin de kesik kesik inlemesine neden olmuştu. Atmosfer ise gittikçe arzu ve şehvetle dolmaya başladığında Taehyung bir an da yerlerimizi değiştirerek beni altına almış, üzerime eğilmeden önce tişörtünü bedeninden sıyırmıştı.

Şimdi karşımda son zamanlar da spor yapan ve bedenini geliştiren Taehyung'un o hafif esmer teni duruyordu.  Işıklar tüm bu olaylar sırasında açık olduğundan -ki şaşırtıcıydı ama filmi de ışıklar açıkken izlemiştik- bedeninde bulunan en ufak ayrıntıyı görebiliyordum.

Belki de bu yüzden ellerim tişörtünü yere atan Taehyung'un göğüsünde ve karnında gezinmişti. Taehyung'un buna verdiği tek tepki yarım ağız gülmekti. Hoşuna gitmiş olmalıydı.

"Fazla oyalanıyorsun." Huysuzca mırıldanıp kollarımı omuzlarına sarabilmek ümidiyle ona uzattım. Çünkü o üstsüz ve saçları dağılmış bir şekilde yatakta uzanan ve onun aksine giyinik olan beni süzüyordu. "Gel buraya."

"Hala inanamıyorum ya." Demişti. Romantikti işte. Adam sevişirken bile romantik olmayı becerebiliyordu. Bana öyle bir bakıyordu ki sevişmeyi yarıda bırakmak ve oturup onunla saatlerce bakışarak sohbet etme isteğiyle dolmuştum. Kim Taehyung'un acilen bu romantiklikleri sonra yapması gerekiyordu. "Dağılmış saçların, yukarı doğru sıyrılan tişörtünden gözüken bedenin. Şişmiş ve sürekli davetkâr olan o dudakların.

Ses tonun ve o tona eşlik eden inlemelerin. Sabırsız hallerin. Seksi, flörtöz tavırların. Şey gibi bu, şarkı sözü yazmak için ömrüm boyunca olacak ilhamım gibi."

Ağlayabilirdim.

Evet şuan oturup şu sözlerine saatlerce ağlayabilirdim. Bir insan nasıl ortamdaki atmosferi şehvet ve arzudan arındırıp romantik bir ortama çevirebilirdi, anlam veremiyordum.