'53'

5.4K 525 681
                                    

ed sheeran - thinking out loud

Kukla gibiydik. Şirket ne derse onu yapıyorduk sadece. Son zamanlar daha bir baskılanmaya başlamıştık. Nasıl desem? Oturduğumuz yere, fotoğraf çektireceğimiz kişilere bile karışır olmuşlardı. Kısacası, benim Taehyung'la kamera önünde bulunmamamız için ellerinden geleni yapıyorlardı. Fakat bize o kadar yoğunlaşmış olmaları iyi değildi. Şirkette olup bitenlerle ilgilenmelilerdi.

Daha geçtiğimiz günlerde, çalışanımızın sasaeng bir fana bana ait bir eşya sattığına denk gelmiştim. Ve bilemiyorum, bu beni sinirlendirmişti. Normal bir durum değildi çünkü. Haliyle tepki göstermiştim. O an ki sinirle sesimi yükseltmiştim. Belki daha ilerisi de olabilirdi. İlerisi derken fazlasıyla öfkelendiğimden bahsediyordum. Ben diğerleri gibi değildim. Kolay kolay sinirlenmek yerine, kırılırdım. Kolay kolay bağırmak yerine, alınırdım. Ama sinirlendiğim zaman da kendimi asla sakinleştiremezdim. Bir de konu önemli bir mevzu olduğundan dolayı o gün sakinleşemediģim tahmin edilebilir bir şeydi.

Sonuç olarak azar işitmiştim. Hem de öyle böyle değil. Tabir-i caizse ağzıma bir güzel sıçılmıştı. Çalışanlara saygılı olmam gerektiği defalarca vurgulanmıştı. Fazla başıboş bırakılıp şımardığımızdan bahsedilmişti. Benim bağırmak yerine gelip bahsetmemin yeterli olduğu söylenmişti. Fakat bunların hepsi kulak zarımı patlatacak bir yükseklikte belirtilmişti. Ve ben daha çok sinirlenmiştim. Demiştim ya, sinirlenince zor sakinleşebilen bir insan olduğumu. Eh, ben sakinleşemeden iyice üzerime gelindiği zaman sinirimden kudurmuştum. Çatacak yer aramama bile gerek kalmamıştı. Sonuçlarını düşünmeden şirkette soğuk rüzgârlar estirmiştim.

Menajerimiz Sejin hyungun bana olan çaresiz bakışlarını bile tınlamamıştım. Tamam, Taehyung'un gruptan çıkma meselesinde şirket çok fazla yanımızda durmuştu. Desteklerini esirgememişti hiç. Kazancını bir kenara koyarak bize izin vermiş, programlarımızı ertelemişti. Onlara minnettardım elbette ama yine de içeriye sızan sasaeng fanlar beni öfkelendiriyordu. Aynı zamanda çalışanların daha dikkatli olması gerekirken bize ait eşyalar üzerinden para kazanmaları da bardağı taşıran son nokta olmuştu.

Bir de Taehyung için sahte ilişki düşünmeleri ve bizi birbirimizden uzaklaştırma çabalarının birikimi de vardı üzerimde. Ben de gelişine bağırıp durmuştum. Lâkin karşımda duran insan da benden korkacak değildi ya. O da bağırmıştı, hatta daha ileriye giderek bir kaç tehdit savurmuştu. Dikkate aldığım söylenemezdi. Ben anında terk etmiştim orayı, sinirlerime iyi gelmiyordu çünkü. Yine de tüm bunlara rağmen bu durumlara çare bulmuş olmaları güzeldi.

Ben o gün boşa sinirden köpürmüş olmak istemiyordum. Zaten beni sakinleştiren kişi de Taehyung olmuştu. Bunu da bir tek kollarını bana dolayarak becermesine şaşırmamıştım bile. Bu çocuğun üzerimde bıraktığı etki cidden küçümsenecek gibi değildi. Eh ben de sevgilimin o güzel kokusu altında hemencecik mayışıvermiştim.

Şimdi kafamız biraz daha rahattı, çalışanlar sert bir dille uyarılmışlardı. Aynı zamanda güvenlik önlemleri iki katına çıkarılmıştı. Ama gelin görün ki bize çare bulamamışlardı. Taehyung ve ben kamera önünde fazla yakın durmuyorduk. Ve haber sitesinin başlığını tahmin edebiliyorsunuzdur. Zaten şu an onunla beraber seçtiğimiz koltukta oturan Taehyung elinde tuttuğu telefonundan tam da bahsettiğim o başlığı okuyordu, sesli bir şekilde.

"Taehyung ve Jimin çiftinin arasında soğuk rüzgârlar mı esiyor?" Taehyung okurken cümlenin sonuna doğru ciddiye alamamış olmalıydı ki birden gülmeye başlamıştı. Ne yalan söyleyeyim az önce aklıma bana ait bir eşyayı satan çalışan geldiği için hafiften sinirlenmiş gibiydim, lâkin ortamda bulunan Taehyung'un güzel kıkırtıları kulak zarıma yumuşakça değdiği sırada ben de gülümsemiştim. Sinir falan havada buharlaşıp gitmişti.

idol あ vmin ✓Where stories live. Discover now