'13'

7.6K 784 408
                                    

Gözlerimi yavaşça araladığımda bir süre bulunduğum yeri algılamaya çalışıyordum. Gözlerimin önünde her ne varsa etrafı bulanık görmeme neden oluyordu. Bulanıklığın gitmesini ümit ederek gözlerimi bir kaç kere açıp kapattığımda derinlerden bir ses duymuştum.

"Jimin!" Oldukça endişeli gelen bu sesin sahibi Jin hyunga aitti. Sesin geldiği yönü algıladıktan başımı yavaşça sol tarafa çevirmiştim. Bütün herkes buradaydı fakat Taehyung'u görememiştim. "İyi misin?"

"İyiyim." Yorgunca konuştuğumda bu sefer görüş açıma Namjoon hyung girmişti. "Bayıldın, biz de seni hastaneye götürecektik."

Onun sesi de en az Jin hyung kadar endişeli geliyordu. Onların endişesini gidermek için yavaşça yerimde doğruldum. Taehyung'un yatağında yattığımı ise odada bulunan diğer iki yataktan anlamıştım. Bir tek onların odasında üç yatak vardı çünkü. Taehyung'u ise görebilmiştim sonunda, Hoseok hyungun yatağında oturuyordu. Gözleri ise ben de sabitliydi, fakat hiçbir duygu barındırmıyordu. Aralarında tek endişeli olmayanın o olduğunu anlamıştım. Nedense onun bu ilgisizliği beni üzmüştü. Fazla bencildim sanırsam.

"Hastaneye gerek yok hyung, iyiyim." Yüzüme bir gülümseme eklediğimde hepsi rahat bir nefes vermişti. Taehyung ise bu cümlemden sonra sessizce odadan çıkmıştı ve herkesin ilgisi şuan benim üzerimde olduğu için kimse bunu fark etmemişti.

"Yemek yemedi kaç gündür, yorgun düştü kesin ben bir şeyler sipariş edeyim." Hoseok hyung eline aceleci bir tavırla telefonunu alıp odadan çıktığında Jungkook'un bana olan endişeli bakışlarına çevirmiştim bakışlarımı. "Bizi korkuttun."

"Üzgünüm." Diye mırıldanmıştım bu cümlesine karşılık. Sonrasında aklıma yine Taehyung takılmıştı. Benimle hiç ilgilenmemesi aklımı kurcalıyordu. Aslında bunun neden aklımı kurcaladığını da bilmiyordum. Fakat düşünüyordum işte.

Canımın sıkıldığını hissettiğimde bozuntuya vermeden ve diğerlerini kırmamaya çalışarak boğuk sesimle konuşmuştum. "Ben biraz uyuyabilir miyim?"

Hepsi onaylar anlamda beni onaylasada hiçbiri hareket etmemişti. Yalnız kalmak istiyordum aslında. Ama korktukları için yalnız bırakmaya niyetleri yoktu. İçlerini rahatlatmam lazımdı. Bu yüzden genişçe gülümseyip saçlarımı karıştırmıştım. "Gerçekten iyiyim, hem siz beni böyle izlerseniz uyuyamam."

İstemeyerek de olsa hepsi odanın çıkışına yönelmişti. Ama bir ağızdan bir şeye ihtiyacım olursa bağırmamın yeterli olacağını söyleyerek -ki bunu defalarca söylemişlerdi- odayı terk etmişlerdi. Sonunda yalnız kalınca Taehyung'un yatağına tekrardan uzanmıştım. Neden kendi yatağıma gitmediğim hakkında bir fikrim yoktu, gerçi buraya nasıl gelmiştim onu bile bilmiyordum.

Yine de düşünceleri kafamdan def etmeye çalışıp gözlerimi kapatmıştım. Bir yarım saat sonra odanın kapısı açılmıştı. Yine endişe dolu cümleleri dinlememek için gözlerimi açma gereği duymamıştım. Büyük ihtimal beni kontrol ediyorlardı. Odanın kapısının açılmasıyla kapanması bir olsa bile uyumaya çalışmıştım.

Fakat değişik bir şey olmuştu. Yatağa biri daha oturmuştu. Yavaşça otursa bile uyanık olduğumdan her şeyi hissedebiliyordum. Daha sonra saçlarımın arasında bir el hissetmiştim. Gelen kişinin Taehyung olduğunu ise saçlarımı okşayan o yumuşak dokunuşlardan anlamıştım. Bozuntuya vermedim.

Bir süre yavaşça saçlarımı okşamış, sonrasında parmakları yanağıma temas etmişti. "Beni çok korkuttun." Diye fısıldamıştı.

idol あ vmin ✓Where stories live. Discover now