'63'

4.1K 382 948
                                    

vmin - friends

final.

Aradan kaç ay, kaç mevsim geçmişti bilmiyordum. Uzun bir zamanın içerisinde ne olduğunu bilmeden sürüklenip durmuştuk. Yoğun tempolar, yorgun geçen günler, yurt dışı seyahatleri derken kimse kimseyle vakit geçiremez olmuştu.

Yan yanaydık, her yere birlikte gider, her işi birlikte yapardık ama kameralar kapandığı an herkes kendini bir başka yere atar, dinlenmeye çalışırdı. Ben bu dinlenme süreleri içerisinde yanımda olan ama bir türlü varlığını hissedemediğim güzel gülüşlüm için atan kalp ritimlerimi dinlerdim. Elimi birkaç saniyeliğine kalbimin üzerine koyar, derin bir nefesi ciğerlerime bahşederken yüzüme huzur dolu bir gülümseme iliştirirdim. Sonra yorgunluğumla savaşarak kapanan göz kapaklarımı yavaşça aralayıp bir süre nefeslerini düzene koymaya çalışan onu izler, özlemime biraz daha özlem katardım.

Yoğun bir programın içerisine girdiğimiz için geceleri eve de dönemez olmuştuk. Neresi denk gelirse orada uyukluyor, sonra uyanıp çalışmaya devam ediyorduk. Güzel gülüşlümü en son ne zaman öptüğümü bile hatırlamıyordum. İşte bana zor gelen de buydu. Tamam yorgunduk, ağır programların arasında eriyip bitiyorduk ama güzel gülüşlüm beni bir sarmalasa, bir öpse tüm yorgunluklarıma değecekti.

Şimdi onun dokunuşlarından da mahrumdum. Bu yorgunluk bana daha ağır gelmeye başlamıştı haliyle. Ara sıra gözümü karartıp kimseyi umursamadan dudaklarına yapışmayı düşünür olmuştum. Taehyung pek belli etmezdi ama o da benimle aynı düşüncelere sahipti, bunu biliyordum.

Sahneden indiğimiz sırada dizlerimin titremesiyle soğuk duvara elimi yaslayıp destek almıştım. Bugün son konserimiz vardı, yoğun programlarımız bir süreliğine de olsa rafa kalkacaktı ama biz de bitmiştik işte. Kendi yorgunluğumu bir kenara koyup etrafıma bakmıştım. Aramızda benden daha kötü olanlar vardı ve yanımıza koşarak gelen iki kişinin elinde oksijen maskesini gördüğüm an fenalaşanların olduğunu anlayabilmiştim.

Kalbim teklemişti o an, aniden bakışlarımı ailemde gezdirmiştim. İlk gördüğüm kişi Namjoon hyungtu, fakat onun durumu biraz daha iyiydi. Bayılanlar olduğundan emin olduğum için diğerlerine göz atmıştım. Sırasıyla Hoseok hyung, Yoongi hyung ve Jin hyung analizimden geçmişti. Onlar bir duvarın köşesine sinmiş bir vaziyette nefeslerini düzene koymaya çalışıyorlardı ama en azından durumları iyiydi.

Korkuyla arkama dönmeye çalışmıştım lâkin titreyen dizlerim buna müsaade etmeyerek yere düşmeme sebebiyet vermişti. Yine de bu durum etrafı süzmeme engel olmamıştı. İşte o anda Jungkook'un yarı baygın bedenini görmüştüm. Çalışanlar müdahalede bulunuyordu ama kayan gözleri onun dayanamadığını gösteriyordu. Hızlı hızlı inip kalkan göğüsü bilincini yitirmesine sebebiyet veriyordu.

Yanına gitmek için zorla da olsa yerimden kalkmıştım. Bu süreçte diğerleri de yavaş yavaş kendine gelmeye başlarken baygın bir şekilde siyah deri bir koltukta oturan Jungkook'un farkına varabilmiştiler. Dizlerinde derman kalanlar ise aynı benim gibi zorlanarak yanına gitmişti. Anladığım kadarıyla Yoongi hyung yerinden kalkamayacak kadar yorgundu. O uzaktan izleyebiliyordu olanları.

Jungkook'un biraz biraz kendine gelmesi endişeyle kavrulan beni kendime getirmeye yeterken o an aklıma henüz göremediğim güzel gülüşlüm gelmişti. "Taehyung nerede?" Diye fısıldamıştım zorla. Sorduğum sorunun ardından herkes birbirine bakmıştı. Kimse bilmiyor muydu? "Görmediniz mi?"

Hatırladığım kadarıyla sahneden ilk inen kişilerden birisi de Taehyung'du. O an dizlerime daha çok bir titreme gelmişti fakat bunun sebebi tamamen korku kaynaklıydı. Hızlıca etrafıma göz atıyor, diğerleriyle birlikte Taehyung'u arıyorduk ama sahne arkası büyük olmasıyla beraber oldukça da kalabalıktı.

idol あ vmin ✓Where stories live. Discover now