'22'

7.1K 766 455
                                    

Çoktan akşam olmuştu.

Ve biz Taehyung'la fazla kalabalık olmayan bir kafeye oturmuş, soğuk bir şeyler söyleyerek birbirimize bakmaya başlamıştık bile.

Fakat aramızdaki atmosfer garipti. İkimizde konuşmaya çekiniyormuş gibiydik. Neden böyle davrandığımız hakkında ise en ufak bir fikrim bile yoktu.

Sessizlik gereğinden daha fazla sürünce gergince yutkunmuş, bu sessizliği hafif bir mırıltıyla bozmuştum. "Özür dilerim."

Bu cümlemin ardından Taehyung bakışlarını benden kaçırarak önündeki bardağa çevirmişti. Fakat anladığım kadarıyla konuşmaya pek niyetli değildi. Ya da anlatacak çok şeyi vardı ve benim gibi nereden başlayacağını bilemiyordu. Nedense ikinci seçenek daha mantıklı gelmişti bana. Bu yüzden ben de konuşmaya devam etmiştim, bir yerden sonra konuşmaya başlar ümidiyle.

"Sevgini sır olarak saklayalım derken hata yaptım. O an için senin gruptan gitmemene odaklıydım. Ve düşünmeden bu cümleyi kurdum." Yutkundum ve önümdeki meyveli içecekten bir yudum aldım. Söyleyeceğim cümleleri toparlamak için süre kazanıyordum bir nevi. "Taehyung gruptan gitmeni yine istemiyorum. Ve biliyorsun, bunu hiçbir zaman da istemeyeceğim. Sevgini sır olarak saklamak zorunda değilsin. Bu yönelimini açıklamak istersen de arkandayım, açıklamak istemesen de arkandayım. Bunu bilmeni istiyorum.

Ayrıca bu yöneliminden dolayı gelecek tüm kötü yorumlarda da en büyük destekçinim. Bu konuda da endişelerin olsun istemiyorum. Kimi sevdiğini bilmiyorum, kime bu denli bağlanıp böyle üzüldüğünü bilmiyorum. Ama o kişiye duygularını itiraf etmek istersen de arkandayım."

Son cümlelerimi kurarken sesim içime yavaş yavaş kaçmaya başlamış gibiydi. Nedense Taehyung'un sevdiği çocuğu daha tanımadan sevmemiş gibi hissediyordum. Garip bir şekilde lisede olduğu gibi içimde içten içe bir kıskançlık duygusu beliriyordu.

Bu huyum bir tek Taehyung'a karşı vardı. Mesela diğer üyelerin de arkadaş çevresi en az Taehyung'un arkadaş çevresi kadar genişti. Fakat ben Taehyung'u arkadaşlarından kıskanıyordum. Onun en yakın arkadaşı ben olmalıydım çünkü.

Bazı zamanlar Bogum hyungun Taehyung'u aradığı oluyordu. Taehyung bazen onunla da dertleşiyordu. Bogum hyungu kıskanıyordum. Taehyung'la dertleşen de ben olmalıydım.

Çocuk değildim artık, bunu biliyordum. Ama Taehyung'u paylaşma fikri bana neden kötü geliyordu bunu anlayamıyordum işte. Lisede ki durumumu bir nevi anlardım. Yalnızdım, Taehyung ise beni yalnız hissettirmeyen kişiydi. Sosyalleşmeme yardımcı olmuştu. Bu yüzden başkasıyla konuşursa beni unutur sanardım. Fakat çocuk olduğumuz için bu tavırlarım o yaşta ki halime uygundu. Şimdi yaşıma uymayan tavırlarda bulunuyordum.

Neden bazen üyelerden bile kıskanırdım ki?

Bazen Yoongi hyungla uzun uzun sohbetler ederdi. Garip hissederdim, sanki bana anlatmadıklarını ilk önce Yoongi hyunga anlatıyormuş gibi. Bu beni kötü hissettirirdi. Çünkü ilk bana anlatmalıydı.

Ama biliyordum, bunu tek ben yapmıyordum. Taehyung'da bazen beni kıskanıyordu. Bazı zamanlar diğerleriyle konuşmaya daldığım zaman Taehyung hemen beni tişörtümden veya kolumdan tutup kendisine çekerdi. Ve kulağıma eğilip bana bir şeyler söylerdi. Bu sayede dikkatimi tamamen onun üzerine verirdim ve keyfi yerine gelirdi.

Peki neden son zamanlarda sadece ben kıskanıyordum?

"Reddedilmekten korkuyorum. Bunu tüm herkese açıkladıktan sonra grubun sürekli kötü yorum almasından korkuyorum. Zaten benim yüzümden oldukça kötü yorumlar alıyoruz."

idol あ vmin ✓Where stories live. Discover now