'11'

8.2K 821 597
                                    

Sinirlenmiştim.

Tam yumuşadım derken beni bir cümlesiyle gıcık ediyor, tüm duygu ve düşüncelerimi silip atıyordu. Daha sonra ise ben sinirleniyordum. Oysaki yumuşamıştım. Daha sonrasında oturup onunla konuşmayı düşünüyordum. İsteğinden vazgeçirmeyi deneyecektim.

Fakat o beni çileden çıkarıyordu.

Taehyung artık fazla oluyordu ve benim sabrımı sınıyordu. Üzüldüğümüzü görüyordu oysaki fakat bizi düşündüğü falan yoktu. Sadece kendisini düşünüyordu şuan. Bizi düşünseydi eğer oturur gruptan neden çıkmak istediğini bize düzgünce anlatabilirdi. Ama bizi buna bile layık görmüyordu. Bu yüzden ona sarılı olan kollarımı çektim hemen fakat o hiç istifini bile bozmamıştı.

"Biraz daha bu şekilde konuşursan Taehyung-" Duraksadım ve tehditkârca ekledim. "Ricada bulunacak bir dilin olmayacak haberin olsun."

Güldü.

Evet bu konuştuklarıma sadece gülerek cevap verdi. Ve beni biraz daha sıkı sardı.

"Komik mi gerizekalı?" Diye sordum bir cevap beklemiyordum. Zaten cevap vermeye kalkarsa sinirlerim bozulacaktı. Buna gerek yoktu. En azından içimi döküp rahatlamaya çalışacaktım. "Birazcık bizi düşün aptal!"

Ses tonum gittikçe yükselirken ciddiyetimin boyutu da artıyordu. Bu sayede Taehyung'un gülüşü yavaşça yüzünden silinmiş, beni saran kollarını ise serbest bırakmıştı. "Madem anlayış göstermemi istiyorsun bana gruptan gitme nedenini anlat!"

Bir kaç kişi gürültüden dolayı koridora toplanmıştı. Gelmeyen diğer üyeler ise uyuyor olmalıydı. "Ne oluyor burada?"

Namjoon hyung sorduğunda omuz silktim ve Taehyung'a bakmaya devam ettim. Hoseok hyung ise bu sinirli halimi yatıştırmak ister gibi önce yanıma gelmiş, sonra yatıştırıcı bir ses tonuyla konuşmuştu. "Çocuklar sakin olun, oturalım öyle konuşalım."

"İstemiyorum!" Diye çıkıştım hemen. "Bana gruptan neden ayrılmak istediğini açıklasın."

"Açıkçası bunu ben de merak ediyorum." Arkamdan gelen bu ses Jungkook'a aitti. Ve o da minik adımlarla çoktan yanımda yer edinmiş, kollarını göğüsünde birleştirip Taehyung'un karşısında durmuştu. "Bizi yarı yolda bırakma sebebin ne hyung?"

Taehyung ona baktığında yutkundu önce. Sonra gergince dudaklarını yaladı. Fakat hiçbir şey söyleyemedi.

"Ah pardon." Jungkook abartılı bir oyunculuk sergileyip Taehyung'a yapmacık bir şekilde konuştu ve kollarını serbest bıraktı. "Bizi satma nedenin ne diye sormalıydım, çok pardon hyung."

"Nedenini söyledim." Taehyung'un fısıltı halinde çıkan ses tonunu arka plana attım. Çünkü yumuşamak istemiyordum. "Ayrıca sizi sattığım falan yok!"

"Arkana bile bakmadan gideceksin, biz buna tam olarak 'satmak, yüz üstü veya yarı yolda bırakmak' falan diyoruz." Jungkook alaycı bir şekilde konuşmalarına devam ederken Taehyung çoktan sinirlenmeye başlıyordu. Bunu o bakışlarından çözebilmiştim. Jungkook biraz daha konuşmaya devam ederse hiç iyi şeyler olmayacaktı.

Ayrıca Taehyung'la en başta ben tartışırken ne ara Jungkook'a döndüğünü de anlayamamıştım.

"Ayrıca bize asıl nedenini söyle!" Diye söylendi Jungkook. Onu dürttüm artık susması gerektiğini anlatmak istercesine. Anladı, bana baktığında sus diye dudaklarımı oynattığımda beni anladı. Fakat durmak gibi bir niyeti yoktu. Konuşmaya, üstelik alayla konuşmaya devam ediyordu. "Odaklanma probleminmiş, yok yorulmuşsun, yok idollük zor geliyormuş, yok Jimin'le çıkan dedikodular senin yüzündenmiş, herkes gruptan çıkmanı istiyormuş falan filan.."

idol あ vmin ✓Where stories live. Discover now