on dokuz : pt.2

4.6K 336 39
                                    

Hızlıca bacqğından kalktım ve anneme baktım. "Evet anne ?"

"Telaş yapıp kalkma." Kıkırdadı. "Sevgili olduğunuzu biliyorum. Seninle konuşmam gereken şeyler var." Yoongi'ye baktı.
"İki dakikalığına çıkabilir misin ?"
"Elbette." Hızla kalktı ve yanımdan geçerken ellerini saçlarıma getirdi. Bir kere ensemi kaşıdıktan sonra ilerleyerek çıktı.

Annem yanıma oturdu ve ellerimi tuttu. "Kızım."
"Efendim anne ? Çok gergin gözüküyorsun. " Başını salladı ve konuşmasına devam etti.

"Ben evlenmeyi düşünüyorum." dedi. Ben de öylece kalakaldım. Evlenmek istiyorsa onaylardım ancak ama babam... Aklım babam da kalıyordu, onunla yaşadıklarımızı arkada bırakıp yepyeni bir hayat kurmak bana hoş gelmiyordu. Ama annemi de kırmak istemiyordum.

"Anne evlenmek istediğini anlıyorum...ama biliyorsun babam konusunda hassasım."

"Biliyorun tatlım ama bana güven... Çok iyi bir adam. Bu akşam onun ailesiyle yemeğe çıkacağız. Bana güven, her şey çok güzel olacak. Alışacağını biliyorsun." Başımı hüzünle salladım.
"Pekala anne." Gülümsedi. "İki gün sonra nikahlanacağız. Yıldırım nikahı gibi olacak, çok kişi duysun istemiyoruz. Sadece artık evlenelim bitsin diyoruz." Hızla sordum.
"Ne zamandır çıkıyorsunuz ?"
"2 yıl."Başımı salladım. "Söylememen kırdı."  Gülümsedi.
"Üzgünüm tatlım. Anlayışla karşıladığın için teşekkür ederim." Ona uzanarak sarıldım. "Önemli değil."
Sırtımı sıvazladı. İçeriden Yoongi'nin sesi duyuldu.

"Gelebilir miyim ?" Annem bağırdı. "Gel Yoongi !" Aklıma gelen soruyu sordum bende.
"Anne,o adam...burada mı kalacak?" Başını salladı. "Ev alana kadar burada kalacağız." Onu onayladım.

"Evlenecek misiniz ?" Annem bayık gözlerle Yoongi'ye baktı. "Dinlediğini biliyorum."
"Pekala..." Onun bu haline kıkırdamak istedim ama yapamadım.
Kısa çaplı bir çöküklük yaşamıştım. Annem bqşka biriyle evlenecekti, hayatını birleştirecekti, o adam bizim evimizde kalacaktı. Ben çoğu zaman babamın acısını çekecektim. Annemle o adamı sarılırken gördüğümde, o adamı sofrada gördüğümde...

"Ben...çıkıyorum." dedi annem. "Yemek kaçta ?"
"8'de. 7 gibi giyin. Ama elbise falan giy." Başımı salladım. Acaba Yoongi'de gelebilir miydi ? Yoongi gelirse ortama daha çabuk ısınacağımı düşündüğümden sordum.
"Yoongi de gelebilir mi ?" Annem başını sağa sola salladı. "Üzgünüm... Aile buluşması olacağı için." Başımı salladım.
Annem evden çıktı. Yoongi beni tekrar dizine yasladı. "Üzüldüğünü biliyorum. Ağlayabilirsin."dediğinde omuz silktim.
Göz yaşlarım nöbetteydi. Ağlamak için bekliyordu.
"Ağlamayacağım." sesim titriyordu. "Güçlü kalmalıyım." Elini saçlarımın arasına daldırdı ve yavaş yavaş okşadı. Onun benim içime yaydığı enerjiyr bayılıyorum. Beni bütün her şryden çekip alıyor, ona odaklanmamı sağlıyor.
Buna ne denir ? Min Yoongi etkisi ?

Eğilerek dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Kısa ama sevgi dolu olan bu öpücüğe gülümsedim. Gülümsediğimde o da gülümsedi. Onun gülüşüne bayılıyordum...
"Gülme." diye fısıldadığımda dudağını çenemin altına temas ettirdi. "Yoongi~" gıdıklandığım için biraz dalgalı çıkan sesime karşılık kaşlarını çattı. Kafasını benden uzaklaştırdı ve tek kolunu koltuğa koydu. "Hormonlarımı harekete geçiriyorsun."dedi ve yüzümden uzaklaştı. "Ah, deli olacağım." dediğine karşılık dudaklarımı birbirine bastırdım. "Özür." Yüzümün dibine girdi. "Biraz böyle kalalım mı ?" Bu sefer kulağına fısıldadım. "Pekala." Bakıştık. Bir anda burnu kulağımın altına geldi. Oraya burnunu sürttü.  Ben o anın verdiği hisle başımı o tarafa eğdiğimde gözlerimiz buluştu. Tekrardan kafasını benden uzaklaştırdı.  "Açık konuşacağım. Bu hareketlerinle hormonlarım harekete geçiyor." dediğinde tepki vermedim. Ben... Açıkçası ne yapsam ya da ne desem bilemediğim için öyle heykel gibi kalmayı tercih ettim. "Seni bir yerim..." dediğinde gülmemek için kendimi zor tuttum. "Dikdörtgen gülüyorsun." dediğinde duraksadım.
"Gerçekten. Benim yerimde başka biri olsa şu an burada böyle oturamazdı. Sen anladın onu." deyip gözlerime baktı,başını hafifçe ama sert bir biçimde eğerek. Ben hala ne diyeceğimi bilmiyordum. Bu konuda konuşmak... Üstelik sevgilimle bu konuda konuşmak... Hoş gelmiyordu, sonu hoş bitecek gibi gelmiyordu. "En azından hormonlarıma sahip çıkabiliyorum." dediğinde de tepki vermedim.  Eğildi ve kulağımın altına bir öpücük kondurdu. Sonra da boynumu öptü. Sonra benden uzaklaşarak koltuğa yaslandı. Ama gözleri benim gözümdeydi.
"Akşam ne giyeceksin ? Çok kısa olmasın, çok güzel de olma." dediğinde hızla cevap verdim. "Dolabımda bir tane vardı. Onu giyeceğim."
"Kısaysa aramız bozulur." Ona baktım. "O kadar kısa değil, ama uzun da değil. Diz üstü."
"İyi giy bari." dedi ve gülümsedi.

(...)

Akşam yemeğine gidiyorduk. Annem de giyinmiş, güzelce makyajını yapmıştı. Gitmeye çok hevesli değildim sadece adamı gözden geçirmek istiyordum.

İçeriye girdiğimizde kalabalık ve cam kenarındaki masaya ilerledik. Herkesi öperek sarıldım. Ancak o adamın yalnızca elini sıktım. O adam... Yakışıklıydı ama piç bakışı vardı. İçim ısınmamıştı.

"Bu benim kızım, HyeRim." Eğilerek selamladım. "Merhaba." Önüme grlen saçı kulağımın arkasına yerleştirdim. "Bu da benim oğlum, Jun Yu." Adamın bir de oğlu mu vardı ?
Tanrım, neden bana böyle davranıyorsun ? Ne hata yaptım ki ben ?
"Merhaba." Çocuğa eğilerek selam verdim. Takım elbisesi ona yakışmıştı.  Bu çocukta babası gibi yakışıklıydı ama benden büyük gibi duruyordu. Lütfen yaşıtım olmasın. Lütfen...
"Hye ile yaşıtsınız. İyi anlaşırsınız umarım." dedi o adam. Kalın bir ses tonu vardı.
Anne sen bu adamı nasıl sevebildin ?
"Umarım." diye mırıldandım. İyi anlaşmak, ben onunla ?

(...)

Yemek yenmiş, sohbet edilmişti. Sohbet de ne sohbet yani. Boş ve gereksiz.

Eve döndüğümde evde Yoongi vardı. Annem ? Annem beni eve yollamış kendisi o adamla konuşacağını söylemişti. Sevgisi bu kadar büyük müydü yani ?

"Nasıldı ?" de Yoongi kapıyı kapatırken. Ayakkabıyı çıkarırken söyledim. "Adamın yaşıt bir oğlu var."
"Şaka mısın ? Yanından ayrılmamam gerekecek." dediğinde kıkırdadım. "Sanırım öyle. Adam da da...piç tipi var." Başını eğdi.
"Endişeleniyorum. Onlar geldiğine bende kalmaya ne dersin ?" başımı sağa sola salladım. "Olmaz. Annemi o adamla yalnız bırakmak istemiyorum."
"Ben sizde kalayım."
"Annem itiraz etmez ama çok kalabalık oluruz."
"Kötü bir çelişki."
"Aynen." Beni belimden tuttu ve odama doğru ittirmeye başladı. "Çok incesin. Yemek yemen lazım." Omuz silktim. "Memnunum ben." dediğimde odamın kapısını ittirdi ve beni içeriye soktu. "Giyin."
"Pekala!" diye bağırdım ve kapıyı kapattım.
En rahatından pijamalarımı giydim. Kapıdan çıktığım gibi Yoongi beni kucaklamış ve salona götürmüştü.
"Uyukla biraz."dedi ve büyük koltukta beni yatırdı. Arkama da o yerleşti. Kollarını bana koala gibi sardı ve açık saçlarımı yukarıya ittirdi. "Pekala."



sound || min yoongiWhere stories live. Discover now