yirmi yedi : pt.2

3.5K 327 52
                                    

 Ne kadar kötü bir durumda olsam da okula gittim. Okul eteğim bacağımdaki yarayı kapatıyordu. Ek olarak belime bir hırka bağlamıştım.

 O günden beri Yoongi dışında hiç bir erkekle adam akıllı diyalog kuramıyordum. Korkuyor muydum bundan ben bile emin değilim ancak aklıma masadan düştüğüm ve kanlar içinde uyandığım geliyordu.

Üstelik polisler o adamı ve oğlunu henüz bulamamışlardı. Dışarıdaki her adımımın beni için tehlike arz ettiğini düşünüyordum. 

 Yoongi ise şu an yanımda değildi. Sınıfa gideceğini söylemişti ve geri de gelmemişti. İşin içimi sıkan yanı da cep telefonumun onda olmasıydı. Eğer telefonum yanımda olsaydı canım bu kadar sıkılmazdı.

 Okul bahçesinde adımlamaya deva ettim ve bahçedeki herkesin telefonlarına baktığını görünce sessiz bir küfür savurdum. Lanet olasıca herkesin elinde  dikdörtgen şeylerden vardı ve benim ki Yoongi'deydi. Alacak günü bulmuş olsa gerek...

 Herkesin bakışları sırayla beni bulurken, onlara sinirle bakıp cevap vermek yerine sessizce bahçede adımlamaya devam ettim. Yoongi'nin buraya geri geleceği yoktu anlaşılan. O zaman bende onun sınıfına giderdim.

Ne kadar garip bir gün... Bu gün IQ fışkırıyor benden. Keşke IQ'umdan biraz da Kwon ile In Ha'ya verebilsem. Kesinlikle merhametimden.

 Merdivenleri normal hızda çıkarken elim cebimdeydi.  Bir basamağı zıplıyordum ki ayaklarım dolandığında yalpalamıştım. En azından düşmemiştim ya. Düşseydim kim bilir nasıl bir rezillik olurdu ?

 Yoongi'nin olduğunu düşündüğüm sınıftan içeri girmek istediğimde kapı bir anda tüm hızıyla kapanmıştı. Gizlice kapıya kulağımı dayadım.

 Kesinlikle çok gizli. Koridordaki bir kapıya kulak koyup dinlemek çok gizli bir iş yaptığınızı gösterir. Evet HyeRim. IQ'un fışkırmaktan kalmadı sanırım.

 Bir umut içerideki boğuk sesleri dinledim. Ama o kadar boğuktu ki anlaşılmıyordu bile. Bir anda neden yaptığım bilinmez, ani bir şekilde içeri girip sıraya attım kendimi.

 Olayları izlemeye başladığımda Yoongi ile Kwon'un hararetli bir şekilde konuştuğunu, yerindeyse tartıştığını gördüm.

"Kaybettiğini biliyorsun Min Yoongi." Yoongi sinirli bir şekilde, tıslayarak konuştu. "Kaybettiğini kaldıramadığın için hayal mi kurmaya başladın ?" Ne kaybetmesi ? Neyden bahsediyor bunlar ? Ah, yoksa kavga mı ? Yoongi'min çenesini sıyırdığı kavga.

"Kaybettiğini kabul et." Yoongi ağzını açmıştı ki Kwon devam etti. "Eğer kaybettiğin gerçeği sana ağır geliyorsa, sevgilin üzerine iddiaya girdiğini kabul et." Ben biraz şaşkın, biraz sinirli onlara bakarken Yoongi elini sinirle alnına götürdü. Alnını ovalarken hafiften yürümeye başladığında gözleri kapalıydı. Tam elini çekip konuşuyordu ki beni görmesiyle sözü yarıda kaldı.

"Onun üzerine iddi-"

 Ben anladığımı anlamıştım. Ben her şeyi anlamıştım.

 Sinirli ve ağır bir şekilde başımı salladım. "An-anlıyorum." Sınıftan hızlıca çıktığımda adımlarım kızlar tuvaletine doğruydu.



Siz bu kitabı 4K'mı yaptınız he ?

Yazarınız hikayeyi heyecanlı mı kesti he ?

Şaşırdınız mı he ?

Beni şaşırtıyorsunuz he~~

Size kocaman sarılıyorum~~

Sizi çoooooo~~~~~k seviyorum heee~~~




sound || min yoongiWhere stories live. Discover now