altmış dokuz : i hate you°

2.4K 185 97
                                    

(...)

"Bırakacağım." Dedi derince nefes vererek. "Bırakmalıyım."

"Yine de sana kızgınım. Bana daha erken söyleyebilirdin, bu sorunundaha erken çözüme kavuşturabilirdik." Başını eğdi. "Özür dilerim."

"Neden başladın sigaraya?"

"Bir gün...sinirim bozuktu ve arkadaşıma uyup içtim. Ertesi günlerde de olaylar aynı gidince içmeye devam ettim ve böyle oldu."

"Sen bu kadar güçsüz müydün? Hangi olay seni sigaraya başlatmış olabilir ki?"

"Öyle gelişti. Arkadaş ortamı içinde." Elimi alnıma koydum. "Bana doğruyu söyle. Ne için sinirin bozuktu?"

"Şu bir ara çıktığım, sonra beni aldatan kız-"

"Gerçekten...senden bunu beklemezdim. Arkadaş ortamına kurban gidecek kadar zayıf biri değilsin sen." Saç dibimi çektim.

Sıkışmış ve çaresiz hissettiğimde kendimi kaybediyor gibi oluyordum. Ya dudağımı kemiriyor, ya saçlarımın dibini çekiştiriyordum. Bunun iyi bir huy olmadığının gayet de farkındayım...

Titrek nefesimi verdim ve konuştum. "Ben...sigara konusunda hassas biriyim Yoongi. Benim için sigara içen herkes güçsüz. Kendi sorunlarıyla başa çıkamadıkları için bir şeyden destek alıyorlar. Bunu sevmiyorum. Karşımdakinin hayatı boyunca bir şeye bapımlı jalmasını sevmiyorum, üstelik kendine zarar veren bir şeye bağımlı kalmasını...hiç sevmiyorum."

"Saçlarını çekme...canın acıyacak."

"Sigara içmen canımı bundan daha çok acıtıyor."

Başını eğdi. Biraz kaba konuşmuştum sanırım. Ona doğru yaklaşırken aniden gülmeye başlayınca olduğum yerde sıçradım. Sigara içmediğinden midir nedir, deliriyor mu acaba?

"Böyle bir şeye inandığına inanamıyorum." Kim neye inanmış- Şaka mıydı yani?! Küfrettirecek şimdi..!

Ayağımı kaldırıp bacağına vurdum. Ona çok etki etmemiş gibiydi. Gülmeye devam ediyordu. "Hah...şakaydı demek." Yoongi gülmesini azaltıp sırıtmaya çevirdi ve bana yaklaştı. "Hayatta sigara içmem. Ve eğer içseydim, şu an sana böyle dokunamazdım. Senin beni sevmeyeceğini bilir, platonik yaşardım."

Ellerini omzuma koyduğunda ittirip kollarımı göğsümün altına birleştirdim. "Komik değildi."

"Kafan acıyor mu?" Deyip eli saçlarımın arasına girdiğinde sırıttım."Boşversene, seni yine de seviyorum." Kollarımı açıp ona sımsıkı sarıldığımda kafamın dibini okşuyordu.

Nefes alışverişiyle, kalp atışını duyuyordum. Yaslandığım vücudu sıcacıktı ve kafamı okşuyordu... Böyle devam ederse burada uyuyup kalacaktım, zaten yorgundum.

"Böyle yaparsan uyuyup kalacağım." Dediğimde derin bir nefes aldı. İnip kalkan göğsüyle eş zamanlı olarak konuştu. "O zaman devam ediyorum."

"Derse girmeliyiz."

"Benim dersim matematik."

"Önemli bir ders..."

"Bizden önemli değil. Hem matematik basit. Sadece kafanı çalıştırmalısın. Derste yaptığımız tek şey soru çözmek. Sizin dersiniz ne?"

"Sanırım fizikti. O da kolay. Formülleri biliyorum." Kafamdaki eli sırtıma indiğinde ona daha çok sokuldum. "O zaman o koridora gidelim."

"Bence revire gidelim." Dedim. "Yani hem başın yaralı, oradaki kadın sana baktıktan sonra çekip gidecek. Orda oturabiliriz. Örtüleri de çekeriz, kimse görmez."

sound || min yoongiWhere stories live. Discover now