otuz üç : please

3.6K 340 75
                                    

Titreşen telefonumu elime aldım. Haftasonundaydık. Neden bu şekilde rahatsız ediliyordum.

kkwon: hye ! neredesin
lanet
hoca seni arıyor ve bulursam
bıçaklarım diyor
HEY HYE !
GEL ŞU OKULA

hhye: SABAH SABAH

SUS BE

NE OKULU HAFTASONU BUGN

Bİ GİT

Kaba bir dille konuşsam da çok tınlayıp, özür dileme gereğinde bulunmamıştım.  Sabah sabah rahatsız edilmeyi sevmezdim.

Yoongi neden yoktu-

Ah, doğru. Sen onu kaybettin ya.

 Hüzünlensem de güçlü kalmam gerektiğini biliyordum. Ekrandan saate ve tarihe baktığımda gerçekten bugün okul olduğunu gördüm ve hızla yataktan kalktım. Bana bakan yastığıma zorlukla el salladım ve doabımdan formalarımı alıp üstüme geçirdim. Yerdeki çantamı sırtıma taktım ve dışarı koşarken ellerimle saçımı taradım. Yüzümü bile yıkayamamıştım !

 Sitenin kapısından çıktığım gibi önümde bir araba bitti. Bir Mercedes, pekala. İçine eğilip baktığımda Jimin'i gördüm. "Jimin ! Beni okula bırakabilir misin ? Çok acil lüt-"

Başını önüne çevirdi ve kilidi açtı. "Atla."  Seri bir şekilde arabasına bindim. Hızlıca sürerken kemerimi taktım. "Sana geri ödeyeceğim ! Minnettarım." diye mırıldandım. "Ben seni almaya gelmiştim zaten. Geri ödemene gerek yok." dedi ve hızı arttırdı. 

Tanrım ! Kaçla gidiyorduk ?! 200'le mi ?!

"Jimin!" diye bağırdım. 

"Yavaşlat şunu!"

Omuz silkti. "Ne gerek var. Bak geldik bile." Arabadan indiğimizde ben içeri koşarken ona bağırdım. "Sağol Jimin!" 

Meleksi bir gülüş bıraktı ve el salladı. Arabanın kapısını kapattı.

 Kapıdan girdiğimde öğretmen beni çantamın ön sapından tuttu ve sürüklemeye başladı. Zil de çalmıştı ki herkes okulun içine dağılmaya gezinmeye başlamıştı. Beni görenler gülmeye başlamıştı.

Komik miydi, onlar için evet. Benim içinse rezillikti.

Merdivenden çıkmaya başladığımızda insanlar kuzu gibi tek sıra olmuş, beni izliyorlardı. Yoongi ile gözlerimiz kesiştiği an ben kaçırdım. Ama anlık gülüşünü görmüştüm.

Sinirli gibi olan gülüşünü.

Yok be ! Neye sinirlensin ki, öyle bana gülmüştür o. Öğretmen beni adeta öğretmenler odasına fırlattığında bacağım masanın kenarına çarpmıştı ve tam da yaralı olan yere çarpmıştı. 

Acı ile bağıracakken, bağırmak yerine elimi yarama götürdüm. Elime kan geldiğinde lanetler okudum. Vakti miydi ?!

"Hocam-"

"Beni dinle Hye ! Derslerin aksıyor ! Okula gelmiyorsun!"

"Hocam !" Kanlı elimi havaya kaldırdım. "Bacağım kanıyor !" dediğimde hoca telaş yaptı. "N-ne yapmalıyız ?!" 

sound || min yoongiWhere stories live. Discover now