elli beş : dont wanna talk with u

3.3K 322 170
                                    

Yanımdaki bedene temas etmemek için büyük çaba gösteriyordum. Yanımda beni sürtük olarak gören eski sevgilim vardı ve en az üç saat boyunca bu şekildeydik.

Pekala hayat! Öyle olsun!

Titreşen telefonumun kilidini açtım.

Kakaotalk; Jimin'den üç mesaj

Chimochi: bence şimdi uyu
Kısa süre sonra DaeGu'da olacaksın
Molada beni aramayı unutma

hhye: unutmayacağım
iyi geceler

Telefon ekranıma bakışlar atıldığını hissediyordum. O yüzden telefonu biraz daha cama doğru çevirdim ve Jimin'den gelen mesaja baktım.

Chimochi: sana da iyi uykular

hhye: jimin...
Aslında...

Chimochi: hm?

hhye: şu an yanımda yoongi oturuyor
Tam yanımda
Yan koltukta
Bileti bugüne değildi hani?

Chimochi: ya ona bugün bir mesaj geldi
DaeGu'da ... Hotel'de küçük bir konser vermesini istediler
Orada kalacak oda da vereceklermiş

Otelin adını görmemle ekrana doğru şaşkınlıkla fısıldadım.
"Ne?!"
Gözlerim bana bakan Yoongi'ye kaydı. Gözlerimiz çakıştığında ikimizde gözlerimizi kaçırmıştık. Artık bakışlarım tavanda ve koltuklardaydı.
En son ekrana bakarak bir kaç şey yazdım.

hhye: bütün yolculuğum bok gibi geçecek
Gözümü kapamayacağım
Kırpmayacağım bile
Ya
Yanımdaki adam beni sürtük olarak görüyor
Ben ise beni öyle gören adama hala aşığım
İçine edeyim böyle dünyanın
İçine edeyim yalankarın dedikoduların ya
Hayat ağzıma sıçacak başka yol bulamadı mı
Ne bileyim telefonum filan binadan düşüp kırılsa da olurdu
Of
Of
Of
OF
O
F
Jimin ben intihar etmek istiyorum
Hatta hemen ölmeliyim
Hemen
Şimdi

Chimochi: delirmişsin
Ben sana ne dedim
Yoongi seni unutamadı dedim
Dedim mi
Dedim
Seni öyle görüyor
Bak şimdi ona mesaj atacağım
O da seni anlayacak
Barışacaksınız
Tamam mı

hhye: nah barışırım Jimin
önce hatasını anlamalı
kendi kendine tamam mı
Sakın anlatma
SAKIN
ANLAŞTIK MI

Chimochi: pekala

hhye: hadi
Git zıbar

Telefonu kitleyip koltuğumun kenarına koydum. Bağdaş yaptığım ayaklarımı kendime çekerek camdan dışarı baktım.
Camdan dışarı bakarken onun yansımasını görebiliyordum. O bana mı bakıyordu, cama mı bakıyordu kestiremesem de bir şey yapmadım.

Belki de yolculuk boyunca ona bir yabancı gibi davranmalıydım. Yanımda oturan adamı tanımıyorum, ben sadece DaeGu'ya gitmek için otobüse binmiş bir genç kızım.
Pekala.
Bunu başarabilirim.

Muavin ilk ikramları yaparken Yoongi bir bardak kahve ile sade bisküvi almıştı.
"Ne istersiniz ?"
Muavine dönerek kulaklığı kulağımdan çıkardım. "Bir bardak kola ve bir tane de çikolatalı bisküvi alabilir miyim?"
Doldurduğu bardaktaki kolayı bana uzattı. Önümdeki minik masayı açarak plastik bardağı yerine yerleştirdim. Ardından çikolatalı bisküviyi de yanına koydum.
Önümdeki ekrandan bir film açmak fena fikir değildi.
Filmler kategorisinden animasyonlara girdim. Animasyonlar daima favorim olmuştur, çünkü hem eğlencelidirler hem de hüzünlüdürler. İzlerken sıkmaz, bittiğinde ise mutlu hissedersiniz.
'Zootopia' isimli filmi açıp izlemeye başladım. Beni sarıyordu, eğlenceliydi. Arada kolamdan yudumluyordum. Yoongi'nin ekranına kayan gözlerim onun haberleri izlediğini gördü ve karşımdaki ekrana geri döndü.

sound || min yoongiWhere stories live. Discover now