elli yedi : 'she'

3.5K 319 320
                                    


Otel odama bavulumu bırakıp kahvaltı için yemek salonuna inmiştim. Yoongi yan odamda olduğundan ondan kaçmak için daha büyük çaba sarfediyordum.
Aslına bakarsanız ondan kaçmak için onun memleketine gelmek ayrı bir salaklıktı.
Her neyse...
Basit bir kahvaltı için yemek seçenekleri son derece fazlaydı. Tabağımı azıcık doldurdum, az yemek yeterliydi.
Masalardan birine tabağımı koydum ve çatal yardımıyla yemeğe başladım. Gözlerimi arada salonda çeviriyor, bazen de telefonuma bakıyordum.

Jimin'i arasa mıydım ? Ne zaman sıkılsam aramamı söylemişti.

Kulaklığımı kulağıma yerleştirerek Jimin'i görüntülü aradım.

"Günaydın."

"Günaydın~ otelde misin?"

"Evet. Şimdi kahvaltı ediyorum. Sana bir kötü haber vermeliyim."

"N'oldu?"

"Yoongi yan odamda kalıyor."

Kahkaha attı ve nefessiz bir şekilde konuştu.

"Bunun neresi kötü salak şey! Barışırsınız hem."

"Jimin seni gebertmek istiyorum!"

"Ne-ne dedim ki ben şimdi ?"

Sinirlendim. Sebepsiz yere değildi sinirim. Benim Yoongi'yle barışmayacağımı bildiği halde, neden böyle davranıyordu. Yoksa bilmediğim bir plan mı vardı?

Ne planı olabilir ki?

"Boşversene." Telefonun kilit tuşuna basarak konuşmayı kapattım ve telefonu sinirle masaya bıraktım.

Çatalım salatalığa sertçe batarken gözlerim bir masadabaşka bir kızla oturup yemek yiyen Yoongi'ye takılmıştı.
Delireceğim.
Cidden...delir-meyeceğim. Hayır Hye. Delirmeyeceksin.

Gözlerimi kısıp baktığımda bu kızın Suran olduğunu gördüm.
Suran ve Yoongi.
Bazı masalarda da kameralar açık olduğuna göre yeni bir ship doğacaktı : "Sungi." Düşüncemi dışa yansıtarak konuştum.

İştahım kaçmıştı. Aç hissetmiyordum, kalbimi de hissetmiyordum.
Göz yaşlarımın akmaması için büyük çaba gösterdim ve salatalığı ağzıma attım.

Söylesene HyeRim, neden kendini parçalıyorsun? Onu unutabilirsin, dik durabilirsin, kendin olabilirsin. O olmadan da bazı şeyleri yapabilirsin.

Ama...o kadar kolay değil ki. Zihnim ve kalbim sanki avuçlanıp alınmış içimden. Yalnızca bedenim var. Düşünemeyecek kadar hassas ve duygusal olan bedenim...

Az olan şeyleri bir hışımla yedim. Telefonumu arka cebime attım ve salonun dışına yürümeye başladım.
Koridora girdiğim gibi Yoongi'nin posteri gözüme çarptı.

'SUGA
saat 19:30'da'

Havuzun arkasındaki yerde olacağını yazmışlardı. Sanırım kutlama alanı gibi bir yerdi.
Posterin üstündeki Yoongi'ye bir tanr yumruk geçirdim.
"Senden nefret ediyorum." Koridordaki insanların bana bakmasıyla rezil olduğumu hissettim. "Aish..." diye fısıldadım ve asansöre ilerledim.

Rezillikti. 

Bu yaptığım rezillikti. Neden gidip yüzüne söylemem de posterine vururum ki zaten. Neden!?

(...)

 Odamın kapısını ses çıkarmadan kapattım ve kendimi yatağıma attım. Saat 8'e geliyordu. Hava yeni yeni ısınmaya başlamıştı. İnsanlar kapalı ve açık havuzlara hücum etmeye başlamıştı bile. 

sound || min yoongiDonde viven las historias. Descúbrelo ahora