otuz yedi : valentine day

4K 316 163
                                    

Bugün okula tek başıma gitmiştim, Yoongi'yi hiç bir yerde bulamamıştım. Erken çıkmış olsa gerek.
Titreşmekten artık aklı kalmayan telefonumu elime alarak gelen yığınla mesajı okudum.

SugAa: Uyan ve okula koş
aşkım~

Şirin ve etkileyici. Kalbimi çalıyorsun Min Yoongi. Gülümsedim.

hhye: şimdi içeri
girdim

Bir anda bir şeyin koluma yapışması ile oraya döndüm. Ah Min Yoongi. Şirin köpek!

"Ne oluyor Yoongi ?" diye sordum. Omuz silkti. "Bana bilmediğini söyleme." Anlamamış bir şekilde ona baktım. "Bilmiyorum !" Gülümsedi ve kollarını bana sardı.
"Bugün sevgililer günü." Ona yüz buruşturarak baktım. "Böyle saçma bir şeyi yapmayacağız değil mi ?" Üzgünce bana baktı.
Şi.rin. kö.pek.
"Neden?"

"Bu aslında sevgi günü. Herkes birbirine sevgi gösterir. Üstelik, sevgilisi olmayanlar için çok acı. Biliyorum, yaşadım çünkü." Kahkaha atarak elimi tuttu.
"Umrumda mı ? Sevdiğim kişiye onu sevdiğimi hissettirmek istiyorum ben."

"Bunu her gün yapabiliriz. Mesela dün, ondan önceki gün." Gülümsediğimde bana eğildi ve dudaklarıma kısa bir öpücük kondurdu. 
Gözlerime derin derin baktı.

Anlatamam, sana olan sevgimi anlatamam.

Gözlerinden çıkardığım anlam buydu. Yani, nasıl ifade edilir ki...
İki tane kahverengi yuvarlağa bakıyorsunuz, onlar koyulaşıyor, içinize tarifsiz bir dalgalanma yayılıyor. Sanal gerçeklik gözlüğü taktınız da duyguların arasında bir yolculuğa çıkmışsınız gibi...

Bir anda gözünden bir yaş düştüğünde ona merakla sordum. "Ya! Niye ağlıyorsun ?!" Ellerimi yanaklarına götürdüğümde gözyaşlarının arasından gülümsedi. "Sadece...mutluyum." dediğinde ına gülümsedim. "Her mutlu olduğunda ağlarsan olmaz ki~" dedim. Ellerini benim yanaklarıma koydu ve bahçenin ortasında beni öptü.

Herkesten 'oha' ya 'ooo' nidaları koparken aradan bazı insanların 'hyerim gebersin' seslerini duyabiliyordum.

Gebermemi mi istediniz ? Pekala hemen !

Dudaklarını benden uzaklaştırdığında deli gibi gülüyordu. İkimizin de bu durumda olması çok da umrumuzda değildi.
Çünkü biz aşkı yaşıyorduk.

Birbirimize bakarak deli gibi gülüyorduk. O sırada Yoongi kollarını tüm hızıyla bana sardı ve ağlamaya devam etti. Sırtına vurdum. "Ağlama. Salak." Etrafta video çeken mi dersiniz, izleyip gülen öğretmenler mi, hepsi buradaydı. Zil sesi kulaklarımızı çınlattığında Yoongi'den uzaklaştım. Göz yaşlarını sildim ve gülümsedim. "Sen sınıfına, ben sınıfıma hadi." Ellerimi tuttu ve gülümsedi.
"Sınıfına bırakayım." Oradan zıplayarak, neşeli neşeli sınıfa ilerledik.

(...)

"O yüzden kök üssü dört kök 16, 16'dır..." Matematik hocasının çözdüğü soruları deftere not alırken beynim çatlamak üzereydi.

Aklım bir bakıma Yoongi'deydi. O da böyle miydi şimdi ? Hala ağlayıp, salak salak gülüyor muydu ? Onun sevgisiyle yok olduğum kadar benim gibi miydi ?

Ah Min Yoongi ! Geberteceksin beni !

"Kim HyeRim. Soruyu çöz." Tahtaya baktım. Ağzımı aöıp cevabı söyleyecekken öğretmen ötmeye başladı.
"Öyle yiyişmekle öğrenilmiyor HyeRim. Okula öğrenmeye geliyorsunuz, yiyişmeye deği-"

sound || min yoongiWhere stories live. Discover now