yirmi bir : think what u want

4K 359 53
                                    

"Olmaz Yoongi." Omuz silkti. "Annei de alırız."dediğinde başımı sağa sola salladım. "Yeni evlendi Yoongi."
"Bilmem, sadece seni şu adamdan kurtarmak istemiştim."
"Düşündüğün için teşekkür ederim." Ellerimi tekrar kafasına götürdüm. Aniden yatağıma uzandı. Ellerim saçlarını okşamaya devam etti.
Gülümsediğinde o sırıtışının tatlı olması kalp atışımı hızlandırmıştı.

O adam ve oğlu kafamı işgal ediyordu. Bu adam bir de anemle evliydi. Aşırı sinirli biriydi ve sabırım sinir kontrolü yoktu. Yani ben bu adamdan her an dayak yiyebilirdim.

"Ben geldim !" İçeriden gelen annemin sesi ile kapıyı açtım ve mutfağa koştum. Ama içeriye girmedim, hedefim gözetlemekti.

Bu adam...annemi öptü.
O pis dudaklarını annemin dudaklarına değdirdi.  Ben de hızla araya daldım.

"Anne !" Annem sıçradı ve adam da sinirlenerek başını sağa doğru eğdi. "Ne oldu Hye'm?"
"Yoongi geldi, haberin olsun istedim." Anlayışla başını salladı. "Peki takılın siz." dediğinde zıplaya zıplaya odama döndüğümde Yoongi odada yok gibiydi. Kesin saklanmıştı.

"Saklandıysan seni bulurum!" dedim ve gülerek onu aramaya başladım. Masamın altına, yatağın arasına baktım ama yoktu.
Salak ben.
Kapının arkasını açtığım zaman orada sessizce gülen Yoongi kahkahalarını bana sunmuştu.
Ben ise tepkisiz duruyordum. "Min Yoongi ! Az sessiz ol."dediğimde kıkırdamaya başlamıştı. 
Salondan gelen sesler bulanıklaştığında omzuna vurdum. "Sessiz ol! Duyamıyorum." O da merak etmiş olmalı ki hızlıca sustu.

"Çok şımarık biri. Ne isterse onu yapıyor. Terbiyeye ihtiyacı var."

Annem ona cevap verirken de dinliyordum fakat Yoongi beni kucağına alarak yatağa bırakmıştı. Kapıyı kilitlemiş ve yanıma kıvrılmıştı.
"Uyuyalım mı ?"dediğinde ona döndüm.  "Dinleyecektim."
"Dinleme. Ben seninle vakit geçirmek istiyorum." Onun gözlerine odaklandım. Ardından hızla ona sokuldum. O da bana sarıldı.

Onu sevmekten tereddüt etmiyordum. O artık benim sığınabileceğim yer, sevgi bulabileceğim yerdi.

Kafasını bana eğdiğinde bende başımı ona kaldırdım. Onun gözlerine dalmışken hızla dudaklarına dudaklarımı değdirdim. 
Sırıttığını hissetmiştim,  dudakları gerilmişti.
Bir süre duygulu süren öpücüğün ardından uzaklaştı ve sıkıca sarıldı. "Sen çoooooook şirinsin." dedi ve daha sıkı sarıldı. "Seni mıncıklamak istiyorum."dediğinde reddettim ve onun göğsüne yeniden sokuldum. O da kollarını sıkıca bana sardı.
"Seni seviyorum." dediğinde gülümsedim. "Ben seni daha çok seviyorum."
Üşüyen ayaklarımı bacaklarının arasına koydu.  "Uyuyabilirsin."
"Hayır. Seni keseceğim." Ondan azıcık uzaklaşıp suratını avucumun içine aldım. Minik dudakları,sevimli gözleri,tatlış da bir burnu vardı.
O zaten mükemmeldi. Neyini anlatmaya çalışıyorsam...
"Hye." dedi bir anda. "Hm?"
"Evlenelim mi ?" Şaşkınca ona baktım.  "Ne saçmalıyorsun cidden. Reşit bile değiliz." Büyük ihtimal iki üç aya kesin ayrılacağız çünkü bu bir aşk değil. Lise hevesi. Sonra da ikimiz birbirimizi kullandığımız düşüncesiyle mahvolacağız.

Kötü düşüncelerim beni ele geçirmeye başlamıştı. Ben de bunların esiri olmak istemiyordum.

"Olsun. Reşit olunca evleniriz." Reşit olmamıza iki yıl var. Ayrıldıktan sonra sen hayranlarından biriyle çıkarsın zaten. Evlenirsiniz, bende dilinde dolanan saçma biri olurum. Salak, gerizekalı, korkak, yılışık HyeRim. Kendisi yüzünden uzaklaştırma cezası aldığım HyeRim. Parkta öptüğüm Hyerim ; diye bahsedersin.

"Yoongi o yaşa bir gelelim de. Beraber kalıp ka-" Ağzımdan çıkan kelimelere lanet okudum. Şu ileriye dönük düşüncelerimden halen nefret ediyordum.
"Ne dedin sen ? Beraber kalıp kalmayacağımız mı dedin ?" Geriye çekildi. "Yani..."diyebildim ancak.

"Sende haklısın. Beraber kalıp kalmayacağımız kesin değil." dedi. "Aklına takılan ne varsa söyle."
Olumsuz anlamda başımı salladım. "Olmaz."
"Söyle dedi ve karşıma dikildi. Dediklerimi bekliyordu.

"Belki iki üç aya ayrılacağız, ne kadar da çocuksu bir lise hevesiymiş diyeceğiz. Birbirimizi kullandığımız için üzüleceğiz. Reşit olduğumuzda başka biriyle evleneceğiz. Birbirimizden bir zamanlar şu vardı, diyr bahsedeceğiz. Ben büyüdüğümde belki senin yanına yatıp sana sarıldığım için pişman olacağım. Sen... Sen pişman olmazsın belki de.
Müdür yardımcısının bizi gördüğü gün ben kaçıp gitmiştim çünkü bu konu hakkında düşünmeye ihtiyacım vardı." dediğimde başını salladı.
"Dediklerini anlıyorum ancak takıldığım bir kısım var." Sırtını duvara yasladı. "Reşit olduğumuzda başka biriyle evleneceğiz , cümlesi yanlış. İkimizden birinin sevgisinin gerçek olması bile yeterli." Cümlesini böldüm.
"Ben de diyorum ki belki biz gerçek sanıyoruzdur ! Sadece hevestir belki de."

Ayağa kalktı ve sinirli bir ses tonu ile dişlerinin arasından tıslayarak konuştu.

"Nasıl düşünmek istersen öyle düşün." Kapıyı çarparak çıktı.

sound || min yoongiWhere stories live. Discover now