yirmi dört : wake up

4.2K 351 65
                                    

Yoongi yanıma geldiğinde hiç obir şey olmamış gibi davrandı. "Babamın geldiğini biliyorum. Ben eve gitmeliyim." dediğimde reddetti. "Dayak manyağı mı olmak istiyorsun?"

"Tabii ki hayır." O zaman, dercesine başını salladı. "Gitmezsem daha kötü olur." dediğimde beklediğim cümleyi söyledi. "Bizim evde kal."
Onu anlıyordum, benim için de sakıncası yoktu ancak annemi düşünüyordu. Bu adamın anneme bir şey yapıp yapmayacağı kesin değildi.
"Annemi düşünüyorum. O adamın ne yapacağı belli olmaz." Başını salladıktan sonra koltuğun ucuna yerleşti.
"O zaman tek çarenin eve gitmek olduğunu mu söylüyorsun ?"
"Annem geldiği zaman, evet." Elimi tuttu. "Beraber gideriz." dedi ve ellerimize bakarak yutkundu. "Geçen günkü atışmamız yüzünden özür dilerim. Biraz sinirlendiğim için gitmiştim." Sarı saçlarını karıştırdım. "Gitmekte haklıydın. Ben fazla abarttım sanırım."
"İleriye takılı kalıyorsun. İleriyi bilemeyiz Hye. Bu yüzden sadece anı yaşa. Biz birlikte mutluyuz ya, işte bu an gülümsediğimizde anı yaşamış oluyoruz. Geleceği düşinürsen ilerleyemezsin." Cümlesini söylerken baş parmağı çenemdeki kurumuş kanda dolandı. "Aish...Şunu gördükçe sinirim bozuluyor. Hiç yardım istemedin mi ?"
"Camdan sana bağırdım ama yine vurduğu için sesim kesildi." Sıktığı yumruğunu gizlemeye çalışıyordu. Sinirlenmişti. Haklıydı da.
"Sakin ol Yoongi."
"Adam seni bildiğin kırbaçlamış Hye. Ne sakin olu?" Evet baya baya kırbaçlamıştı aslında. "Yoongi."
"Hm?" dedi yumruğunu sıkmaya devam ederken. "Şu adamın çocuğu iyi biri aslında." dediğimde garip garip baktı. "O adamdan iyi çocuk çıkmaz." Kıkırdadım. "Seni buraya çağırmaya o gelmişti. Acımasız duruyor ama iyi çocuk." Nereden açtığım bilinmez bu konuyu ancak bir kaç dakika daha konuşmuştuk.
Seo Ra Un yanımıza oturduğunda Yoongi sessiz kuzuya dönmüştü. Salak salak bakıyordu. "Ne oldu Yoongi ? Çıktığınızı tabii ki biliyorum." Yoongi öyle kaldı . "Kızmadın mı ?"
"Ne kızması ? Oğluşum aşık olmuş diye mi kızayım ?" Sırıttım. İyi bir anne oğul ilişkileri vardı. Beklenilenden daha güçlüydü.

(...)

Yoongi ile birlikte eve çıktık. Kendi evimin kapısını çalmaktan bile korkuyordum artık.
Benim yerime Yoongi zile bastı. Annem kapıyı açtı. Bana bir bakış attı ama bu halimi görünce merakla sordu. "Neyin var ?!" Ellerini omuzlarıma yerleştirdi. "Sana ne oldu böyle ?! Bana cevap ver !Kim yaptı bunu ?!"
"Arkanızda duran dün evlendiğiniz adam yaptı." dedi Yoongi aniden. Tereddütsüz ekledi. "Kemerle." Annem yavaşça arkasına döndü. Adam hiç bir tepki vermiyordu. "Çocuk dediğin böyle büyütülür. Şımartmışsın sen bunu." dedi ve pisçe sırıttı. "Arada dövmen gere-"
"Karının senden neden ayrıldığı belli oldu." dedi annem sertçe. "Seninle vaktimi neden harcadıysam... İki yılımı ne diye sana harcadım ki ?!" Yoongi beni içeri aldı. Odama giriyorduk ki kapımın kilitli olduğunu gördüm.
Annemin neden bir haber olduğu anlaşılmıştı. Piç adam kanları görmesin diye kapıyı kilitlemişti. "Anahtar nerededir ?" Bilmediğim için başımı sağa sola salladım. "Saklamış da olabilir." dedim. "Ama portmantoda kutunun içinde olacaktı." Beni bırakıp gitti ve biraz karıştırdıktan sonra elinde anahtarla geldi." Odama girdiğimizde yerdeki kuru kan izlerine gözleri takıldı. Annemle o adamın tartışmasını dinlerken gözlerim Yoongi'deydi. 

"Onun hayatına karışamazsın!" Annem bağırdı. "Elbette karışırım ! O benim kızım!" Annem ona karşı daha yüksek bir sesle bağırdım. "O senin kızın filan değil ! Sen onun babası da değilsin! Onun için ancak bir abi olabilirsin!"  O sırada Yoongi yere çömelmişti. Masamın arkasında kaldığı için onu göremez olmuştum. Kendimi yatağıma attım. 

"Ben onun babasıyım! Evlendiğimizden beri ben onun babasıyım!" dediğinde annem yine bağırdı. "Bunu seninle evlenmeden önce konuşmuştuk!" 

 Annemi daha önce hiç böyle sinirliyken görmemiş, duymamıştım. Evimizde daha önce hiç bu kadar alevli bir tartışma olmamıştı. Bu tartışma beni endişelendiriyordu. Annem bu adamla severek evlenmişti, o da bilemezdi ki böyle olacağını. Belki de adam ne kadar kötü olsa da onu seviyordu, bilinmez orası fakat görünüşe göre adam annemi ayakta uyutmuştu.

 Belki de seviyor gibi davranmak ve sonunda evlenip başkalarına zarar vermekti hedefi. Eğer böyleyse ilk kurban ben olmuştum. Böyle giderse ikinci hedefi annem, sonra tekrar ben ve sonra yeniden annem olmak üzere tehditlerin bulunacağı bu yüzden hiç birimizin bir şey yapamayacağı, hayatımızın kararacağı korkunç bir döngüye girecektik. Eğer adam iyiyse ve sadece kendi isteklerine göre bizi kontrol etmek istiyorsa, ki bu yine yanlış, ondan kurtulmamız gerekirdi.

 Anlaşılan o ki her ne olursa olsun bu adam bize iyilik değil kötülük yapacak. Bu yüzden bu adamdan bir an önce kurtulmamız gerek.

 Yoongi yanıma geldi ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Ben onun dediklerini bulanık duyuyordum. Görüşüm de iyice buzlu cama döndüğünde istemsiz gözlerimi kapattım ve başımı sağa sola salladım. 

 Sesler netleşmiş ancak görüşüm halen yoktu. Buna ek olarak mide bulantısı da eklenmişti ancak kusamıyordum. Çünkü midem boştu. Kusamayacağımı anlayan miden ağrısını başıma ilettiği zaman göz kapaklarımı sıkıyordum.

"Ya HyeRim! Kendine gel..." Yoongi'Nin sesinin ardından annemin sesi kulağıma doldu. "Hye! Hye uyan!" 

sound || min yoongiWhere stories live. Discover now