altmış üç : fans

3.1K 248 72
                                    

(...)

Bir süreliğine sessizce birbirimize baktık. İkimizde gerilmiştik ve bu yerde, yerin bu kadar dibinde, kimsenin bizi, fark edemeyeceği yerde oluşan hiçbir şeyden kaçamazdık. Ben ölebilirdim, ikimiz de yara alabilirdik.

Şu an kapının dışındakinin bir psikopat olmama ihtimalinin fazla olmadığının hepimiz farkındayız, değil mi?

"Saklan, gerisi bende." dedi Yoongi ve ellerini saçlarıma daldırdı. "Sadece dediğimi yap, güven bana."

O bana güvenmemişken benim ona güvenmem nasıl mümkün olabilirdi? Şu an bunu düşünme, ölmek istemiyorsun, değil mi?

"Pekala...nereye?" diye cevapladım onu, o da bana bilmediğini anlatan değişik bir bakış attı.
Etrafa şöylece bir göz gezdirdim ve en uygun yerin masanın altı olacağını düşündüm. Çünkü masanın ön tarafı tamamen kapalıydı. Kendimi de koruyabilirdim, fark edilme olasılığı da düşüyordu.

Oraya yerleşmemle birlikte kapının açılma sesini duydum.

"Pekala HyeRim." Kendi kendime mırıldandım. Hadi ama, sadece sen burada yoksun! Onları baş başa bırak, Yoongi halleder.

"Opp- Suga?" Kız bir anda Oppa değil de Suga dediğinde ben de o kız kadar şaşırmıştım. Neden Oppa dememişti ki, yoksa o kız bu kız değil miydi?

"Ahn Ri?" Dedi Yoongi de. Acaba tanıduğı biri miydi? Emin olmadan çıkmak gibi bir hataya düşmek istemiyorum...

"Burada ne işin var?"

"Sadece Soo'nun burada olması gerekiyordu- Özür dilerim Suga-yah...buraya girmememiz gerekti-"

"Biliyordunuz da niye girdiniz o zaman ?!" Yoongi kızgındı, sesindeki ton bile beni korkutmaya yetmişti.

"Peki ya bu...bundan haberiniz var mı?" Dosyanın sesi ile birlikte kızın o kız olmadığını anladım. Ne yalan söyleyeyim, rahatlamıştım. Yine de yerimden çıkmadım, konuşulanları dinlemeye çok hevesliydim.

"O ne? İlk kez görüyorum..." Dosyanın koltuğa çarpma sesiyle birlikte oradan çıktım.

"En son ne zaman buraya geldiniz? Bir de neden buraya geldiğinizi sizden duymayı çok istiyorum."

Kız beni görmüştü, azıcık da şaşırmıştı, belli. Ancak cümlelerinde bana dair bir şey demedi.

"İki gün önce geldik, en son. Bir ara Soo'yu buraya getirmiştim, takılmak için. Sonra alışkanlık oldu..."

"Beni pişman ettin." Dedi sertçe. "Sana olan güvenimi boşa çıkarttın. Başından vermemeliydim sana anahtarı."

Anladığım kadarıyla Yoongi anahtarı giderken bu kıza bırakmıştı. Kız da arkadaşıyla burada takılmıştı. Yoongi kızgın olduğuna göre, buraya kimse girmemeliydi.

"Soo ve sen. Bir daha asla buraya yaklaşmıyorsunuz." Sertti sesi, cümleleri. Kız balını eğmişti, mahçup gözüküyordu.

"Ancak Suga, bu kız kim?" Başıyla beni işaret etti, iğneleyici bakışları vardı.

"Sanane."

"Oyuncak mı?" Dediğinde sinirle ona baktım. "Ne diyorsun sen ya?" Yoongi alaycı bir tavırla konuştu.
"Hayır...yani...okulda senin tam bir kötü çocuk olduğun ve çoğu kızı alıba aldığını söylüyorlardı, emin olmak istedim."

"Sana güvenmekle büyük hata etmişim ben."

Yoongi soğuk, asosyal olabilirdi. Duygusuz bir buz küpüne de benzeyebilirdi, ancak o öyle şeyler yapmazdı. Eminim ki, yapmamıştır.

sound || min yoongiحيث تعيش القصص. اكتشف الآن