otuz altı : sorry and i love u

3.5K 345 64
                                    

"Gençler... Biz gidelim isterseniz ?" dedi annem şakacı bir ses tonuyla. Ciddiye alarak oturmasını söylediğimde gülmüştü. "Şakaydı." Annelerimiz sohbete dalarken Yoongi beni dürtmüştü. "Gitmeli miyiz sence?" Çaktırmadan ona fısıldadım. "Hayır hayır. Yerin dibinden çıkana kadar hayır." dediğime karşı kahkaha attığında onun da beni yerin dibine sokmaya heveslendiğini anladım.
Cidden bana karşı olmalılardı.

(...)

Günün sonunda bir tatile çıkma kararı alınmıştı. Jeju adasına, yazın tatile gidecektik. Pekala, buraya kadar her şey son derece normal geliyor kulağa değil mi? Madem çok merak ettiniz, önemli ayrıntıya geleyim. Yalnızca Yoongi ve ben gidiyoruz. İkimiz, yazın, Jeju adasına, 2 günlüğüne..! Annemler ne düşünüyor, cidden...

Yatağımda bir kez daha dönerek mırıldandım. "Delireceğim~" Yüzümü yastığa bastırmıştım ki yastığın altındaki telefonun titreşmesi ile çarpılmış gibi titredim.

Pekala. Kimdi bu rahatsız eden ? Canını alacağım.

SugAa: parka gelsene
konuşmayalı uzun zaman oluyor

Canını alacağım mı demiştim ? Yanlış okumuş olmalısınız, canını severim diyecektim.

hhye: delirdin mi
hava soğuk
saat gece 1
sen bana oraya gelmemi söylüyorsun
delirmişsin sen
hem konuşmayalı yalnızca
3 saat filan oldu

SugAa: dört buçuk saat oldu
gerizekalı
donuyorum burada
gelecek misin

hhye: evine git yoongi
donuyorsan ne diye bekliyorsun
hem gerizekalı sensin
gerizekalı yakışıklı salak*

SugAa: bekliyorum
gelirken kalbini de getir
sevgine ihtiyacım var

Az romantik az etkileyici bu lafına karşılık gülümsedim. Sevimli salak şey!

hhye: pekala geliyorum
ellerini cebine sok
kaydırağın üstünde bekle
orası sıcak olur
bak sakın ayakta durma
eklemlerin donmasın
(yazıyor...)

SugAa: uzaktan düşünme
yanıma gel
çabukkkkk
donuyorum

(görüldü)

Kalktım ve üstüme montumu geçirdim.

"Nereye ?"

"Parka. Yoongi bekliyormuş." Annem sırıttı. "Salaklar. Donmadan gelin."

Botlarımı giydikten sonra telefonumu cebime attım ve parka doğru yola çıktım.


Parktan girdiğim gibi aniden bir şey üstüme atladı.
Kesin üç harflidir bu.
Kollarını sardı. "Yah!" dedim. "Ödümü kopardın!" Güldüğünü duymuştum. "Özledim." dediğinde gülmüştüm. "Yalancı." dedim sebepsiz yere. "İnanmıyor musun ?" dedi ve ekledi. "Biliyordum böyle olacağını. Hiç güvenmezsin ki zaten." Benden ayrıldı ve kendini banka attı. Ben de bankın yanındaki salıncağa oturdum. "Şakaydı."
"Biliyorum." dedi ve gelip arkadan kollarını bana doladı. Çenesi boynumda yerini aldı. "Bu zamana kadar yaptığım her şey için özür dilerim." Beni saran bandajlı bileğini tuttum. "Bu bileğin için ayrı bir özür dilemelisin."
"Hemen." dedi ve kollarını daha da sıktı ve etkileyici bir şekilde kulağıma fısıldadı. "Özür dilerim." Nefes sesini duydum. "Ve seni seviyorum."

sound || min yoongiWhere stories live. Discover now