Araba

15.5K 880 502
                                    

  Başım inanılmaz derecede ağrıyordu. Sanki bir sürü iğneyi alıp kafama batırıyorlardı. Aynı şekilde gözlerim de.

"Hala uyanmadı?"

"Şimdiye kadar uyanması gerekirdi."

  Tepemde birileri konuşuyordu.

"Birazdan uyanır."

"İki saat oldu lan! Ne 'Birazdan'ı!?"

  Barlas bir adama deli gibi bağırıyordu.

"Bir halta yaradığın yok!"

  Daha sonra bir silah patlama sesi geldi. N'apmıştı o!? Lan manyak! Benim burada da hayatım güvende değil ki!

  Gözlerimi açmaya zorladım. Daha sonra yarı açık gözlerimle konuşmaya çalıştım.

"Barlas."

  Sesim çok kısık çıkmıştı. Yine de beni duymuş olmalı bana doğdu döndü.

"Havin!"

"Su."

  Bunu demem üzerine kapıya gitti.

"Jale su getir!"

"Hemen getiriyorum!"

"Orhan sende al şu cesedi!"

"Tamam patron."

  Bunun üzerine içeri bir adam girdi. Ve yerdeki adamı sürükleyerek dışarı çıkarttı. Daha sonra içeri bir kadın girdi. Elindeki suyu bana uzatırken doğrulmaya çalıştım. Kadın doğrulmama yardım ederken bardağı bana verdi. Hızlıca suyu içip teşekkür ettim. Suyu içtikten sonra Barlas'a baktım.

"Niye öldürdün lan adamı? Nereden bilsin benim ne zaman uyanacağımı?"

  Tersleyerek sorduğum soruyla Barlas gözlerini devirdi.

"Daha yeni uyandın bir dur!"

"Ne duracağım lan adamı öldürdün!"

  Barlas yüzünü sıvazlayarak yanıma geldi.

"Adam zaten ajandı Havin. Son işi senin sağlığın idi ve bitti."

  Ağzım açacaktım ki boş verme kararı aldım. Hiç uğraşacak mecalim yoktu.

"Ne oldu?"

  Bir süre suratına bön bön baksam da sonradan yaptıklarım aklıma geldi. Kahretsin!

"Bir şey olmadı."

"Ha keyfinden o masanın altından çıkma dediğim halde çıkıp bağırıp çağırdın? Seninle uğraşmaktan saldırıyla ilgilenemedim!"

  Bunu demesi üzerine aklıma silahla ateş ettiği geldi. Daha sonra ise bütün o saldırı, silah sesleri... 

"Sen mafyasın dimi?"

  Bunu demem üzerine Barlas derin bir nefes aldı.

"Evet."

"Bende diyorum, bu benim hakkımda nasıl bu kadar bilgi sahibi. Meğersem mafyaymışsın!"

  Şakayla karışık dediğim şeyden sonra Barlas'ın ifadesiz yüzü üzerine sustum.

"Kriz geçirmişsin?"

"Çok fazla gürültü ve seste oluyor."

"Kes sesini, diye bağırıyordun."

  Off! Yer yarılsa da içine girsem keşke!

"Olabilir."

"Sebep?"

"Sana ne?"

  Sinirle suratıma baktı.

HackerWhere stories live. Discover now