Flaş

9.8K 599 234
                                    

"Bence kimseye güvenmemeliyiz. Ne Barlas'a ne Tuna'ya ne de bir başkasına. Kaan'a bile! Çünkü şahsen ben onun senin abin olduğu konusunda şüpheliyim."

  Berfin'in dediği şeyle hiddetle ona baktım.

"Saçmalama Berfin! Tamam, kimseye güvenmemek konusunda haklısın fakat Kaan benim abim!"

"DNA testi yaptırdın da benim mi haberim yok Havin!?"

"Berfin yaşadığımız şeyler aynı! Ayrıca bana odaya gittiğimizde bir albüm gösterdi. İkimizin olduğu, tek olduğumuz ve annemle babamın fotoğrafları var! Hatta bazı eşyaları bile o albümün içine koymuş!"

"Mafya değil mi kızım bunlar!? Hı!? İstese senin soy ağacını eline bile verir be! Nereden biliyorsun yalan söylemediğini!? Ya o fotoğraflara bir şekilde erişip sana yalan söylüyorsa!?"

  Kafamı iki yana salladım. 

"O kadar değil."

"Evet o kadar!"

"Tamam. Tamam, diyelim ki bu dediklerin doğru. O hareketi nereden bilecek Berfin!?"

"Sen beni dinlemiyorsun galiba! Mafya onlar mafya!"

"S*keyim senin mafyanı! Lan sen demiyor muydun o senin abin diye!?"

"O, bunları fark etmeden önceydi! Havin gerçekten bu kadar kör müsün!?"

  Gözlerim dolarken tırnaklarımı avucumun içine geçiriyordum. İnanmak istemiyordum.

"Havin, beni daha önce dinlemediğin için şuan bu haldeyiz. O yüzden artık seni değil beni dinleyeceğiz, anlaşıldı mı?"

  Hiçbir şey söylemedim. Hiçbir şey demeden hızlıca banyoya girip kapıyı kapatarak kilitledim. Kapıya yaslanarak yere çökerken düşünmeye başladım. Ailemi, abimi, bizi kaçırdıklarını... her şeyi en başından düşünmeye başladım. Hatırlamam gerekiyordu. Kaan'ın abim olup olmadığını kanıtlayacak bir bilgiye ihtiyacım vardı. 

"Abi hadi oyun oynayalım!"

"Şuan değil Havin!"

  Düşün düşün! Ellerimle yüzümü sıvazlarken bir şeyler hatırlamaya çalışıyordum. Fakat lanet olsun ki yaşadıklarımı hatırlayacak kadar büyük değildim! Belki 5 yaşında değilde 8-9 yaşlarında yaşasaydım daha net hatırlardım. Lakin şuan bu mümkün değildi. 

"Kahretsin!"

  Oflayarak oturduğum yerden kalktım. Lavaboda yüzümü yıkayıp tuvaletten çıktım. Baktığımda Berfin çoktan yatağa girip uyumuştu bile. Bu tavrı kaşlarımı çatmama sebep oldu. Bu kadar bilinmezliğin ortasında nasıl uyuyabiliyordu ki? Oysa ben, bu gecenin bana zehir olacağına adım kadar emindim. Ayrıca o dişlerini fırçaladı mı?

  Tabiki de fırçalamamıştı. Hoş, diş fırçası da yoktu. Hızlı adımlarla odadan çıkıp merdivenlere yöneldim. Hızlı adımlarla aşağı inerken şu meşhur üçlüyü nerede bulabilirim diye düşünüyordum. Belki hala salondalardır, diye oraya yöneldim. Fakat kapıyı açtığımda kimsenin olmadığını görmüştüm.

  Kapıyı kapatıp orada uzaklaştıktan sonra bildiğim bütün odalara bakmıştım. Gerçi beş oda biliyordum zaten. Benim kaldığım oda, mutfak, yemek yeme salonu, salon ve Barlas'ın çalışma odası. Aklıma gelen şeyle adımlarımı tekrar merdivenlere yönelttim. Orada da olmayabilirdi fakat bir bakmaktan zarar gelmezdi. 

  Odanın yerini hatırlamaya çalışırken bir andan da Berfin'in dedikleri kafamı kurcalıyordu.

"Kimseye güvenmemeliyiz!"

HackerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin