Haber

9.3K 558 676
                                    

"Eğer şokunu atlattıysan beni takip et. Önce en basitinden başlayacağız, tabanca."

  Dediği gibi Barlas'ı takip etmeye başladım. Aşırı heyecanlıyım!

  Barlas eline tabancayı alıp göstererek anlatmaya başladı.

"Ateş etmeyi öğrenmeden önce bilmen gereken bazı önemli kurallar var. Bunlardan biri de ateş etmeyeceğin zaman parmağını tetikten çekmen. Parmak tetikte hazır bir şekilde saatlerce beklemez, sadece ateş edileceği zaman. Aksi halde vurmaman gereken zamanda ya da vurmaman gereken birini vurabilirsin."

  Kafamı anladım anlamında aşağı yukarı salladım. Barlas da anlatmaya devam etti.

"Asla bir gözün kapalı olmamalı. Örneğin sol gözünü kapatman durumunda görme alanın daralır ve etrafındaki hareketliliği gözlemlemen sınırlanır. Ayrıca isabet ettirme ihtimalin ise oldukça düşer.

  Bir diğer kural ise şarjörlü tabancalarda, şarjörü hiçbir zaman tıka basa doldurmamak. En az bir mermi kadar boşluk bırakmalısın. Eğer tıka basa doldurursan mermileri itecek olan yayı sıkıştırırsın. Bu da mermilerin rahat hareket etmesini engeller."

  Anlatmaya devam etmesi için kafamı aşağı yukarı salladım.

"Son olarak, atış sırasında tetik çekildikten sonra silahın ateş almaması durumunda namlunun yönünü değiştirmeden bir süre beklenmeli. Nadiren de olsa barut geç ateş alabilir. Buraya kadar bir sorun var mı?"

"Hayır. Basit gözüküyor."

"Güzel. Şimdi şu mankenlerden birine ateş etmeyi dene."

  Eliyle gösterdiği yere baktığımda birkaç tane plastik atış mankeni gördüm. Barlas silahı bana uzatırken elinden aldım.

"Tahmin ettiğimden ağırmış."

"Her şeyden önce içinde kurşun var. Sence de normal değil mi?"

  Gözlerimi devirdim. Birisinin ona mafya olmadığımı ve belimde silahla gezmediğimi hatırlatması gerekiyor.

  Silahı kaldırıp nişan aldım. Fakat beceremediğimin ben bile farkındaydım. Kim bilir dışarıdan nasıl görünüyordum! Yine de umursamayıp bir el ateş ettim. Silahtan çıkan sesle gözlerim pörtledi.

"İlk atışına göre fena değil. En azından bir yeri tutturdun."

  Barlas'ın sesi çok boğuk boğuk geliyordu. Lan!?

"Barlas ben seni tam duymuyorum. Sesin boğuk boğuk geliyor."

  Dediğim şeye kahkaha attı. Ben ise ona kaşlarımı çatmış bir şekilde bakıyordum. Gülünecek ne vardı şimdi!? Ben burada sağır olmuşum, şunun haline bak!

"Geçer bir süre sonra. Yaptıkça alışıyorsun. Normalde kulaklık verirdim ama en çabuk şekilde öğrenmen gerekiyor."

  Sesini daha net duymaya başlarken konuştum.

"Kalıcı bir şey olmaz dimi lan?"

"Olmaz olmaz."

  Silahı elimden alıp konuşmaya başladı.

"Eline ilk silah alışını var sayarsak fena değil. Gözünü kırpmadın ve daha sonrasında elin titremedi. Ama silahı tutuşun yanlış."

"Kuru kuru sıkınca kimsenin eli titremez ki."

  Sırıtarak konuştu.

"Abinin titremişti. Vuramamıştı iki saat."

"Yok artık, ciddi misin!?"

HackerWhere stories live. Discover now