Piramit

9.3K 574 322
                                    

  Yüzünde keyifli bir sırıtış belirdi.

"O zaman ona zevkle işkence yaparım."

"Resmen keyfin yerine geldi."

  Hafif şaşkınlıkla dediğim şey üzerine sırıtışı genişlese de bir şey demedi. Deponun önüne geldiğimizde Barlas kapıyı açıp içeri girerken bende arkasından ilerledim. Koridor gibi bir yerde ilerleyip bir odaya girdik. Barlas kapıyı kapatırken Yavuz'a baktım. Sandalyeye bağlanmıştı. Odaya bir göz gezdirdiğimde ise duvara dayanmış büyük bir masa ve masanın üstünde de bir sürü işkence aletine benzer şeyler vardı. Bunun yanı sıra basit kolonya, tuz, mum vs. bulunuyordu.

"Vay vay vay, Barlas Doğan. Eski dostum benim. Hayırdır, ne için kaçırdın beni?"

  Yavuz'un dedikleri üzerine kaşlarım çatıldı. Ne demek eski dostum?

  Daha sonra gözleri beni buldu. Kaşlarını çatarak bana bakmaya başladı.

"Sen..."

  Yüzümdeki ifadeyi düzelttim. Tatlı bir şekilde gülümseyerek kafamı hafif yana eğdim.

"Alev Aksoy. Memnun oldum."

  Bilerek Barlas'ın çıkarttığı sahte kimlikteki adımı söylemiştim. N'olur n'olmaz. Yavuz tam ağzını açmışken Barlas lafını kesti.

"Soracağım sorulara düzgün cevap ver Yavuz. Yoksa canını acıtmaktan çekinmem."

  O nasıl bir ses lan? Sesinden bile soğukluk akıyordu ki bakışları da ses tonunu destekler nitelikteydi. Fakat bu Yavuz'un hiç umurunda değilmiş gibi görünüyordu. Aksine sırıtarak konuştu. 

"Bilmez miyim? İşkence konusunda daha üstüne yok be Barlas."

  Yavuz'un ne demek istediğini tam olarak anlamasam da dediğine ekleme yapınca taşlar biraz daha yerine oturmuştu. 

"Yanlış duymadıysam 10 büyük mafyaların arasında en çok işkenceye düşkün olanı sensin. Hem bu kadar sakin olup hem de bu kadar işkenceye düşkün birisi nasıl olabildin merak ediyorum doğrusu. Gerçi eskiden de böyleydin sen. Birisinin acı çektiğini görmek sana zevk verirdi."

  Konuştuklarından hiçbir şey anlamıyordum. Birisinin acı çekmesi bir insana nasıl zevk verebilirdi ki? Gerçi bende işkence yapmıştım ama o sıralar psikolojim pek iyi değildi. Buna rağmen bir yerden sonra dayanamamıştım. Bir daha aynı şeyi yapabilir miydim bilmiyorum.

  Beni düşüncelerimden bölen şey Barlas'ın sesi oldu.

"Maske'yi tanıyor musun?"

  Direk konuya giriş yapması ile bakışlarımı tekrar Yavuz'a yönelttim. Yavuz kaşlarını çatmış bir şekilde bize bakıyordu.

"Sadece adını işittim. Fiziksel olarak hiçbir zaman görmedim."

  Daha sonra dediğine ekleme yaptı.

"Hem sen niye arıyorsun ki Maske'yi?"

"Bu seni ilgilendirmez."

"Ona bakılırsa senin derdin de beni ilgilendirmez Barlas."

  Sırıtarak dediği şey üzerine Barlas da sırıtmaya başladı.

"Ama kızının hayatı seni ilgilendirir."

  Yavuz'un anında yüz ifadesi değişirken benim bakışlarım ise bir Barlas'a bir de Yavuz'a kayıyordu. Kızı mı? Lan neden ben bu tür detayları sonradan öğreniyorum!?

"Ona dokunursan..."

"N'aparsın Yavuz? Şuan elin kolun bağlı. Kızını getirip gözünün önünde işkence yapıp öldürsem sonra da senin kafana sıksam n'apabilirsin ki?"

HackerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin