Arkadaş

14.7K 866 396
                                    

"Off!"

  Kaç saat geçmişti bilmiyorum. Savaş çıktıktan sonra hep Barlas'ın neden bana yalan söylediğini düşünmüştüm. Hatta 10 büyük liderleri de. Fakat doğru düzgün bir sonuç elde edememiştim. Savaş çıktıktan sonra kimse de gelmemişti ki sorayım! Artık ip bileklerimi sıkmaya başlamıştı. Bu da yetmezmiş gibi susamıştım.

"Off!"

  Acaba kaçıncı of'layışımdı? Tam tekrar oflayacağım sırada kapı açıldı.

"Ben geldim Yavru Ceylan."

  Elinde yemek tepsisi ile gelmişti.

"Bak sana yemek getirdim!"

  Kendimi evcil hayvan gibi hissetmem normal mi?

"Sağ ol ya!"

  Ben ellerimi açmasına beklerken o ise yere diz çöküp tepsiyi dizine koydu. Çorba, ekmek ve su vardı. Getire getire bunları mı getirmişti gerçekten? Mahkum yemeği gibi.

"Aç bakalım ağzını."

  Deyip kaşığı ağzıma tutunca kaşlarımı çatarak kafamı geriye çektim.

"N'apıyorsun ya?"

"Sana yemek yediriyorum?"

"Ellerimi çözersen kendim yiyebilirim zaten!"

"Üzgünüm ama çözemem Yavru Ceylan. Asiliğin başıma iş açabilir ve ben bunu göze alamam."

"Sonra geri bağlarsın olmaz mı?"

"Olmaz."

  Sinirle suratına bakıp ağzımı açtım. Kendimi bebek gibi hissediyorum!

"Uçak geliyoorr!"

  Yüzümü buruşturarak suratına baktım. Ne yaşıyordu bu adam!?

"Çok tatlı görünüyorsun Yavru Ceylan."

"Bana yürümeyi bıraksan iyi olur!"

  Bunu demem üzerine kahkaha attı. Bense kaşlarımı çatmış bir şekilde ona bakıyordum.

"Sana yürümüyorum Yavru Ceylan. Sadece uzun zamandır sinirlendirecek birini arıyordum."

"Ve o şanslı kişi de ben miyim?"

  Gülerek suratıma baktı.

"Evet!"

  Göz devirdim. O ise tepsideki bardağı bana uzattı. Yavaş yavaş içmeye çalışırken Savaş da elini dökülmesin diye çenemin altında tutuyordu. Bardağı çektikten sonra ağzını açtı.

"Ama eğer hoşlanmıyorsan başka türlü de davranabilirim. Yani normal arkadaşın gibi."

  Tek kaşım havaya kalktı.

"Biz arkadaş mıyız?"

  Derin bir nefes verdi.

"Doğru değiliz... maalesef."

  Kafasını eğmişti. Suratı da düşmüştü. Bir anda tepsiyi dizinden indirdi ve ayağa kalktı. Arkama geçtiğinde kaşlarımı çattım. İpleri çözüyordu. Bileklerimde ki ipleri çözdükten sonra ayağımdakileri de çözdü. Bileklerimi ovuştururken Savaş önüme geçti.

"Sanırım kendin yesen daha iyi olur."

  Şaşkınlıkla Savaş'a bakıyordum. Suratından düşen bin parçaydı. Şekeri alınmış çocuk gibi karşımda duruyordu. Hızlı adımlarla odadan çıkıp kapıyı kapattı. Aslında üzülmüştüm. Ama bir mafyayı 'arkadaş' olarak nasıl görebilirdim ki? Hemde beni esir alan bir mafyayı.

HackerWhere stories live. Discover now