Toplantı

6K 384 663
                                    

"Zeynep Gaye Şaman?"

"Evet."

  Kafasını salladı. Dosyaları okur iken ağzını açtı. 

"Bu işi neden istiyorsunuz?"

"Yaşam koşulları ortada. Harçlığımı çıkarmam gerek."

  Tek kaşı kalktı. 

"Daha yüksek bir maaşa da çalışabilirsiniz?"

"İş bulmak artık sandığınız kadar kolay değil maalesef. Haberleri izlemiyor musunuz?"

  Dosyalardan kafasını kaldırıp gülümsedi.

"Emin olun çok yakından takip ediyorum. Haklısınız. Şu sıralar iş bulmak bi'hayli zor."

  Kafamı salladım. Savaş denen adam önüne dönüp dosyaları incelemeye devam etti. Birkaç dakikanın ardından dosyaları bana uzattı. 

"Tanıştığıma çok memnun oldum Zeynep Hanım. Üzülerek söylüyorum ki sizi işe alamayacağım."

  Kaşlarım çatıldı. Hayır ya! Ben kabul eder sanıyordum!

"Nedenini öğrenebilir miyim?"

"Harçlığınızı telefon almak için çıkartıyor olabilirsiniz. Gereken paraya ulaştığınızda işten ayrılır ve bana tekrar iş biner. Sürekli çalışan arayıp duramam."

"Hayır. Ben telefonumdan gayet memnunum. Böyle bir şey yapmam. Bakın, sizinle açık konuşacağım. Benim bu işe gerçekten ihtiyacım var."

"Ama benim size ihtiyacım yok hanımefendi. Lütfen durumu zorlaştırmadan çıkar mısınız?"

  Savaş denen adam eliyle kapıyı gösterdi. Derin bir nefes verip odadan çıktım. Aşağılık herif! Ne olurdu sanki işe alsan!? Ben Barlas Bey'e ne diyeceğim ya! Şeref yoksunu adam!

  Oflayarak kafeden çıktım. Şoför de beklememişti. Söylene söylene kafeden uzaklaşmaya başladım.

"Barlas Bey'in bu kendine olan güveni ne zaman son bulacak acaba!?"

  Tamam, iyi hoş adam ama kendisine gereksiz fazla güveniyordu. Diğer ihtimalleri hiç düşünmüyordu. Düşünse bile umurunda değildi. 

  Kafeden yeterince uzaklaştığıma emin olduğumda telefonumu çıkardım. Barlas Bey'in numarasının üzerine tıklayıp telefonu kulağıma götürdüm. Bir andan da yürümeye devam ediyordum. 

"Efendim Olga?"

"Barlas Bey, kusura bakmayın rahatsız ediyorum ama yeni gelen şoförün numarası bende yok. Rica etsem beni almasını söyleyebilir misiniz?"

"İşe girdin mi?"

"Hayır."

"Tamam sorun değil. Sen neredesin?"

  Etrafıma baktım. İleride otobüs durağını görmemle konuştum.

"Kafeye en yakın otobüs durağındayım."

"Tamam."

  Telefonu suratıma kapatır iken umursamadım. Her zaman böyleydi. 

"Tamam sorun değil."

  Sesi çok umursamaz çıkmıştı. Acaba başka bir planı mı vardı? 

  Otobüs durağına geldiğimde oturup beklemeye başladım. Şoför birazdan gelirdi herhalde. 


Barlas Doğan'dan:

  Telefonu kapattıktan sonra tekrar bilgisayara döndüm. Havin'i daha iyi anlıyordum. Günlerce bilgisayarın başından kalkmadan çalışmak herkesin yapabileceği bir şey değildi. Eğer konu Havin olmasaydı asla bu kadar ekran başında durmazdım.

HackerWhere stories live. Discover now