Duygusuz

11.9K 723 267
                                    

  Arabanın evin önünde durması ile hızlıca arabadan indim. Bahçenin kapısındaki korumalar üstüme şaşkınca bakarken onları umursamadan koşar adım malikane kapısının önüne geldim. Kapıyı hızlı hızlı çalarken arkamda bir hareketlilik hissettim. Büyük ihtimalle Barlas idi. 

  Kapı açılırken kapıyı açan kadına hızlıca sorumu yönelttim.

"Berfin nerede?"

  Kadın bakışlarını üstümden çekip gözlerime sabitledi. Niye herkes üstüme bakıyor ki? İşkenceden geldim sonuçta. Tertemiz, bembeyaz kıyafetlerle gelmemi beklemiyorlar herhalde!

"Salonda efendim."

  Dediği şeyle tam adım atmıştım ki salonun nerede olduğunu bilmediğim aklıma geldi. Ben sadece kaldığım odayı bir de yemek yeme salonunu görmüştüm. Diğer odalara bakmaya hiç fırsatım olmamıştı. 

"Beni takip et."

  Barlas'ın dediği şeyle peşinden gitmeye başladım. Bir odanın önünde durunca hızlıca onu ittirip kapıyı açtım.

"Berfin!"

  Karşımda Tuna, Berfin ve Kaan koltuklara oturmuş şaşkınca bana bakıyorlardı. Bakışları yavaşça üstüme giderken ister istemez ben de üstüme baktım. Gördüğüm şeyle gözlerim büyüdü. Evet, üstümde kan vardı fakat sadece kan yoktu. Üstümde hala Barlas'ın gömleği vardı. 

  Yutkunarak başımı kaldırırken Berfin'in gözlerinin gittiğini gördüm.

"Berfin!"

  Bağırmam pek fayda etmemişti. Çoktan bayılmıştı. 

"Hay ben böyle işin ya!"

  Yanına gideceğim sırada kolumdan tutulması ile arkamı döndüm. 

"Bir daha bu şekilde görünme istersen. Odana git adamlarım sana kıyafet getirecek."

"Ama..."

"Berfin ile Tuna ve Kaan ilgileniyor zaten. Dediğimi yap!"

  Gözüm ne kadar Berfin'e kaysa da doğruyu söylüyordu. Şimdi beni bir daha böyle görür bir daha bayılırdı bu. 

"İyi tamam."

  Kolumu elinden kurtarıp odadan çıktım. Hızlı adımlarla odama ilerledim. Odaya girip oradan banyoya ilerledim. Kapıyı kapatıp kıyafetleri beklemeye başladım. Beklerken gözüm aynadaki bene takıldı. 

  Üstümde sadece Barlas'ın gömleği vardı. Yetmezmiş gibi her yeri de kandı. 

"Bu gömlek çöp olmuş!"

  Bembeyaz gömlek resmen kırmızıya dönmüştü. Ben nasıl bu gömlekle dışarı çıkmıştım ki!? Nasıl fark etmemiştim? Hadi ben fark etmedim, Tuna, Kaan ve Barlas da mı fark etmedi? 

"Ben de diyorum niye bana öyle bakıyorlar! Sebebi gayet açık!"

  Şahsen ben de karşımda böyle birini görsem ben de öyle bakardım. Burnuma gelen koku ile yüzümü buruşturdum.

"Daha fazla katlanamayacağım!"

  Eğer kıyafetleri getirirlerse bırakırlardı zaten. Hızlıca üstümdeki gömlekten kurtuldum. Gömlekteki kan yetmemiş, tenime de geçmişti. Hızlıca banyoya girdim. Suyu açıp kafamdan aşağıya akmasına izin verdim. Bu duyguyu seven tek ben olamam herhalde.

  Vakit kaybetmeden her yerimi kızartana kadar yıkayıp banyodan çıktım. Bir insan banyo yaparken bile yorulur mu ya?

"Sanırım yorulan bir tek ben varım."

HackerWhere stories live. Discover now