Kafe

5.6K 381 290
                                    

"Kaçkar Dağları."

  Kaşlarım daha da çatılır iken Tuna konuşmaya devam etti.

"Rize'de."

"Rize'de olduğunu biliyorum. Şerefsiz, gitmiş ta nereye götürmüş it!"

"Orası öyle. Şimdi n'apıyoruz?"

"Adamların gelmesini bekleyelim. Benim birkaç işim daha var."

"Ne işi?"

  Derin bir nefes aldım.

"Sonra anlatırım."

  Deyip telefonu kapattım. Masama yöneldim. Kağıt ve kalem çıkartıp yazmaya başladım.

Kaçkar Dağları

Yarın 22.00'da toplantı

Barış Akson & Volkan Güray

Olga

  Bunların hepsini bir sıraya koymam gerekiyordu. Önce yarınki toplantı daha sonrasında da Kaçkar Dağları. Havin'i ne kadar erken bulursak o kadar iyiydi. Olga zaten yarın başlıyordu, onluk bir sıkıntı yok. Barış ve Volkan en son. 

  Kağıdı diğer notlarımın arasına koydum. Unutmamak ya da karıştırmamak için hep notlar tutuyordum. 

  Bilgisayarımdan kameralara girdim. Geriye, Havin'in olduğu kısımlara sarıp izlemeye başladım. Az da olsa moralimin düzelmesi gerekiyordu. 


Kaan Gebiş'den:

"Ne diyor?"

"Sonra anlatırım, dedi kapattı."

  Kafamı salladım.

"Kızı ta nereye götürmüş ya pislik!"

"Aynı şeyi Barlas da söyledi."

"Abi kardeş olduğumuz ne kadar belli."

  Talya ile ben bu dediğine gülmüştük. Tuna ise sırıtmakla yetinmişti. 

"Ben bir lavaboya gideyim mi ya?"

"Git olum bize niye soruyorsun?"

"Eşlik etmek isterseniz diye."

  Tuna bıkkınlık ile nefes verir iken Talya gülmüştü. Gülerek oturduğum yerden kalkıp odadan çıktım. 

  Lavaboya doğru ilerler iken içimde bir sıkıntı vardı. Gülüyordum falan ama pek de mutlu olduğum söylenemezdi. 

"Ulan ne oldu da ben bu grubun en mutlusu olmak zorunda kaldım!"

  Gerçi mutlu olmam ya da öyle gözükmem bir yandan iyiydi. Eğer bende mutlu olmasam yatacak yerimiz olmazdı! Tuna bana sövüyor ama içten içe onunda morali düzeliyordu. Fakat şerefsiz göstermiyordu. Olsun, ben anlıyordum sonuçta. 

  Lavaboya geldiğimde hızlıca işimi halledip çıktım. Esnemeye başladım. Uykum var ya! 

"G*tü boklu Tuna az bekçilik yapsın da uyuyayım!"

  Odanın önüne geldiğimde kapıyı hızlıca bir anda açıp bağırdım.

"Süprayze!"

  Talya yerinden sıçramıştı. Tuna ise refleks olarak ayağa kalkıp silahını çekmişti. Hızlıca ellerimi havaya kaldırdım.

"Ben suçsuzum polis hanım!"

"Senin ecdadını s*keceğim Kaan!"

  Tuna kükremesi ile gözlerim pörtledi. Aslan çıktı ayol bundan. 

HackerWhere stories live. Discover now