Üç İsim

5.1K 334 442
                                    

Barlas Doğan'dan:

  Gözlerimi açtığımda odanın karardığını gördüm. Uyuyakalmıştım.

  Birkaç saniyenin ardından gözüm karanlığa alışmıştı. Etrafıma bakarken yanımda ki komodin de bilgisayarımı gördüm. Yanındaki telefonumu alıp saate baktım, 05.46 idi. Bilinmeyen numaradan gelen mesajı gördüğümde kaşlarımı çatıp mesajın üstüne tıkladım.

05..: Barlas başka bir yere gidiyoruz ama neresi bilmiyorum. Eğer yerimi bulduysan maalesef artık orada değilim.

  Okuduğum mesajla sinir sistemim alt üst olurken hızlıca Tuna'nın numarasını tuşladım. Telefonu kulağıma götürdükten birkaç saniye sonra telefon açıldı.

"Abi yoldayız."

"Geri dönün!"

"Anlamadım?"

  Sinirle derin bir nefes aldım.

"Havin mesaj atmış, artık orada değiller!"

"S*ktir! Lan biz o kadar yolu boşuna mı gittik!?"

"Takıldığın tek nokta bu mu!?"

  Bağırmamdan sonra Tuna'dan birkaç saniye ses çıkmadı.

"Doğru... doğru pardon. Ee n'apacağız?"

"Oraya birkaç adam gönder. Belki bir şey bulurlar. Onun haricinde hepiniz geri dönün!"

"Tamam. Sende yat uyu."

"Bu durumda uyumam mümkün mü sence?"

"Değil ama yapacak bir şey yok. Güçten kesilirsen işimiz daha da zorlaşır. Zaten akşamüstüne doğru bacağın gelmiş olacak."

  Tuna'nın dediğini çok kısa bir süre anlamadım. Çok çok kısa bir süre anlamamıştım fakat sonra aklıma geldi. Bakışlarım olmayan bacağıma kaydı.

"Tamam."

  Telefonu kapatıp ofladım. Acaba bana yazdığını öğrenmiş miydi? Ama bana yazdığını öğrense Havin bana bu mesajı yazamazdı.

"S*keceğim böyle işi ya!"

  Ortalığı birbirine katasım vardı. Bütün eşyaları alıp bir yerlere fırlatmak istiyordum.

"Lanet olsun ya!"

  Bilgisayarı hızlıca kucağıma aldım. Bilgisayarı açıp şu Volkan ve Barış denen iki herif hakkında araştırma yapmaya başladım. İkisi hakkında zaten baya bir şey öğrenmiştim fakat içimden bir ses hala tam olmadığını söylüyordu.

"Umarım bu ikisinden bir şey çıkar."

°°°

  Elimi ağzıma götürüp esnedim. Saate baktığımda 14.23 idi. Ne ara bu kadar saat geçtiğini daha doğrusu nasıl bu saati edebildiğimi bilmiyordum.

  Birkaç saat önce Volkan ve Barış hakkında araştırma yapmayı bırakmış, birkaç mafyayı arayıp onlarla uğramıştım. Fakat ağzına s*çtıklarım en fazla adlarını duymuş oluyorlardı.

  Sinirle bilgisayarı kapattım. Delirecektim. Havin'i bir türlü bulamıyordum. Belki de ben beceriksizdim. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Olaylar sürekli başa sarıyordu. Her şey bir noktada tıkanıyordu. Olaylar bir düğümdü ve bu düğümü ne kadar uğraşırsam uğraşayım açamıyordum. Başka bir yolla açmayı denediğimde düğüm daha da büyüyordu.

HackerWhere stories live. Discover now