Kaza

4.9K 304 499
                                    

  Derin bir nefes alıp bilgisayarı kapattım. Eva'ya döndüğümde sıkıldığını her haliyle belli eden bir tavırla karşılaştım.

"Bitti mi?"

"Bitmedi. Ama ben öğreneceğimi öğrendim."

"Yani? Bana güveniyor musun güvenmiyor musun?"

  Gözlerim kısıldı.

"Sözünün eri olduğunu az çok anladım. Fakat yine de şüphelerim var. Ya itibarın uğruna sonradan bizi ortada bırakırsan?"

"Öyle bir şey yapacak olsam çoktan yapmış olurdum. Berfin bana olayı ilk anlattığında buraya bir polis sürüsü dizer, Havin'i ekiple bulmaya kalkardım. Ama şuan buradayım."

"Bunun ben de farkındayım. Fakat insanların kararı çok çabuk değişir Eva. Bunun örneğini vermek için de çok uzağa bakmamıza gerek yok."

  Eva son cümlemde neyi kast ettiğimi anlamış olmalı ki yüzünü buruşturdu.

"Beni o salakla bir tutma. Ayrıca evet, insanlar çok çabuk taraf değiştirir. Yaptığım meslekten ötürü buna ben de çok şahit oldum. Bana güvenmek zorunda değilsin. Peşime adam takabilirsin, üstüme dinleme cihazı, kamera takabilirsin. Bunların hiçbiri benim için sorun değil. Fakat Havin'i senin kadar ben de bulmayı istiyorum. Buna engel olmana izin vermem. Gerekirse tek başıma araştırırım."

  Tek kaşım kalkarken Eva'ya güvenmeli miydim emin değildim. Buraya geldiğinden itibaren yalan söylememişti. Ama bir yandan bu söylemeyeceği anlamına da gelmiyordu.

"Pekala."

  Eva gözlerinde heyecan parıltısı görünürken ifadesizliğimi korudum.

"Sana hala güvenmiyorum. Ama madem Havin'i bulmayı bu kadar çok istiyorsun, yanımda fazladan bir elin zararı olmaz."

"Bence de."

  Yüzünde alaylı bir gülümseme ve rahatlamış bir ifade oluştu. Oturduğu koltukta yayılırken ağzını açtı. 

"O zaman şimdi ki planımız tam olarak ne?"

  Eva'nın cümlesi biter bitmez kapının bir anda açılması ile bakışlarım hızla orayı buldu.

"Barlas aşkom, bak sana bacağını getirdim!"

  Kaan'ın bağırarak dediği şeyle bakışlarım elindeki bacağa kaydı. Onunda bakışları Eva'yı bulmuştu.

"Sen şu Tuna'nın bahsettiği Eva olmalısın. Memnun oldum Eva cano, ben de Kaan. Gerçi Kaan demeye bin şahit ister. Yakışıklı, zeki, harika, muhteşem, süper kahraman, güçlü, çevik, mutlu..."

  Uzun uzun sıraladığı kelimelerden sonra elini göğsüne götürüp derin bir nefes aldı.

"... ay nefesim yetmedi kız! Neyse, her şeyin en en en'i kısaca canom."

  Eva neye uğradığını şaşırsa da sırıttı.

"Hayatımda gördüğüm en iyi mafya olabilirsin."

"Başka kim olacaktı be!"

  Çirkefleşerek dediği ile Eva otuz iki diş sırıttı. Ben ise konudan bağımsız bir şekilde konuştum.

"Bacağımı ver Kaan!"

"Ay böyle deyince de garip oldu ama al. Senin için kutusundan çıkardım ben!"

"Denedim demiyor da!"

  Elinden bacağımı alırken Kaan dudağını büzdü.

"Ayıp, ne zaman öyle bir şey yaptım?"

HackerWhere stories live. Discover now