İşlerimiz

13.6K 792 246
                                    

"Ölmek için bana yalvaracaksın Maske! Eninde sonunda buradan kurtulacağım ve sana hiç yaşayamayacağın acıları yaşatacağım!"

Yüzüme attığı tokatla kafam sağa düştü. Nefes nefese kalmıştım fakat durmaya niyetim yoktu. İçimdeki nefret hala bitmemişti. Hoş, bitecek gibi de durmuyordu.

"Eğer Barlas'ın elinde işime yarayacak şeyler olmasaydı emin ol seni şuanda öldürmüştüm!"

Dediği şey üzerine kaşlarım çatıldı. İşe yarayacak şeyler mi? Ben daha ne olduğunu anlamadan çenemden sertçe tutup kafamı kaldırdı.

"Şimdi sen burada uslu uslu oturuyorsun. Eğer sesini duyarsam sana aklının almayacağı işkenceler yaparım!"

Çenemi fırlatmak sureti ile bırakıp odadan hızlı adımlarla çıktı. Çıkmasıyla sinirle sandalye de tepinmeye başladım.

"P*ç kurusu!"

Gözlerim buğulanırken etrafı görebilmek için gözlerimi kırpıştırdım. Birkaç yaş yanağımdan süzülürken onları umursamadan debelenmeye devam ettim.

"Havin!"

Gelen sesle durdum. Barlas'ın sesi miydi o? Yoksa ben kafayı mı yiyordum?

"Havin orada mısın!?"

"Barlas?"

"Havin odada sadece sen varsın değil mi?"

Sesin nereden geldiğini anlamaya çalışırken sorusuna olumlu yanıt vermiştim. Daha sonra gözüme çarpan şeyle derin bir nefes verdim. Telefon yerdeydi. Boğuşmada aklımdan çıkmıştı. İyi bari kafayı yememişim.

"Havin beni duyuyor musun!?"

"Evet."

"Soruma yanıt versene kızım o zaman!"

"Ne bileyim, duymadım geri zekalı!"

Derin bir nefes alıp verme sesi geldi.

"Oradan başka bir yere gitme gibi bir ihtimaliniz var mı?"

"Nereden bileyim!?"

"Sabır! Havin bilmem farkında mısın ama seni kurtarmaya çalışıyorum! Beni terslemek yerine düzgün cevaplar mı versen acaba? Hani seni kurtarmamız belki daha kısa sürer falan!"

Dediği şeyle susmuştum. Ben daha ne saydırırdım aslında ama buradan kurtulmam lazımdı. Bunun için de Barlas'a ihtiyacım vardı. Zaten sonrasında bana söylediği yalanların hepsinin hesabını sorardım.

"Etrafın ile ilgili daha fazla bilgi veremez misin?"

"Hayır. Fazla dışarıda kalamamıştık zaten. Bütün gördüğüm şeyleri sana söyledim."

Oflama sesi geldi.

"Anlattığın şeylere uygun bir sürü yer var."

Benimle değilde kendi kendine konuşuyor gibiydi.

"Biliyorum fakat yapabileceğim bir şey yok."

Dediğim şeyden sonra bir süre ses gelmedi. Ben başka ne anlatabilirim diye hafızamı yoklarken aklıma Savaş'ın dediği şey geldi.

"Bilmiyor muyum sanıyorsun!? Bu evin her yerinde kameralar ve ses kayıt cihazları var! Bu kamera ve ses kayıt cihazları da 24 saat izleniyor, kontrol ediliyor!"

"Kahretsin!"

Sinirle söylediğim şeyle Barlas konuştu.

"N'oldu?"

"Savaş bizi dinliyor!"

Dediğim şeyin ardından kısa bir süre ses gelmese de sonradan Barlas'ın küfrettiğini işittim. Zaten anında kapı açılmıştı. Bakışlarım kapıya yönelirken ellerini çırpıp sırıtarak bana doğru gelen Savaş'a baktım.

"Tebrikler Yavru Ceylan. Bende diyorum ne zaman anlayacaklar. Biraz geç oldu ama olsun. Ne demişler, geç olsun güç olmasın!"

Sinirle suratına bakarken Savaş sırıtışını genişletti.

"Bu arada Barlas, haberin olsun yerimi değiştirmiyorum. Gel beni bul. Tabi bulabilirsen."

"Seni p*şt!"

Barlas'ın bağırışı üzerine Savaş cıkladı.

"Bence benimle düzgün konuşmalısın. Sonuçta Yavru Ceylan'ın kaderi benim ellerimde."

"Eğer ona bir şey yaparsan seni öldürmekten beter ederim Savaş!"

Bunun üzerine Savaş kahkaha attı.

"Gerçekten komik adamsın Barlas. Bir insan bu kadar da kendi suçunu başkasına yüklemez ya! Bilmem farkında mısın ama Havin senin yalanların yüzünden bu halde. Eğer burada bir suçlu varsa o da sensin."

Telefondan ses kesilmişti. Doğruydu işte. Yalan söylemişti. Ne kadar yalan söylediğini bilsem de yine de içimden bir şeyler kopmuş gibi hissettim. Güven çok başkaydı. Kolayca kırılıyordu fakat bir daha toparlanması çok zor oluyordu.

"Bazen sana acıyorum Barlas. Böyle biri değildin sen. N'oldu da değiştin böyle?"

Savaş'ın sinir bozucu sesi ile Barlas sonunda konuşmuştu.

"Bu seni hiç ilgilendirmez!"

"Neden? Bence baya ilgilendirir. Hadi beni ilgilendirmesin, beni es geçtim. Peki ya Havin? Bence onu baya ilgilendiriyor."

"Sana ne lan sana ne!?"

"Eğer anlatmaya utanıyorsan ben anlatabilirim Barlas. Dert etme."

Aralarında anlamadığım bir diyalog dönüyordu. Küçük bir ipucu yakalamak için gözlerim bir Savaş'a bir de telefonun diğer ucundaki Barlas'a gidip geliyordu.

"Geberteceğim lan seni!"

"Off! Hep tehdit hep tehdit be Barlas! Sıkıldım ben senden. Azıcık eğlenmeye ihtiyacım var. Eğlenmeye ve rahatlamaya."

Ne yalan söyleyeyim benimde aynı şeylere ihtiyacım vardı. Bir kaplıca tatili fena olmazdı aslında.

Düşündüğüm şeyle kafamı iki yana salladım. Berfin öldü anasını satayım! Hayalini kurduğum şeye bak! Şu durumda düşündüğüm şey hiç normal değildi. Gerçi ben de normal değildim ya, orası ayrı konu.

"Hadi ben kapatıyorum. Malum, Havin Hanım ile işlerimiz var."

Dediği şeyle kaşlarımı çattım. Ne işi?

"Eğer aklımdan geçeni yapacak olursan..."

"Evet, tam da aklından geçeni yapacağım. Ve sen buna engel olamayacaksın Barlas!"

Deyip kahkaha attı. Barlas telefonun ucunda bağırırken Savaş telefonu alıp kapattı. Daha sonrada telefonu duvara fırlattı. Telefon parçalanırken Savaş sırıtarak üstüme geliyordu.

"Eminim Barlas şuanda sinirden çıldırıyordur."

Daha sonra önümde eğildi. Ben ne yapacağını çözmeye çalışırken bir anda saçımdan tutup kafamı geriye attı.

"Fakat bilmiyor ki bende burada zevkten çıldıracağım."

Yaptığı imayı anlayınca korkuyla bağırdım.

"Uzak dur benden!"

Fakat bağırmamı hiç umursamamıştı. Kafasını boynuma gömerken ağzımdan bir çığlık koptu.

"Bırak! Savaş lütfen bırak!"

Ellerini vücudumda gezdirirken ben daha ne olduğunu anlamadan tişörtümü yırtmıştı.

"Yapma lütfen!"

Göz yaşlarım yanaklarımdan akarken Savaş'a neredeyse yalvarıyordum. O ise beni duymuyor gibiydi. Sütyenimi de çıkarırken Savaş'a yalvarmanın hiçbir faydasının olmadığını anlamıştım.

"Yardım edin lütfen!"

Belki adamlarından biri halime acırdı. Belki halime üzülür ve içeri dalardı.

  Ben bağırmaya devam ederken gelen silah sesleri ile Savaş geri çekildi. Aklıma gelen şeyle yüzümde bir gülümseme oluştu.

"İşte şimdi s*çtın o*ospu evladı!"

𓆝 𓆟 𓆞

HackerWhere stories live. Discover now