Dağ

5.7K 410 290
                                    

Barlas Doğan'dan:

"Gel!"

  Kapı açıldı ve daha sonrasında da Olga'nın sesini işittim.

"Barlas Bey, makine bozulmuştu da o yüzden geç getirdim. Kusura bakmayın."

  Önüme Ice Americano'yu koyar iken pek de umursamadım. İstediğimi bile unutmuştum.

"Sorun değil."

"Başka istediğiniz bir şey?"

"O kağıdı ezberle!"

"Tamamdır."

  Olga odadan çıktıktan sonra derin bir nefes alıp bilgisayardan uzaklaştım. Gözlerim ağrımıştı.

  Yüzümü ovar iken telefonuma gelen bildirim sesi ile elimi telefona attım.

  Bilinmeyen numaradan aldığım mesajla kaşlarım çatıldı. Mesajın üstüne tıklayıp okumaya başladım.

05..: Barlas benim Havin.

05..: Fazla vaktim yok.

05..: Sakın bu numaraya mesaj atma!

05..: Bu mesajlarıma da cevap verme!

05..: Ben sana yazabildiğim kadar yazacağım ama sen sakın bana yazma! Zaten bu mesajları sonradan sileceğim.

05..: Gerçi silsem bile öğrenebilir ama şuan konumuz bu değil.

05..: İyi olup olmadığımı merak ediyorsan yalan söyleyemeyeceğim bu mesajları yazmak bile bana acı veriyor.

05..: Fazla uzatmayacağım. Nerede olduğumu bilmiyorum. Bu numaranın sinyallerinden yerimi bulabiliyorsan bul.

05..: Şimdi gidiyorum. Sakın mesajlarıma cevap verme!

  Okuduğum mesajlarla afalladım. Ne yapacağımı unutmuştum. Sürekli 'Bu mesajları yazmak bile bana acı veriyor.' cümlesini okuyup duruyordum.

"P*ç herif!"

  Hızlıca yerimden kalkıp Tuna'yı aradım. Telefon birkaç saniyenin ardından açıldı.

"Sonunda! Abi al şu Kaan'ı başımdan lütfen! Daha fazla dayanamıyorum! Herif resmen sevgilisinin yanında bana yavşıyor! Ve en garip tarafı da sevgilisi buna kahkahalarla gülüyor!"

"Tuna şuan dediklerinin hiçbiri umurumda değil! Havin mesaj attı."

"Ne?"

  Derin bir nefes alıp konuştum.

"Telefonun sinyallerinden yerini bul! Adam tut, birilerini bul ama bir şeyler yap!"

"Abi bu mesajı Havin'in attığından emin miyiz?"

  Dediği şeyle durdum. Tuna tekrar konuşmaya başladı.

"Ya tuzaksa? Yani mesajı Havin değil de Maske attıysa?"

"Mesajı Maske atsaydı kendi topuğuna sıkmış olurdu. Ayrıca daha önce Savaş onu kaçırdığında da telefon bulmuş ve bana sakın o numaraya mesaj atmamamı söylemişti. Burada da aynı şeyi yazmış."

"Tesadüf olamaz mı?"

  Sinirle konuştum.

"Tuna umurumda değil! Sahte, tesadüf, tuzak ya da değil! O telefon sinyallerini bul bana!"

  Sesim yükselir iken Tuna'nın nefes verdiğini duydum.

"Tamam bulacağım."

  Bir şey demeden telefonu kapattım. Hızlıca numarayı Tuna'ya attım.

HackerWhere stories live. Discover now