İkinci Yaşam -32-

17.1K 1.7K 680
                                    



Karanlığın hafifçe azalması ve güneş ışınlarının perdenin arkasından odama sızarak etrafı aydınlatmaya başlamasıyla üstümdeki yorganı çekiştirip ışığa isyan edercesine gözlerimi kapadım. Dün yaşananları maalesef ki sindirememiş olan bedenim kımıldamayı reddediyor ve yataktan kalkmamı daha da zor hâle sokuyordu.

Böyle bir durumda olacağımı hiçbir zaman düşünmemiştim. Enerjim sömürülmüş gibi hissediyordum.

Bacaklarımı kıvırıp yorganın altında daha da büzüştüğüm sırada kısık sesle tıklatılan kapının sesi kulaklarıma ulaştı. Kimin geldiği o kadar umrumda değildi ki içeri girmesi için seslenmedim. Zaten kapının ardındaki kişi de bunu beklemiyormuş gibi kapıyı gıcırdatarak açarak odama giriş yaptı. Kapının ardından kapanması ve kısık bir sesle adımı seslenmesiyle başımı dışarıyı görebilecek kadar çıkardım. Cindy, ellerini arkada birleştirmiş ne demesi gerektiğini bilemiyormuş gibi dikiliyordu.

"Ne oldu," dedim mırıldanarak. Gözüm ışığa alışamadığı için kısmak zorunda kalmıştım.

Derin bir nefes aldı ve küçük adımlarla ilerleyip yanıma oturdu. Onun gelmesiyle iki elimi de yorgandan dışarı çıkarıp sıkıntıyla yorganı yumrukladım. Belki dün olanları çok takmamam gerekiyordu ama ben asla ve asla haksızlığa gelemezdim. Bu yüzden de böyle aşağılanmayı kendime yediremiyordum.

"Dün yaşananlar çok can sıkıcıydı biliyorum ama bu şekilde yorganın altında saklanarak her şeyin düzelmesini beklemeyemezsin Elizabeth."

Yatıştırıcı bir ses tonuyla konuşması az da olsa beni şaşırtmıştı. Benimle konuşma tarzı hiçbir zaman böyle olmamıştı. Eğer Cindy bile benimle böyle konuşuyorsa durum gerçekten ciddi demekti.

"Hiçbir şeyin düzelmesini beklemiyorum. Sadece dışarıdaki kişileri görürsem ya sinir krizi geçiririm ya da onlara geçiririm."

Yorganın üstünde olan ellerimi hiddetle sallamaya başladım. Üzgün müydüm yoksa sadece nefretim o kadar fazlaydı da moralim mi bozuluyordu anlayamıyordum.

"Öfkeli ve kırgınsın, bunu anlıyorum. Fakat geçmişte yaptığın bir hatanın seni etkilemesine izin vermemelisin. Her zaman yeni bir yol bulan birisi değil misin? Bu da çözülür bir şekilde."

"Yaptığım bir hata mı?" Konuşmanın geri kalanını doğru düzgün dinleyemeden sadece bu kelimelere odaklanmıştım. Elimde olmadan kaşlarımı çattım. Cindy hatalı olduğumu düşünüyordu. Böyle bir fikre nasıl sahip olabilirdi?

Kafası karışmışçasına başını bana eğdi. Hafifçe ayrılan ince dudakları ne demesi gerektiğini bilmiyormuş gibi tekrar kapandı. "Bak, seni asla yargılamıyorum. Tüm bunlar Elise'in fikri olabilir ama gidip de bunları söyleyen sendin sonuçta. Eğer bu konu onun için önemliyse gidip o da konuşmalıydı. Sırf onun düşüncelerini kendine ait diye lanse etmen o kadar süre sonra onu rahatsız etmemeliydi."

Şaşkınlık ve büyük bir hayal kırıklığıyla yattığım yatakta oturur pozisyona geldim. "Sen, şimdi bunların hepsinin Elise'in fikri olduğuna mı inanıyorsun?" Başını belirsizlikle evet anlamında salladı. "Öyle değil mi zaten?" dedi mırıldanarak.

Stresle elimi ağrıyan başıma attım ve ovuşturdum. Dün yaşadıklarımın üzerine Cindy ile konuşma fırsatım olmamıştı. Şok ve sinirden hemen odama çekildiğimden ve kimseyle konuşmak istemediğimden böyle bir şeye istek duymamıştım. Ancak şu an, onun bu olayda benim doğruyu söylemediğimi düşünmesi gerçekten kalbimi kırmıştı. En azından Cindy mantıklı davranır, bana inanır diye düşünmüştüm ama o da diğerleri gibiydi. Saçmalığın daniskası, yalan olduğu çok belli olan Elise'in dediklerine inanıyordu.

İkinci Yaşam 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin