İkinci Yaşam -39-

17.3K 1.8K 1.2K
                                    


Bu bölümü nasıl bir kafada yazdım bilmiyorum beni asla sorgulamayın slpcslğwçğdçxş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu bölümü nasıl bir kafada yazdım bilmiyorum beni asla sorgulamayın slpcslğwçğdçxş

Her şey onun gelişiyle başlamıştı.

Balo için hazırlıklarımı hızlıca tamamlamış, uygun bir zamanda salona inmeyi planlıyordum. Neredeyse bir ay boyunca bugün için uğraşmıştık. Gece gündüz demeden prova yapmıştık, en mükemmeli sağlamaktı amacımız. Bu önemli günde kimseyi sıkıntıya sokmak gibi bir amacım yoktu, asla olamazdı. Fakat hayat, bazen size seçenek sunmuyordu.

Dün gece Ethan'ın verdiği elbisenin şokunu, üzerime geçirsem bile atamamıştım. Gün boyunca yorulacağım düşünülerek hafif olması için ekstra çaba sarf edildiği belliydi. Muhtemelen ağır olmasın diye kumaşları altınla kaplattırmışlardı. Hem aşırı şık ve zarif duruyordu hem de oldukça rahattı.

İnce askıları sırtımı açıkta bırakıyor, üst kısmı bedenimi olduğundan bile güzel gösterecek şekilde kıvrımlarımı belli ediyordu. Elimi yavaşça belimden başlayarak elbisenin aşağısına doğru üzerimde gezdirdim. Sıkıca sarılmış belimden aşağısı kabarık eteğiyle birleşiyordu. Topuz yaptığım altın sarısı saçlarım ve boynuma taktığım aile madalyonuma bakarak aynaya gülümsedim. Elizabeth'in babası da gelecekti bugün, tüm bunların yanında ailesini iyi temsil etmek için takmıştım madalyonu. Kimseye Elizabeth'in kim olduğunu ve nereden geldiğini unutturmayacaktım.

Yaklaşan balo vaktiyle bir heyecan sarmıştı bedenimi. Kendimi sakinleştirmeye çalışırken kapı hafifçe tıklatılarak içeri saray hizmetlisi girdi. Tüm balo hazırlıkları boyunca bir sürü hizmetli içeri girip çıktığı için bu kişiyi çok umursamamıştım. Fakat yaklaşmaya başladığında elinde tuttuğu zarftan bunun sıradan olmadığını kavramak uzun sürmedi.

Yanıma gelerek nazik bir hareketle zarfı uzattı. Çattığım kaşlarımla zarfı alırken çoktan odadan ayrılmıştı bile. Şüpheyle açıp üzerinde yazanı okumaya başladım.

Bana verdiğin sözü tutmanın vakti geldi. Yardıma ihtiyacım var. Sarayın bodrumunda benimle buluş, acele et.

-Adrien

Doğru okuyup okumadığımı anlamak için tekrar tekrar aynı satırlarda gözümü gezdirdim. Ona söz verdiğimi hiçbir şekilde hatırlamıyordum. Böyle bir günde beni böylesine rahatsız etmesi az da olsa sinirlerimi bozmuştu. Bir an önce salona inmeliydim. Zack uzun bir süredir kapıda beni bekliyordu. Eğer biraz daha onu oyalarsam başım derde girebilirdi.

Kağıdı buruşturup fırlatacağım anda hangi sözden bahsettiği kafama dank etti. Aylar önce, Alexander ile konuşurken Elise bizi bastığı ve tüm arkadaşlığımız bittiği için bahçeye çıkıp ağlamaya başlamıştım. Çok yıkık bir hareket olduğunu kabul ediyorum ama o anda birisine yakalanma düşüncesi aklıma hiç gelmemişti. Daha sonra Adrien'ın beni bulup yardım etmesi geçti aklımdan. Başı sıkışırsa ona yardım edeceğimi söylemişti. Ben de salak gibi kabul etmiştim.

İkinci Yaşam 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin