İkinci Yaşam -24-

18.3K 1.7K 592
                                    



Zack Rosca:

"Bir saattir sana yalvarıyorum ama hala kabul ettiğin yok. Neyin inadını yapıyorsun anlamış değilim," deyip kaşlarını çattı ve kollarını bağladı.

"İlk seferinde hayır demişsem üstelemenin mantığı yok. Kararım değişmeyecek," dedim sabrımın sınırlarını zorlayarak.

Sırf Ethan istedi diye kabul ettiğim bu görev, çok can sıkıcı olmaya başlamıştı. Kendini bir şey sanan küçük bir kıza korumacılık yapmak isteklerim arasında bile değildi. Ancak gel ve gör ki Ethan'ın istekleri, benimkilerin üstündeydi.

Yapmak zorunda değildim fakat güvendiğim tek kişinin yüz yılda bir benden istediği bir görevi yerine getirmemezlik benlik değildi.

Elizabeth, altın sarısı saçlarını arkaya savurdu ve gözlerini bana dikip inatlaşmayı sürdürdü. Ciddi surat ifademin değişmediğini görünce ayaklarını sertçe yere vurup sinirle dudağını ısırdı. İsteğini kabul etmeyecektim, yalvarıp yakarması bir şeyi değiştirmezdi.

"Anlamıyorsun Zack, biraz da olsa kendime güvenebilmek istiyorum. Senin korumalığından şüphe ettiğim yok, sadece tek başıma kalmak zorunda olduğum bir zaman olursa ya da başım derde girdiğinde, sen yanımda olmazsan diye dövüş teknikleri öğrenmek istiyorum. Neden yardımcı olmuyorsun bana?"

"Öyle bir şey olma ihtimali yok. Seni korumak için her zaman yanında olacağım, bu benim görevim," dedim sinirden sıktığım dişlerimle her bir cümlemin üstüne vurgu yaparak.

Ufak çaplı bir çığlık attı ve ayağa kalktı. Kızması umrumda değildi, düşüncelerini önemsemiyordum.

Hâlâ ona dövüşmeyi öğretmem için beni ikna etmeye çalışırken odaya gelen Cindy'nin sesini duymamla dikkatim o tarafa yöneldi.

"Elizabeth, biliyorsun kahvaltı zamanı. Neden hâlâ odanda diki-"

Beni görmeden önce sakin bir modda Elizabeth'e yönelttiği soru, gözleri benimle buluşunca yarıda kesildi ve yüzü soğuk bir hal aldı. Kömür karası gözlerini bize doğru ilerlerken benden çekip Elizabeth'e kenetledi.

Haftalar öncesinde yaptığımız tartışmadan beri bana karşı sert bir tavır takınıyordu. Kendini bilmiş halindense bu halini tercih ettiğimden onunla uzlaşmaya çalışmıyordum. Bana karşı takındığı tavır gram umurumda değildi. Hem konuşmayınca daha çekilebilir bir halde oluyordu.

Halbuki güzel kızdı, sinir bozucu olmasa ilgimi çekebilirdi.

"Sana son bir kere soracağım Zack, bana dövüşmeyi öğretecek misin?"

"Hayır."

Cevabım kesin ve netti. Çok hızlı bir şekilde yanıt verdiğimden sinirle ofladı ve topuklarını yere vura vura kapıya ilerledi.

"Madem bana hiçbir şey öğretmiyorsun, bundan sonra her yere benimle geleceksin. Nerede saldırıya uğrayacağım belli olmaz değil mi? Senin gibi inatçı ve ruhsuz biri yüzünden ölmek isteklerim arasında değil."

Kapı kolunu tutarken arkasını döndü ve çattığı kaşlarının altından bana sinirli olduğunu düşündüğü bir bakış atıp kapıyı açtı. Koridora adım atmasıyla Cindy'e kısa bir bakış atıp ben de peşinden ilerledim.

Bu kız ile her göz göze geldiğimizde kapkara irislerinden yayılan soğukluk açıkçası ilgimi çekiyordu. Bir hizmetçi olacak karakterde değildi, hele Elizabeth gibi birinin hizmetçisi olacak biri hiç değildi. Nasıl böyle yakınlaşmışlardı kafama yatmıyordu.

On yıllık gizli saklı hayatımdan öğrendiğim bir şey varsa bu kız bir şeyler saklıyordu.

Koridordan gelen soğuklukla Elizabeth, ürperen kollarını ovuşturup kafasını yukarı kaldırdı ve bana baktı. Koridor o kadar soğuk olmamasına rağmen üşümesi beni biraz şaşırtmıştı. Zayıf bir bedeni var, diye düşündüm. Bu haldeyken gerçekten savunmasız ve güçsüzdü.

İkinci Yaşam 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin