İkinci Şans -4-

14.5K 1.1K 748
                                    

BUGÜÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM 🥳

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


BUGÜÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM 🥳

İyi okumalar ❤︎

***

"Tanıştırayım, Leydi Cassandra. Kendisi Mladenovski'nin prensesi olur."

İsmini duyduğum anda gözlerimi kıstım. Zack'in kardeşi olduğu fiziksel özellikleri sayesinde açıkça belliydi. Kan kırmızısı saçlarından bile çıkarabilirdiniz bunu. Çene hatları, keskin burnu, dudak yapısı tamamen onu andırıyordu. Duruşunun bile ona benzediğini görebiliyordum. Belki Mladenovski halkının genelinde bu asi tavır vardı belki de, bilmiyordum.

Yine de bu kızda ağabeyinden farklı bir şeyler vardı, hissediyordum. Neydi bu farklılık, ne hoşuma gitmemişti tam emin değildim. Sadece sinir bozucu bir tavrı vardı. Zaten Ethan'ı görememekle gerilen sinirlerim, hâlâ benden çekmediği bakışlarıyla daha beter bir hâl almıştı.

"Burada ne işi var?"

Nihayet Julian'ın yönelttiği soruyla beraber koyu kahve gözleri başka bir yere çevrildi. Benden kayan odağı kendisinin ana konu olduğu sohbete çevrilmişti şimdi. Böylesi kesinlikle kendisi için daha iyiydi. Benimle burada, bu odada uğraşmak istemezdi.

"Misafirimiz olacak bir süre. Uzun hikaye ve ben herkesin arasında anlatmaya üşeniyorum biliyor musun? Beraber yapacağımız durum değerlendirme toplantısına saklasak diyordum. Sen ne düşünüyorsun?"

Adrius alay eder bir şekilde konuşsa da sözlerinin derininde işlerin ciddi olduğunu sezdiriyordu. Görmeyeli uzamış kıvırcık saçları ensesini kapatıyordu. Tıpkı onun gibi Adrien da uzatmıştı saçlarını. Her şeyi beraber yaptıklarından bu durum beni çok da şaşırtmamıştı.

Julian ve Adrius konuşmaya, daha doğrusu tartışmaya devam ederken aklımın Adrien'a kaymasıyla ikizinin yanında duran ona kaydı bakışlarım. Odaya girdiğinden beri konuştuğunu görmemiştim. Kardeşine kıyasla daha sakin bir yapısı olduğunu biliyordum. Yine de ikiziyle ağabeyi tartışırken araya girmesini beklerdim ondan.

Tartışmadan ziyade dinlenmeyi istiyor gibiydi. Odada dolaşan gözlerinin bir an için Chloe'ye takıldığını gördüm. Zaten başından beri onu izleyen Chloe ile göz göze gelince aralarında küçük, çok hızlı bir bakışma geçti. Çok önemli gözükmeyen kısacık bir andı aslında ama önemli bir ânı bölüyormuş gibi hissetmiştim. Bunun verdiği rahatsızlıkla kaçırdığım gözlerim yeniden Adrius'a döndü.

"Konuşulacak çok fazla şey var. Herkesin içinde tartışmaya devam mı etmek istersiniz, yoksa toplantı odasına mı geçmeliyiz...kralım?"

Şaşırmadığım şekilde Adrius çenesini kapalı tutamamış ve saray halkının içerisinde resmen dalga geçer gibi Julian'ın krallığını vurgulamıştı. Bunu yaparken pis bir gülümseme barındıran başını yukarı kaldırarak tâcı işaret etmesi de pek yardımcı olmamıştı tabii. Açık açık liderliğini sorguluyordu ve bu, kaos isteyen soyluları besleyecek tek şeydi.

İkinci Yaşam 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin