İkinci Yaşam -35-

17.4K 1.9K 1.3K
                                    



Sabret, sabret, sabret...

Bazı durumlarda iyi sonuca ulaşmak için kendinizi geri planda tutmanız gerekir. Üste çıkmamak, kabullenmek ve son bulmasını dilemek...Eğer gerçekten sabırlı bir insansanız bu sizin çok fazla zorlayıcı olmazdı. Fakat maalesef ki ben o kadar sabırlı ve sakin birisi değildim. Bu yüzden şu anda sabrımın son demlerini yaşıyordum.

"Meraktan soruyorum. Böyle hain bir arkadaş olmak gerçekten içini sızlatmıyor mu? Benim vicdanım bu kadarına el vermezdi açıkçası."

Diğer kızlardan gelen onaylayıcı mırıltılar Seraphina'yı daha da gaza getirmiş olmalı ki yüzüne yayılan vahşi sırıtışla elinde tuttuğu ince çatalı tabağının üzerinde gıcık edici bir ses çıkararak döndürdü. O çatalı alıp eline saplamayı öyle çok istiyordum ki...fakat lanet olsun ki yapamazdım. Lanet olsun ki bu kahvaltı masasındaki herkese katlanmak zorundaydım.

En çok da benim çaprazımda oturmuş, alıngan bir tavırla iki yandan örgü yapılmış saçlarıyla oynayan Elise sınırlarımı zorluyordu. İçimde açığa çıkmaya çalışan öfkeyi engelleyip yumruk yaptığım ellerimle masaya sertçe vurma isteğimi zor zaptediyordum. Bu çabam için kesinlikle madalya vermeleri gerekliydi.

"Benim de merak ettiğim bir şey var Leydi Seraphina," diyerek sıktığım dişlerimle yüzüme bir gülümseme kondurabilmek için uğraştım. "Ne zaman kahvaltı sırasında o ağzınızın çene çalmak için değil, yemek girebilmesi için açıldığını anlayacaksınız?"

Benden böyle bir atak beklemediği yüzündeki kibirli ifadenin yavaşça bozulmasından anlaşılıyordu. "Bu çok kabacaydı," dedi mağdur rolü yapıp üzüntüyle kirpiklerini kırpıştırarak. "Leydi Elise'in nasıl acılar çektiğini şimdi daha iyi anlıyorum."

Acının ne olduğundan habersizdi, fakat ben çenesini kırarsam anlamını kavrayacaktı.

"Lütfen tartışmayın." Çaprazımdan gelen, kırılgan sesiyle masadaki herkesin dikkatini çeken Elise, yaşlarla dolu olan kızarmış gözleriyle Seraphina'ya yöneltti bakışlarını. "Elizabeth'i affettim, onun üstüne gitmeyin lütfen. Herkes hata yapabilir ama önemli olan bir daha bu hatayı tekrarlamayıp pişman olmaktır. Ben, Elizabeth'in pişman olduğuna inanıyorum." Seraphina'nın şaşkın suratını önemsemeden yüzünü bana döndü. Bu hâliyle gerçekten bir meleği andırıyordu. "Değil mi Elizabeth?" dedi tatlı sesiyle.

Sabret, diye tekrarladım içimden.

Baloya kadar sabret.

Cevap vermeyip başımı önümdeki tabağıma çevirdim. Karşı çıkmak gibi bir amacım yoktu, diyeceğim hiçbir şey onların inandığı gerçeği değiştirmeyecekti. Boşuna uğraşacaktım.

Eğer karşımdaki kızdan dalga geçtiğini belirtircesine kıkırdayan sesini duymasaydım kafamı yukarı kaldırmamaya devam ederdim. Fakat Antonia'nın seslice gülerek bir elini keskin çenesinin altına koyup, ben de dahil masadakilere aşağılayıcı gözleriyle süzmesi bir şekilde dikkatimi dağıtmıştı. "Hepiniz çok gülünçsünüz," dedi kaldırdığı ince siyah kaşlarıyla.

"Komik olan ne?" Seraphina'nın sorusuyla simsiyah gözleri parladı ve beyaz dişlerini göstererek sırıttı. "Senin varlığın," dedi hafif bir tınıda.

Seraphina belli ki Antonia'dan kendisine karşı bir saldırı beklemiyordu. Aslında masadaki kimse beklemiyodu. Antonia'nın yanından ayrılmayan Seraphina için büyük bir şoktu bu. Belki de bu yüzden cevap veremeyerek sinirden dişlediği dudağıyla önüne dönüp yemeğiyle uğraşmaya başlamıştı.

Yanımda oturan Diana, masanın altından elimi kavrayarak güç verircesine sıktı. Bu hareketiyle biraz rahatlayarak nefes aldım. Bu kahvaltıya kesinlikle gelmemeliydim. Eğer Cindy beni herkesle yüzleşmelisin diyerek zorlamasaydı gelmeyecektim de.

İkinci Yaşam 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin