İkinci Yaşam -6-

21.3K 2.1K 412
                                    

"Leydim, peki bunları nereye koyalım?" Gelen çalışanlara elbiselerimin bulunduğu kısmın altındaki çekmeceyi işaret ettim ve oraya koymalarını söyledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Leydim, peki bunları nereye koyalım?" Gelen çalışanlara elbiselerimin bulunduğu kısmın altındaki çekmeceyi işaret ettim ve oraya koymalarını söyledim.

Saraya gelirken tüm eşyalarımı yanımda getirmemiştim. Sadece en çok ihtiyacım olacaklar benimle birlikte gelmişti. Şimdiyse geriye kalan elbiselerim, takılarım ve daha birçok gereksiz eşyam konaktan saraya ulaştırılmıştı.

Halbuki geçen gün yaşadığım bitmek bilmeyen yorucu ve şoke edici olaylardan sonra bugün sadece odamda kalıp bütün günü dinlenmekle geçirmeyi planlamıştım. Fakat kahrolası bahtsızlığımın benim için farklı planları varmış. Acınası bir şekilde odama tonlarca eşyayı yerleştirmem gibi.

Bir paket elbisenin daha odama getirilmesini izlerken dudağımı büzüp neden her gün elbise giymem gerektiğini tekrar sorguladım. O korseleri istemeye istemeye takıp üstüne kat kat giysi geçirmek o kadar yorucu bir işti ki. Üstelik onunla tüm gün dolaşmayı saymıyorum bile. Hele o topuklu ayakkabılar! Günün sonunda ayaklarıma kara sular iniyordu.

Günümü bir eşofmanla ve bir tişörtle geçirdiğim zamanları o kadar özlüyordum ki. Hiç bu kadar büyük bir nimet olacağı gelmezdi aklıma.

Bu kitabın içerisine düştüğümde eski hayatımın değerini anca kavrayabilmiştim. Derdim tasam yokmuş ama küçücük şeyleri kendime dert ediniyormuşum.

Her gece bu kitaba ışınlandıktan sonra öbür dünyada bana ve beni sevenlere neler olduğunu düşünüyordum. Gerçekten ölmüş müydüm yoksa bedenim hala komada mıydı? Ailem cenazemi çoktan yapmış ve arkamdan yas mı tutuyorlardı yoksa hastane köşelerinde uyanmamı mı bekliyorlardı?

Bunları düşünürken yine gözlerim dolmuştu. Hızlıca gözlerimi silip odaya eşyaları yerleştiren çalışanlara baktım. Büyük çoğunluğu getirilmişti anlaşılan. Ayağa kalkıp giysi dolabıma yöneldim. Ellerimi elbiselerin üzerinde gezdirdim. Her rengin her tonundan elbise vardı dolapta. Ayrı olarak her elbise için de farklı aksesuarlar ve bir çift ayakkabı bulunuyordu.

Eski hayatımda bir kıyafeti üç gün boyunca giyebilirdim ancak burada her gün farklı bir elbise giymem gerekiyordu. Konakta bu yüzden sayamayacağım kadar kıyafet denetilmişti. Denediklerimin hepsinin ölçüsünü alıp bana uygun hale getirdiklerini fark ettim. Bu kadar uğraşmalarını takdir etmiştim ancak fakir ruhlu ben için bunların hepsi çok fazlaydı!

Ben getirdikleri elbiseleri ve takıları incelerken çalışanlar tüm eşyaları odama taşıyıp yerleştirmişlerdi. İşleri bitince hepsi odamı tek tek terk etti. Odamda kimse kalmayınca yatağımın yanındaki şifoniyere doğru ilerledim. Dışarıdan birinin sesi geliyor mu diye kontrol ettikten sonra eğildim ve şifoniyerin çekmecesini açtım. İçerisinde sağda ve solda üst üste dizilmiş kahverenginin tonlarında kitaplar bulunuyordu. Sağ en altakki kitabı aldım ve çekmeceyi kapattım.

Bu kitaplar ilk bakıldığında kişiye romantik aşk kitapları gibi görünebilirdi. Kitaplara kısaca göz atarsanız sıradan, romantik bir aşk hikayesi sanırdınız. Ancak öyle değildi. Bu kitapların aralarına ekstra sayfalar eklemiştim. Dikkatli incelenmediği sürece kolay kolay fark edilmezdi.

İkinci Yaşam 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin